I Must Forgive Myself

Pencere, bardak, edi ile büdü

"Elif, bizim, burada ne işimiz var ya!" İlkin, bana bu soruyu bin kere sordu. Evden geldiğimizden beri "işimiz var" desem de hala soruyor!

"Ya İlkin, Zehra sürekli bir yerlere gidiyor." Zehra, öğlenleri evden çıkıyor ve gece çok geç saatte geliyordu. Hatta Ebrar, geçen sordu. "Aileme gittim." Dedi ama ailesi tatile çıkmıştı. Daha dün söyledi.

"Ya bizene! Kızın kendi hayatı!"

"Saçmalama, İlkin! Ya başına bir iş gelirse!"

"Gelip bize anlatır."

"Haaa bekle anlatır."

Bilmediğimiz bir eve gelmişti. Açan kişiyide görmedik. Acaba sevgilisi falan mı var bu kızın?

Hemen girdik bahçeye ve ilerledik. Camdan bakmayı planlıyorduk. Perdeleri kapalıydı ama ufak bir boşluk vardı. Oraya doğru ilerledik. Eğilmeye çalışarak baktık. Çok seçilmiyorlardı. Sadece Zehra ve kafası. Biriyle konuşuyordu. Ses çok az geliyordu ve anlamsızdı.

"Dur dur! Ben, bardak getirdim!" İlkin, koca çantasından iki bardak çıkardı. Bunlar ne iş?

"Bunlar ne iş?"

"Sen, "işimiz var" dediğinde aldım."

"Sürprizler dolu bir kadınsın."

"Saçmalama Elif! Bahçede masa var, orada unutmuş bardakları. Oradan aldım."

"Haa o zaman iyi."

Ben, bardağı ters çevirip cama koydum. İlkin de benim kafama koydu. Sesler biraz daha netti.

"Onunla ne zaman konuşacaksın?"

"Zamanı gelince."

"Hep öyle diyorsun sende!"

Bunlar nasıl cümleler be! Kiminle ne zaman konuşacak!

"Elif, bence kapıyı çalalım."

"Dur, bekle!"

Biraz daha dinleyip öyle çalacağım. Ses erkek sesi de değildi ki. Yoksa!

"Zehra, ben, korkuyorum! Ebrar, yüzüme bile bakamaz! Beni görünce daha beter olacak."

"O zaman neden buraya geldin Vargas. Buraya, kendini affettirmeye gelmedin mi! Sana fırsatlar yaratmaya çalışıyorum. Ben, seni affettim. Hemde yaptığın onca şeyden sonra! Diğerleri neden seni affetmesin!"

Duyduğumuz isim ile birbirimize baktık İlkinle.

"Vargas mı!"

Pencere baktıklarını gördük. Artık geri dönüş yoktu. Evin kapısına doğru yürüdük. Konuşmamız gerekiyordu. Hangi yüzle geldi ki buraya? Ebrar'a yaptığı onca şeyden sonra hem de, bana ettiği sözlerden sonra hangi yüzle geldi buraya? Bizi kırdığı yetmedi mi? Her şey bir idda üzerine kurulu değil miydi zaten? İlkin de, benim gibi düşünüyordu.

Kapı açılınca Vargası ve Zehrayı gördük. Oda bu işin içerisindeymiş. Demek ki geldiği yer burası.

"Bize bir açıklama yapmalısınız."