Arabada sessiz sakin giderken abim ortaya bir fikir attı.
"Biz Duru'yla film izlicez de sende gelsene Barış."
Uzunca bir süre sürmüş olan sessizliği bozunca hem ben hem Barış abime döndük.
"Olur."
İkimiz de aynı anda cevap verdik. Ben bunun üzerine gözlerimi Barış'a çevirdim ve birkaç saniyeliğine gözleri gözlerime değdi. Bu sırada abimin dikiz aynasından sırıtarak bana baktığını fark ettim. Ben de ufak bir sırıtışla gözlerimi devirdim ve ensesine vurmak için hareketlendim. O ise benden hızlı davrandı ve kafasını diğer tarafa eğdi.
"Malmısın Duru araba kullanıyoruz şurda."
Oflayarak yerime geçtim ve gözlerimi kapattım. O esnada Barış'ın kendi kendine güldüğünü duyabiliyordum.
30 DK SONRA
Yaklaşık 5 dakika önce eve varmış, üstlerimizi değişmiş ve kanepeye oturmuştuk. Ben abim ve Barış'ın ortasına oturmuş, battaniyenin altına girmiş bi şekilde televizyona bakıyordum. Abim ise güzel bir film seçip onu açmıştı.
"Ben mısırları patlatıp geliyorum siz başlayın filme."
Abim bunu diyerek salondan ayrıldı ve mutfağa gitti. Biz bir süre sessiz kalmıştık. Barış filme odaklanmış gibi görünüyordu. Ben de aynısını yapmaya çalışsam da, gözlerimin yavaş yavaş ağırlaştığını hissedebiliyordum. Gözlerimi son bir kez kapıya çevirdim ve abimin hala mutfakta olduğunu fark ettim.
Biraz daha uykuyla savaşmaya çalışsam da, kısa bir süre sonra pes ettim ve gözlerimin kapanmasına izin verdim.
O anki uyku sersemliğiyle fark etmediğim şey ise gözlerim kapandığı anda kafamın Barış'ın omzuna düşmüş olmasıydı.
2 SAAT 30 DAKİKA SONRA
Ufak bir kıpırdanma hissetmemle gözlerimi araladım. Etrafımda hissettiğim iki güçlü kolun beni koltuktan kaldırdığını anlamam uzun sürmedi. Bu kişinin Barış olduğunu anladığım anda ise kalp ritmimin hızlandığını hissettim. Tam birşey diyecekken Barış kafasını eğip ufak bir gülümsemeyle bana baktı.
"Şşşş. Devam et uyumaya."
Rüya mı görüyorum yoksa bunlar gerçekten oluyomu?
O bunu söyledikten sonra yarı uykulu bir halde başımı salladım ve o beni odama taşırken uyumaya devam etmek için kafamı göğsüne yasladım.
Kısa bir süre sonra beni yatağıma bıraktığını ve üstümü battaniye ile örttüğünü hissettim.
"Teşekkürler Alperen."
Saniyesinde uykuya dalmış, Barış'ın bana şaşırmış bir şekilde baktığını görememiştim.
Sanırım batırdım.
Tekrardan gözlerimi açtığımda odamda olduğumu fark ettim. Birkaç saniye etrafıma bakıp buraya nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım. Beni buraya kimin nasıl getirdiğini anladığım saniyede ise yüzümün kızardığını hissettim.
Hala rüya mıydı değil miydi emin değilim. Ama... Çok gerçek hissettirmişti.
"Duru! Hala uyanmadınmı? Hadi yemek soğuycak."
Abimin sesi her sabah olduğu gibi içeriden duyulmuştu.
"Geliyorum geliyorum."
Odamdan çıkıp mutfağa giderken koridorda Barış'la karşılaştım.
Hiçbirşey olmamış gibi davranırsam bence o da hiç bu konuyu açmaz.
"Günaydın."
Küçük bir gülümsemeyle Barış'a baktım. O ise gözlerini yerden kaldırmadan yanımdan geçti ve tamamen duyamadığım birşeyler mırıldandı.
Bu davranışına anlam veremesem de, uykusuzluğuna yorarak sessizce onun peşinden mutfağa girdim. Ben mutfağa girer girmez abimin söylenmesiyle karşılaştım.
"Senin antrenmanın yokmu bugün? Bu saate kadar uyunurmu?"
Onun bu sözlerine gözlerimi devirdim ve sakince geçip masaya oturdum.
"Daha 3 saat var antrenmana. Yetişirim tabi."
Böyle dememe rağmen hızlıca masada birkaç birşey atıştırdım ve masadan kalktım. Barış yemek boyunca tek bir laf etmemişti ama ben yine hala uykusu olduğunu düşünerek birşey demedim.
Odama gittikten sonra eşofman takımımı giydim ve formamı çantama sıkıştırdım. Saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım ve raftaki parfümüme uzandım. Onuda sıktıktan sonra arabanın anahtarını aldım ve kapıya doğru yönlendim. O sırada birinin göğsüne çarptım. Kafamı kaldırdığımda bunun Barış olduğunu gördüm. Uzun uzun birbirimize baktık fakat o bir özür bile dilemeden ordan ayrıldı. Neden böyle davranıyor ki???
Kızım kendine gel noluyor sana, sen bu kadar bunları düşünmezdin. Yoksa..? Hayır saçmalama yok öyle birşey.
"Abi ben çıkıyorum."
"Akşam ben Elifle dışarı çıkacağım abicim. Evde olmam muhtemelen."
Size Eliften bahsetmemiştim sanırım, abimin sevgilisi. Fenerde oynayan bir smaçör. Barbieye benziyor. Hayır kıskanmıyorum.
"Tamamdır abicim iyi eğlenceler size."
Çıkmadan son kez Barışa baktım. Bana bakmıyordu bile.
Arabaya biner binmez emniyet kemerimi taktım ve şarkı açtım. Yine aşk şarkıları dinliyordum. Sarıyor ama ben napayım?
Sessiz sakin bir şekilde salona vardım ve arkadaşlarıma sarıldım. Sevdiğin kişilere sarılmak dünyanın en güzel şeyi. Kalbim yumuşacık oluyor resmen. Bu işte bittikten sonra üstümüzü değiştirdik. Kondisyon antrenmanı varmış, lanet olsun. Canımızın çıkacağı konusunda hepimiz hemfikirdik.
Antrenman sonu*
Arabama bindim ve sakince eve döndüm. Ev boştu. Barış'a mı yazsam diye düşünmeden edemedim. Elime telefonumu aldım. Biraz profilinde gezindim. Ne kadar yakışıklıymış.
Hemen mesaj yazmaya başladım.
"Naber?"
Anında görüldü.
"İyi senden?"
"Bendende iyi. Sabah bir gariptin, iyi misin?"
"Yok, tam tersine olması gerektiği gibiydim."
Neyden bahsediyor?
"Anladım iyi akşamlar o zaman sana."
"Sana da."
Uykunun bastırdığını hissettim. Üstüme bir battaniye aldım ve uyku beni içine çekti.
Nasılsınızzzz umarım iyisinizdir. Hayırlı Ramazanlar diliyorum hepinize. Sizi çok seviyoruzzz 4 gözle yeni bölüm beklemeye devam edin. Öpücükler<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galatasarayın Aşkı
RomanceGalatasaraydan Boey gittikden sonra ilk 11 de yer alan Barış Alper Yılmaz ile, Galatasaray Voleybol takımı efsanesi Duru Aktürkoğlunun dağları delen aşkı... Bu çift size hiç bi türlü zorluğun gerçek aşkın önünde duramicağını göstericek.