bölüm üç; aşk, virüs

50 6 30
                                    

bölüm şarkısı: redd - aşk, virüs

Cenan dudaklarını Arif'in dudaklarına sertçe bastırmıştı. Özlemle öpüyordu hemcinsini ve bunu yaparken aklındaki her şey pılını pırtını toplayıp gitmiş gibiydi. Bomboştu sanki zihni, tüm düşünceler tatile çıkmış yerine kontrolü duygularına bırakmıştı.

Cenan, Arif'le kapalı kapıların ardına girdiğinde böyle olacağını hiç tahmin etmemiş ve daha önce fark edebilmiş olmayı dilemişti tam o an.

Öpüşünü derinleştirmek amaçlı dudaklarını araladığında Arif'te artık karşılık veriyordu. İkisi de gözlerini sanki ebediyete yummuş nefes almayı siktir etmiş gibi birbirlerini öpüyorlardı.

Arif bir elini Cenan'ın ensesine attı ve oradaki saçları sertçe okşamaya başladı. O bunu yaparken Cenan da dilini içeri yollamıştı. Arif ona uyum içinde hareket ederken ağzından bir inilti kaçırmıştı. Buna kıkırdadı ve Cenan kalbinin eridiğini hissetti duyduğu sese karşı.

Arif'i belinden yakaladı ve kendisine doğru yasladı. Yaptığı hareket ikisininde birbirine sürtünüp ağızlarından inlemelerin kaçmasını sağlarken Cenan bu işin nereye gittiğini yavaş yavaş kavramaya başlamıştı.

Açtığı gözlerini Arif'in hâlâ kapalı olan gözlerine çevirdi ve onu şöyle bir süzdü. Arif halinden oldukça memnun görünüyor hatta oldukça zevk alıyormuş gibi duruyordu. Cenan da kendisi adına aksini iddia edemezdi ama içindeki bir diğer Cenan susmuyordu.

O ses Arif'i hecelere bölüyor ve Cenan'ın ölüp ölüp dirilip kendini başkalarına gömmesini istemesine sebep oluyordu. Aşk bir virüs gibi içine sızmıştı ve artık çok geçti bir kere yakalanmıştı bu hastalığa, çözümü de yoktu kaçmaktan başka. Oysa şu an kaçacak dermanı ayaklarında bulamamıştı.

Arif anın tadını iyice çıkarmak için gözlerini açmamaya devam ederken, kendini tamamen duygularına teslim etmişti, dudaklarını Cenan'ın dudaklarından ayırdı ve tişörtünü bir hışımla kafasından geçirip çıkardı ve bir kenara fırlattı. Gözlerini açtı ardından ellerini Cenan'ın hızla inip kalkan göğsünün üzerinde gezdirmeye başladı.

Cenan'ın giydiği gömleğin düğmelerini yavaş yavaş açıyordu. Cenan'dan herhangi bir onay beklememesi Cenan'ı şaşırtsada karşı da çıkamıyordu karşısındaki bu güzel oğlana.

Kimse Cenan'ı bu zamana kadar alabora edememişti ama şu an içinde bulundukları bu durumda Arif bunu oldukça profesyonel bir şekilde yapıyordu.

Gömleği Cenan'ın kollarından çıkardı ve tişörtünü attığı tarafa doğru fırlattı. Ardından ani bir kararla Cenan'la yerlerini değiştirmiş ve şimdi kapı arasında sıkışan kişi Cenan olmuştu.

İkisinden de hiçbir söz çıkmaya cesaret edemezken tekrar öpüşmek üzere dudaklarını birleştirdiler. Bu öpücük diğerine göre oldukça nazik ve kibardı. Hoş bir tat bırakıyordu ağızda ve kalbi ısıtıyor, sımsıcak yapıyordu. Bir süre bu şekilde devam ettiler.

Sonra Cenan aniden Arif'i ittirince Arif ona bakakalmıştı. Cenan kapının kilidini çevirdi ve gömleğini yerden alıp kapıyı aralamadan önce Arif onu kolundan yakaladı. "Bir anda ne oldu Cenan?" diye sorduğunda sonunda ikisinden biri içinde bulundukları durum hakkında konuşmaya cesaret edebilmişti.

Ancak Cenan, Arif kadar cesaretli değildi. Her zaman olduğu gibi yine en iyi yaptığı şeyi, Arif'i kırmayı seçecekti. "Çok plastik öpüşüyorsun Arif, hiçbir duygu hissettiremedin bile. Kimseyle bu kadar plastik öpüşmemiştim."

Arif ağzı açık kalmış sadece Cenan'a bakıyordu Cenan fırsattan faydalanıp konuşmasına devam etmeyi tercih etmişti. "Bak bu az önce yaşadığımız şey her ne ise bir anlık bir şeydi anladın mı? Benim senin gibi bir ibneyle aynı seviyeye düşecek bir halim yok herhalde."

mükemmel boşluk , arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin