2

266 35 27
                                    





//


O çok uzun boylu ve çok yakışıklı
Çok kötü ama bunu çok iyi yapıyor.


//




Kasvetli havaya rağmen renkli giyinmiş olan Taehyung, gergin bir şekilde önünde durduğu parlak sınır çizgisine bakıyordu. Aslında bunu en iyi kendisi biliyordu, yapmamalıydı. Büyücülerin yani kendi evreninin dışına çıkmamalı ve perilerin sınırlarına girmemeliydi.

Yine de arkadaşlarının tüm gün onunla yukarıdan konuşması da hoşuna gitmemişti. Onlara kanıtlamak istiyordu. Kendisi kızlara ilgi duyuyordu. Ortada başka bir şey yoktu. Ayrıca kim onun cazibesine yenik düşmezdi ki? Bu iddianın sonunda onlardan istediği bir şeyi de alabilecekti hem.

"Sadece aptal bir peri," diye fısıldadı kendi kendine.

Ceza alacağını bilmesine rağmen periler evreninin girişinden adımını atarak kasvetli olsa bile şaşaalı duran o evrene girmişti. Üzerinde lacivert örtüsü vardı ve kafasını kapatıyordu. Bu, perilerin onu fark etmemesi içindi fakat sanki böyle daha da büyücü gibi duruyordu. Yine de bunu düşünmek istemedi.

Büyücü kızlardan o element perisi hakkında bir kaç bilgi toparlamıştı. Ne yazık ki herkesi kendisine aşık ettiği bilgisi gerçekten de doğruydu. Hatta az bile söylemişti arkadaşları. Alımlı kızların hatta bazı erkeklerin bile dilindeydi bu peri.

Adı her yerdeydi.

Jeon Jungkook.

Bilgi almak için yanına gittiği büyücü kızlar o lanetli periden bahsettiğini anladığı gibi ismini haykırmış, onu yanlarına oturtmuşlardı. Dış görünüşünü saatlerce anlattıkları zaman Taehyung anlamıştı. Aslında hepsinin beğendiği tek bir nokta vardı. Bu perinin alımlılığı, sert duruşu ve yakışıklılığı.

Tabii özel diye adlandırılması da vardı.

O bu yüzyılların en değerli perilerindendi. Bir değil dört tane yaşam vardı içerisinde: ateş, su, hava toprak.

"Onu sinirlendirmekten bile hoşlanıyorum! Çünkü, bilirsin. Ateş tarafı ortaya çıktığında gözleri inanılmaz bir turuncu, kırmızı karışımına bürünüyor." Demişti kızlardan birisi.

Taehyung bunu duyduğunda gözlerini devirmiş, homurdanmış ve dudaklarını büzmüştü. Ne vardı yani? Kendisinin gözleri de büyü yaparken parlak bir maviye bürünüyordu. Hepsinde olan bir özellik değil miydi bu? Evrenin şartlarından, yaratılışlarından bir şeydi. Bu muydu yani?

"Onu nasıl bulurum?" Demişti Taehyung kızlara karşı.

Hepsinin yüzü beş karış asıldığında kütüphanenin içerisinde büyük bir sessizlik yayılmış, sihirli tozların ve karışımların seslerinden başka hiç bir ses çıkmamıştı.

"Bu imkansız Taehyung," diyerek yanıtlamıştı yeşil sihirbaz olan bir kız.

"Neden?" Gözlerini devirerek arkasına yaslanmış, abarttıklarını düşünerek alayla gülmüştü.

"Neden mi? Kaç asırdır onunla tek kelime konuşabilmek için uğraşıyoruz biliyorsun değil mi? Su tarafı buz tutmuş, ateş tarafı harlanmış gibi! Ama eğer işine yarayacaksa, bir kaç saat sonra peri evreninde parıltılı nehrin köşesinde oturuyor olacaktır."

elemental fairy and wizard  | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin