Benimle Gelmek İster Misin?

Giderim ama hâla görüyorum sevgilim. Andımız kalbimi parçalıyor...

Koyu yeşil çimlere bastık nehir kenarındaki. Gri kayalara vuran su şarıltısını pas geçtim. Sadece kalbinden yayılan tek benim hissettiğim sevgiye mahkum kaldım. Bağlı kaldım. İstiyorum. Bulamıyorum. Çaresizim. Kimse benim kadar mutsuz olamaz emin ol.
Avuç içlerim kızarmış. Bunun için kendimden utanıyorum. Yaşadığım için kendimden nefret ediyorum. Yanaklarım kızardı. Öpüyordun ben utandığımda. Yüzüme düşen saçları çekiyordu. Hayallerimizde kafamı dağıtıyordun. Bu sadece tatlı ve masum hâli. Seni daha çok arzulamama sebep olduğunu bilmiyordun. Bilerek yapıyordun.
Bileklerime kadar soğuk suyun dibinin kara göründüğü saate vardık.
Omuzlarımda girdiğinde kaynayan bir yemek gibi hissetmiştim kendimi. Kendini buna layık gören. Özür dilerim. Ne istediğimi biliyorum.
Burun deliklerimden çıkan hava kendini yenileyemez duruma geldiğinde... Kendimi oraya ait hissedeli çok olmamıştı. Uzun zamandır bir yandan kendime koyduğum görevdi bu. Birazcık ötede sen betonların altında yatarken, göğüs altımdan bir elin belimi kavradığını hissettim. Açık gözlerim içinde bulunduğum suyun berraklığı sayesinde üstümüze düşen ve akıntıya kapılıp giden sonbahar yaprağını görmüştü. Senin de görmeni isterdim.
Artık zaman kalmadı. Nefes de kalmadı. Senin de benimle olduğunu biliyorum. Mayışıyorum, gözlerim kapatıyor. Çığlıklar atmıyorum. Bünyem sarsılıyor. Bu dünyadan koptuğumu hissediyorum. Veya koparıldığımı. Ama... Huzurluyum.
"Gökyüzü bulutlarla kaplı, sense kalbimde bendini adamış bir şeytansın..."