Ramazan yaklaşıyordu ve hala depremler devam ediyordu bir türlü durmuyordu 2 hafta sonra ramazan gelmişti ve o kadar sıcaktı ki biz o sıcakta orucumuzu bozmamak için şişeye su doldurup kapaklarını delip su savaşı yapardık ramazanın ortası da bir yardım geldi birde ne görelim içinde makyaj, topuklu ayakkabı ve kıpkısa elbiseler bizi bu kötü günde bile rencide ettiler ya hepsine yazıklar olsun ama bazı kişiler var bize bayram için ayakkabı kıyafet çocuklar oynasın diye kutu kutu oyuncak getirmişlerdi ramazanın 2. haftaslndaydık orucumuzu açmış dışarda kuzenlerimle ve erkek arkadaşımla yakartop oynuyorduk ben topu yanlışlıkla köpeğin yanına attım bizde bir kural vardı topu atan alır erkek arkadaşım dediki Esma ben köpeğe taş atayım sende topu al dedi bende tamam dedim topu aldım topu aldım kafamı kaldırmamla beraber arkadaşmın attığı taş kafama geldi ben sadece morarmıştı sanıp oyuna devam ettim bir dakika sonra kafamdan kanlar akmaya başlamıştı ne olduğunu anlamadan kardeşimden peçete istedim ama kanın nereden aktığını anlamamıştım ve arkadaşlarında endişeden söyleyememişlerdi annem bir anda çadırdan çıktı ve neden senin kafandan kan mı akıyor deyince biraz endişelendim çadıra geçtim ve yaranın üstüne yara bandı koydum dışarıya çıktım arkadaşlarım hala şaşkındı taşı atan arkadaşım özür diledi ama özür dilenecek bir durum yoktu ortada hiçbir şey olmamış gibi oynamaya devam ettik.Arkadaşlarım beni nasıl oynuyorum diye hayretler içinde beni izlemeye devam ettiler. Yaram kaşımın üzerinde iz kalmıştı. Sanki bana depremden kalan anılar gibiydi. Tüm ramazan yat, kalk, su savaşı yap, oyun oyna, yemeğini ye diye devam ediyordu...