Bölüm 3

34 4 3
                                    

Pencerinin yanındaki koltuğa kıvrıldım ve kendimi rahatlatma umuduyla saçlarımı karıştırmaya başladım.Gerçekten anlayamıyordum,yani ne bileyim küçükken hep bunların aptalca kafadan atılmış kurgular sınıfına dair ederdim.Marcie ye seslendim ama çoktan uykuya dalmıştı bile.Ne olacaktı uykucu işte!Çantamdaki suluğumu çıkarttım ve boğazımı tıkayacak şekilde bir yudum aldım.Ve ardından yere sindim ve kafamı bacaklarımın arasına yerleştirdim.Marcie,
"Öhöm Öhöm!Artık uyansan diyorum uykucu şey!"
Onun sesiyle irkildim ve başımı kaldırdım.Hava kararmıştı.Ona,"Saat kaç?"diye sorduğumda kolundaki saati gösterdi ve saatin 20:45 olduğunu gördüm.OHA!Ben ne kadardır uyuyordum!Şaşkın suratımı gördüğünde,"Asıl sen dışarıdaki manzarayı gördüğünde ne diyeceksin."diye sessizce fısıldadığında-bir yandanda camı gösteriyordu-cama doğru sessizce emekledim ve göz ucuyla Dışarıya baktım.AMAN TANRIM!Dışarıda bir sürü zombi vardı."KAHRETSİN!"diye mırıldandığımda dudaklarını büzdü ve'Ben sana demiştim'dermişçesine başını salladı.Onun bu davranışına Gözlerimi devirdim ve perdeyi tekrar Yavaşça kapattım.Başını geriye doğru yasladı ve ellerini boynuna götürdü.Gerçekten inanamıyordum okulun en nefret ettiğim kızıyla bir Wolsvagen Minivan da tıkılı kalmıştık!Bende ki Şansa tüküreyim ya!Koltuğu yatırdıktan sonra başımı yasladım ve Gözlerimi Yavaşça ovmaya başladım.Keşke bunlar birer rüya olsaydılar.Ve o Sırada bir inlemeli bir ses duydum ve arakama baktığımda Marcie'nin ağladığını fark ettim.Yanına gidip Sırtını sıvazladım ve ona n'olduğunu sordum.İlk önce konuşmasada anlatmayı kabul etti."Ağabeyim Martin,"Bunu söylerken gözünden iri bir göz yaşı düşmüştü",Sabah kalktığımda Çığlık atıyordu.Ne olduğunu görmek için yanına gittiğimde en yakın Arkadaşı Calvin'in onu ısırmaya çalıştığını gördüm ve onları ayırmak umuduyla Calvin' i belinden tutup çekmeye çalıştım.Ve...ve onun yüzünün yarısının olmadığını gördüm,"dedi ve tekrar iri gözyaşlarıyla üstümü ıslatmasına izin verdim.Ardından devam etti,"Hemen Koşarak babamın askerliğinden beri sakladığı silahını çekmeceden aldım ve tetiği çektim,O-o...ölmüştü!Hemen Ağabeyimin yanına gittim ve onun bacağını tuttuğunu gördüm.Elini bacağından çektiğinde etinin bir parçasının olmadığını gördüm.Hemen yatağın Üzerindeki fırlatılmış olan gömleğini aldım ve yaralı olan kısma bastırdım ve ardından sarmaya başladım.Ağabeyimin kafasını dizlerimin üstüne koydum ve hastaneye gitmemiz gerektiğini söyledim ama dinlemedi ve gitmem gerektiğini söyledi.Onu dinlemedim ve onu o pozisyonda dizlerimin üstünde tutmaya başladım ve ona sarıldım.Ve ardından Gözyaşını silmeye çalıştığımda elime kırmızı Kanı geldi.Gözü kanıyordu ona baktığımda buğday teni bembeyaz olmuştu.Ona 'İyi misin?!"diye sorduğumda ağzı kocaman açıldı ve bağırmaya başladı onu sımsıkı tuttum ve kaçmasını engelledim.O anda beni itti ve ayağa kalktı.Dişlerini gıcırdattı ve Üstüme atladı.O Sırada yerde duran Silahı aldım ve kafasına nişan aldım ve bir kaç el tetiğe bastım."dedi ve ardından hıçkırıklara boğuldu.Onu dizlerimin üstüne yatırdım ve saçını okşayıp "Geçti..."diyerek moral vermeye çalıştım

FATAL BLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin