* Odamdaki Kraliçe *

24 2 0
                                    

Okul çıkışı fena halde yağmur yağıyordu. Bende ağlayarak okuldan uzaklaşıyordum. Yağmur yağmaya başlamıştı. Eve geldiğimde gözyaşlarımı sildim. Demir'in beni böyle görmesini istemiyordum. Anahtarla eve girdim, kimseyi aldırış etmeden odama çıktım fakat gördüğüm manzara pek hoşuma gitmemişti. Odamdaki kraliçe...                                                                                                                                   Kendini bir kraliçe sanan kuzenim Selen'in odamda ne işi vardı? '' Özledin mi beni Masalcığım? '' Severdim ama gıcık kaptığım oluyordu. '' Ya ne demezsin çok çok özledim. '' dedim. Sonra bana sarıldı ve bende ona. Sarılmamız bittikten sonra telefonunu ve törpüsünü alıp salona indi. Bende siyah bir tayt ve beyaz renk siyah ingilizce yazıları olan tuniğimi giydim. Saçımı topuz yaptım ve test çözmeye başladım. Bir süre sonra sıkılmaya başladım ve Ada'ya mesaj attım.

KİME: ADA

Ada canım çok sıkıldı gelsene bize.


KİMDEN: ADA

Olmaz ki, biz eve vardıktan sonra yağmur daha da şiddetlenmiş. Evi uzakta olan popüler öğrenciler ki evlerinin uzakta olma sebepleri okula arabalarıyla gelmek için ve villalarda yaşamak içinmiş. Bizim evler ne acaba? Neyse okuldan çıkamamışlar tıkılıp kalmışlar. Aslında birileri halinden çok hoşnut çünkü Egemen ve Kuzey ile okula tıkılmışlar! Bu da beni çok sinirlendiriyor.


KİME: ADA

Haklısın, neyse o zaman  ben biraz kitap okuyacağım.


Telefonumu kapattım. Kitaplığımdan bir kitap seçmek için kitaplığımın önünde dikildim. 5 dakikadan sonra Rebecca isimli kitabı okumaya karar verdim. Balkonuma geçtim, balkonumdaki çok açık şirin bir pembe ile boyanmış meşe ağacından yapılmış şirin masama kitabımı koydum. Sonra odamdan çıkıp merdivenleri ikişer üçer inerek mutfakta bittim. Kendime kahve yaptım, bardağıma koydum ve balkonuma çıktım. Kitabımı okuyor ve kahvemden yudum alıyorken ilgimi başka bir şey çekti. Gözlerimle balkonu inceledim ve o sırada ilgimi çeken şeyi gördüm. Balkonumda fazladan kapı vardı! Üstelik, o kapı dışarıya açılıyordu merak ettim ve o kapıyı açtım karşıma koridor & üst geçit gibi bir şey çıktı. Üst ve yanları plastik camdan alt kısmı ise tahtadandı. Plastik camların üzerinde yazılar yazıyordu. Bir kaçını okudum. ' Masal & Ada ' ' Sonsuza kadar dost muyuz? Sonuna kadar... ' ' Biz birbirimizi tamamlarız birimiz siyah birimiz beyaz asilliği tamamlarız. ' ' MasAd dostluğu sonsuzluktur!' ' Bir peri fısıldar nedir bu dostluk? diye... Biz deriz ki Masal ve Ada dostluğudur diye... ' Ve içlerinden bir tanesi baya ilgimi çekti. '' Sen gülerken yanındakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsın onun için öyle bir ağaca yaslan ki asla yıkılmasın öyle bir dost edin ki seni asla bırakmasın... '' Bunu okuduğumda ağlıyordum ve şimdi iyi hatırlıyordum burası bizim Ada ile benim evlerden geçiş köprümüzdü. O kadar üşengeçtik ki dışarı çıkmaya üşeniyorduk ve bu durum karşısında benim babamla Ada'nın babası bunu yaptırmıştı. Okula başladık sonra sınıf atladık sınavlar, karneler, belgeler derken bu köprüyü unutuvermiştik. Sonra Ada'nın balkonuna gittim. Bu köprü Ada'nın balkonuna çıkıyordu. Hemen odasına girdim. Ada beni gördüğüne çok şaşırmıştı. Nasıl  geldiğimi soracakken '' Köprüden geldim hadi odama gidelim. '' dedim. Ada önden gitti ve o yazıyı görmeden önce küçüklük resimlerimize baktı ve o yazdığımız yazılara..                                                                      Sonra benim o ağlayarak okuduğum yazıyı okudu. Aynı anda sesli bir şeklide okuduk '' Sen gülerken yanındakilerde güler ama ağlarken yalnız ağlarsın onun için öyle bir ağaca yaslan ki asla yıkılmasın öyle bir dost edin ki seni asla bırakmasın... '' ikimizde bu sözü ağlayarak okumuştuk ve birbirimize sarıldık. Büyülü, sihirli bir şey gibiydi. Burada zamanım çok geçecekti belliydi. Odama geçtik tabi ben soğumuş olan kahvemi balkondan aldım ve tekrar ısıtmak için mutfağa gittim.  Isındığında dikkatlice merdivenleri çıktım ve odaya girdiğimde ne göreyim Ada benim oyuncak kraliçe tacımı ve kraliyet pelerinimi giymiş! Pembe renkti. Gözlük takmış THUG LİFE yapıyordu :D Gizlice onu çekip instagrama attım. #Odamdaki #Pembe #Kraliçe #Ada diye paylaştım. Sonra Ada '' Benim gitmem lazım görüşürüz. '' dedi. Bende '' Bu arada yarın okullar tatil haberin olsun. '' dedim ve gitti. Kahvemi içiyorken telefonda izlediğim komik şey yüzünden bir anda odama giren Demir'in suratına kahve püskürttüm. Demir bana -,- böyle bakarken ben gülmemek için zor duran fok balığına benziyordum. Demir odadan çıkınca anırmaya başladım. Sonra Ada gelmeden önce ki okuduğum Rebecca isimli kitabıma devam ettim. Bir süre sonra Selen odaya girdi ve '' Aşağıda çok sıkıldım biraz bilgisayarda takılayım dedim izin veriyor musun? ''dedi.  Bende göz devirerek '' MacBook'uma dokunma ama öbürünü kullanabilirsin. '' dedim toshiba olan beyaz bilgisayarımı göstererek. Selen açtı bilgisayarı ve gürültülü bir şarkı açtı. Rahatsız olduğum için balkona çıktım. Fakat balkondan da ses duyuluyordu bende Ada ile benim üst geçidim neden olmasın diye düşünüp tam ortasına gittim. Bağdaş kurup kitabımı okudum. Bir yandan da kahvemi yudumluyordum. 


*************


Gece olmuştu ve ben hala geçitteydim. En son çıktım ve mutfağa gittim. Bizimkiler beni hiç merak etmemiş gibi duruyorlardı ama Demir çok merak etmiş gibi duruyordu. Ona ' sonra anlatırım ' bakışı attım. O da tamam dedi mırıldanarak. Herkes yemeğini yemiş odalara dağılıyordu. Ben '' Herkese iyi geceler. '' dedim ve odama çıktım. Arkamdan Selen geldi ve ranzamın alt kısmına uzandı. Ben çoktan pijamalarımı giydiğim için tavana bakmakla yetiniyordum. Selen uyuduğunda günlüğümü sessizce raftan aldım. Yazmaya başladım. Yazım bittikten sonra günlüğümü tekrar rafa koydum uyumaya çalıştım fakat bir türlü uyuyamamıştım. İçimde bir huzursuzluk vardı. Balkona çıkıp ferahlamak istedim. Balkona çıktığımda Demir'in odasını da kontrol  ettim çok net gözüküyordu ama Demir odasında değildi. Bahçeye göz attığımda birinin olduğunu gördüm. Bu kişi Demir'di ama orada ne işi vardı. Bana baka baka gidiyordu. Ben kriz geçirmeye başlıyordum çünkü kardeşime düşkündüm o da bana düşkün. Gözlerim bulanıklaşmaya başladı elimdeki kahve fincanı elimden kaymış düşmüştü. Bende yere yığılmıştım. Dayanmaya çalışıyordum ama enerjim emiliyordu. Demir'in ' ABLA! ' diye bağırışını duymuştum. Dayanmaya çalışırken biri beni kucağına aldı. Artık dayanmaya gücüm yetmiyordu. Kendimi bıraktım ve krize girdim. Karanlığın ortasındaydım şuan. Ve benim aklımda olan tek şey; Demir gecenin yarısında dışarıda ne yapıyordu? 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 02, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayatımın UçurumuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin