Askeriye

8 1 3
                                    

Ajda PEKKAN/ YAKAR GEÇERİM 🎶

Güntekin~

Usana sıkıla bir arkasındakilere  birde önündeki otobüse baktı sessizce . Gelip çatmıştı askerlik zamanı. Gitmek istemesede  zorunluydu buna ne yapsın. Arkasındakiler derken haa sakın ola sanmayın ki annesi babası  sıcak ailesi falan, onlar arkadaşlarıydı. Ailesini daha çok küçükken kaybetmişti . O zamanlar daha çocuktu ve ona sadece bir araba kazası sonucu öldüklerine inandırdılar. Lakin, gerçek bambaşka bir şey idi. O şimdilik sadece ailesinin araba kazasında öldüğüne inanacaktı ve susacaktı.Bu kadar..

Son kez  herkesle sarılıp otobüse bindi. Ve bir süre sonra otobüs durduğu yerden harekete geçti yavaşça o ise bu yavaşlık gibi oda yavaşça sessizliğe büründü. Yerine iyice yerleşti, zaten en arkaya gidip oturmuştu bilerek. Fazla dikkat çekmemek için.

Kafasını cama yaslayıp oranın nasıl bir yer olduğunu düşünmeye başladı...

Acaba orda ne gibi şeyler bekliyor beni, ya çok sert davranırlarsa, ya yanlış birşey yaparda onların arasında küçük düşersem, yada komutan veya çavuş beni sevmeyip her işi bana yaptırırlarsa , ya ordaki antrenmanlara ayak uyduramazsam?

Ne kadarda büyük bir senaryo kurmuştu kafasında öyle? Oysa tek yapması gereken cesaretini toplayıp dik durması lazım değil miydi?

O böyle düşüncelerle korkup telaşlanırken yanının çökmesiyle kendine gele bildi.

Daha yeni bomboş olan yanına şimdi önden gelip biri oturmuştu. Hafifçe ona döndü ama yüzünü göremedi. Kapüşonlu giymişti ve şapkası kafasındaydı. Biraz dahada eğilirse ona bakmaya çalıştığını anlayacaktı zaten. O yüzden tekrar döndü önüne. Eline telefonunu aldı ve Instagram'a girdi. Uzun bir süre geçti saatler oldu. Şöyle bir önüne baktı. Sanırım herkes uyumuştu. O telegonuna geri dönerken omzuna düşen bir baş ile irkildi. Herkes diyince oda dahil oluyordu. Bir süre düşündü. Ne yapa bilirim?, diye. Sonra boş verip yorgun olduğunu ve o şekil dimdik uyursa boynu ağrıyacağı için boş verip uyumasına izin verdi.

Birkaç saat yolu izlemeye devam etti. En sonunda onunda uykusu gelince biraz utanarak nasılsa herkes uyuyor diyip kafasını omzundaki bedenin kafasına yasladı. Ve kısa süre sonrada uyudu..

Uyandığında ise kafası birinin başına değilde omzuna yaslıydı artık.

Hareket etmedi, edemedi. İçini biraz utanç kapladı. Sanırım uyuma numarası yapacaktı çünkü ne diyecekti kalkınca? Diye bilirdi de. Sen niye omzumda uyuyorsun diye sorduğunda, ilk sen kafanı koydun omzuma, diye cevap vere bilirdi. Ama utangaçlığı ağır bastı ve sustu.

Genelde utangaç bir kişilik değildi. Sadece tanımadığı kişilere karşıydı bu utangaçlık ama bazen arkadaşlarından da utandırdı.

Şöyle gözünü ufacık açıp yola baktı. O sırada bir araziye giriş yaptılar ve otobüs oraya girer girmez durdu.

Anlaşılan yürüyeceklerdi. O bunları düşünürken yanından boğuk bir ses geldi.

"Şimdi nasıl uyandıracam ben bunu?'

"Çok sakin ve huzurlu uyuyor. Nasıl uyandıracağımı bilmiyorum. Ama inmemiz gerek. "

Dediğini duydu. Sonrada dürtülme hissi hissetti bedeninde.

Sanırım artık gerçek haline dönüp uyanmalıydı. Ama inandırıcı olması lazımdı.

Gözlerini yavaşça açtı ve esnedi. Sakince etrafına baktı ve yüzüne bakmayı akıl bile edemediği çocuk o uyanınca yanından geçip gitti bir rüzgar edasıyla.

Hırs-GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin