Hiçbir şekilde uyumadım. Sanki üzerimde bir fil vardı. Annem ve babam uyuyordu. Onlar uyuya- dursun ben de artık gidip okul için hazırlanayım. Çantanın içine gerekli olan her şeyi koydum. Silgi, kalem, uç ve kitaplar. Okula gitmekten nefret ediyorum. Daha doğrusu okuldan nefret ediyorum. Yanlış anlamayın sadece yapılan zorbalıktan değil her şeyiyle. Oradan anlayacaksınız zaten. Tuvalete gittim yüzümü yıkadım üzerimi düzenledim kıyafetlerimi giydim. Üniforma giymemize izin vermiyorlar. Bu sistem yanlış hatırlamıyorsam Finlandiya'da uygulanıyor. Böyle bir kural olsa da giymezdim. Okul buradan çok uzakta zengin bir muhit olduğundan burada okul yok. Nedenini ben de bilmiyorum. Her şeyi hazırlayıp yola çıktım derken güneş açtı. Bu bir işaret mi? Sanki bugün çok güzel olacakmış gibi ya da her şey boktanlaşacakmış gibi bir ihtimal mi var. Ya da sadece öylesine bir tesadüftür.
Hızlıca okula gittim. Bir baktım ki kimse gelmemiş. Erken çıktın mı farkındaydım zaten ve bir sebebi var. Ben hocalara yardım ediyordum. Defter toplamaktır sınav kontrolüne yardım etmektir ve vb. birçok şey. İçeri girip hızlıca öğretmenler odasına yol aldım öğretmenler yarım saat erken geliyordu. Kapıyı çalıp içeri girdim. Herkes benim gelişime sevinerek yapacağımız şeyleri anlatmaya başladı.
"Kerem bak evladım biliyorsun ki bugün 8 sınıfın son 2 haftası. Sınav vakti geldi çattı. Yapacağımız çok fazla şey var. Sana görünen ile mektup konusunda bunu biz de biliyoruz ve seni gerçekten tebrik ediyoruz. Şimdilik yapman gereken hiçbir şey yok. Okulda istediğin gibi gezinebilirsin." dedi. Odadan çıkıp hemen kantine indim. Oradan kendime büyük bir kola alıp okula geri döndüm. Kolayı açtım ve dolaşmaya başladım. İlk başta malzeme odasına girmek istedim. Çok fazla eşya vardı cirit, gülle, toplar falan filan. Oradaki minderlerinin üzerine uzandım. Farkındayım bunu normal bir öğrenci yapsa içinden geçerler ama ben yapabiliyorum. İnsanlar bana gülleci diyor. İnanılmaz ya gülleci diyorlar bildiğin. Oğlum 12 yaşında spora başlamış olabilirim ama bana böyle bir şey söylemenizi gerektirmiyor.
Malzeme odasından çıkıp koridorlarla dolaşmaya başladı 1.kat bana göre tamamen boştu.
O kattan sıkılıp hemen 2 kata çıktım. Burası güzel mekanda gezmek gibiydi. Tablo ve eser vardı. Vinsent Van Gogh gibi insanların eserleri vardı. Van Gogh'un eserleri her zaman ilgimi çekmişti. Mesela çiçek açan badem ağacı.Bu güzel kattan ayrılmak istemiyorum. Başta size okulun her şeyiyle nefret ettiğimi söylemiştim. Ben insanlarından nefret ediyorum. Bu güzel eğitim binasının saçma sapan tipler tarafından kullanılması ağrıma gidiyor. Burada sadece gerçekten kendine bir şey katmak isteyen insanlar olmalı.
Aslına bakarsanız zorunlu eğitim birazcık saçma. En azından ortaokulda olanı. Eğitim hak edilen bir şeydir. Sadece hak eden insanların yararlanıyor olması gerek.
Hemen 3 kata çıktım benim için Cennet olan yere. Burada teknoloji ile ilgili ne ararsanız vardı. Özel teknolojiler birçok uygulamalı ders ve birçok şey yok yok yani anlayacağınız. Bilgisayar odasına girdim. İçeri girdiğim anda masada bir kitap fark ettim. Kitabı alıp baktığımda tanıdık bir kitap olduğunu gördüm. Victor Hugo'dan bir ölüm mahkumunun son günü. Adı gibi böyle mahkumunun son gününü anlatıyordu. Oldukça dram dolu bir şey yanlış hatırlamıyorsam. Güzel bir kitap olduğunu söyleyebilirim. İçini incelemeye başladım belki sahibini bulurum diye. İçinde sadece ayracı vardı. Masaya koyup devam ettim. Buraya bırakan kişiyi illaki burada bulacaktı. Odadan çıktıktan sonra merdivenlerden indim ve okulun bahçesine geldim. Birçok kişi vardı. Saate bakılırsa Aslı çoktan gelmişti. Sıramıza baktığımda aynen gelmiş. Onun yanına doğru gittin ve onu korkutacak bir şey yaptım. Birden düşüyormuş gibi oldum ama şakaydı. Yüzüme bir Tokat yedim. Çok korktuğunu söylemişti. Her neyse derken geldi bizim baş belaları. Kendilerini bir şey zanneden öğrenciler olur yani illaki çevrenizde vardır. Bazen okudukları kitapların sayfalarını onları yutturmak istiyorum. Anlamıyorsan niye okuyorsun lan. Oğlum bak ben bu çocuğun elinde sağlam bir kritik kitabı gördüm ama böyle verdiğin mesaj bayağı bir sağlam. Anlatmasını istediğimde ilk başta afalladı sonra benim aylar önce gördüm eleştiri kanalında söylenilen ne varsa aynısını söyledi. İnanılmaz ulan inanılmaz. Okula yeni kişiler geliyordu. Umarım bunları iyidir. Yoksa o sayıyı harbiden 100"e tamamlayacağız. Onları öldürebileceğimi düşünmeye başladım. Bunu yapabilirdim de. Eğer ki böyle çok problemli tipler değilse. En azından canları sıkılır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK ve AYDINLIK
Fiction généraleBu hikayede bir çok şey okuyacaksınız. Bu kadar