//❝daha geçen gün tanıştık.
ama bana şimdiden farklı hissettiriyorsun.❞//
taehyung 🔮
Her yeri saran kasvet havası olsa dahi bu evrenin güzelliğinden gözümü hiçbir zaman alamıyordum. Ne kadar perilerle olan olaylardan dolayı hepsinden nefret etsem de bizim sihirli büyü evrenimizin yanında buranın bu kadar değişik ve daha fazla büyüleyici olması kaşlarımı çatmama sebep oluyordu.
Her tarafı çevreleyen peri tozları kasvetli havayı aydınlatıyor, rengarenk ışıkların göz alıcı bir şekilde evrenin her tarafına yayılmasına neden oluyordu. Yürüyerek ulaşmaya çalışanlar tamamen büyücülerdi çünkü bu kalabalığın arasında tüm periler gökyüzünden uçmayı seçiyor, kanatlarının havada inanılmaz bir görüntü bırakmasına sebep oluyordu.
Namjoon'un bizi davet ettiği o doğum günü gelmişti ve her iki evrende de büyük bir şenlik vardı. Bu günlük davetiyesi olan büyücülerin de bu evrene geçebilmesi en büyük etkenlerden birisiydi. Ve Min Yoongi neredeyse tüm büyücüleri de davet etmişti. Yani sadece kız olanları demekte doğru olabilirdi.
Diğer bir etkende bu şenliğin teması falan olabilirdi. Perilerin yanında büyücüleri ayırt etmek için temayı büyülü maskeler olarak değiştirmişlerdi. Ve bu, tüm büyücü davetlilerin gözünde kendi maskesi olduğu anlamına geliyordu.
Davet ettiği tek iki erkek büyücü de Jimin ve bendik.
Bu olay bana hala inandırıcı gelemiyor olsa da her şeyi bir kenara bırakara hedefimi düşünüyordum. Jeon Jungkook. Onun da bu şenlikte olacağını adım kadar iyi biliyordum, doğrulamıştım da zaten.
Beni delirtiyordu. Ve bu gün onunla yüz yüze konuşma şansı elde edecek, cazibemi bu sefer tam anlamıyla gösterecektim. Henüz mesajlardan kim olduğumu kavrayamamış, beni hafife almıştı.
"Ve bir de seni engellemişti," diyen iç sesim tüm keyfimi kaçırırken gözlerimi devirmiştim. Bu gün sinirli olmayacaktım. Tüm oyunumu güzelce oynayacak ve en sonunda kazanan ben olacaktım.
Hem bana sorularımı cevaplayacağının ve benimle iki hafta daha konuşacağının sözünü çoktan vermişti. Bu anlaşma hala aklımdaydı ve bu gün tam olarak bu yoldan ilerleyecek, onu bu sefer ağıma düşürecektim.
Ben, Kim Taehyung'dum ve o tüm bu evrenin en nadide parçası olsa dahi benim ağıma düşecekti.
Bunları düşündüğünü duysaydı sana, "Hayal dünyan ne kadarda geniş," derdi.
Diyemezdi. Diyemeyecekti. Sakindim ben. Bu gün sakin olacaktım. Evet, evet sakindim.
"Sana diyorum tae tae ya!"
Jimin'in elini önümde sallayarak bağırmasıyla birlikte kafamda dolanan element perisini bir köşeye atmış, ona doğru dönerek kafamı ne diyosun yine der gibi sallamıştım.
"Tüm bu gelen kızları görünmez hale getirmek için hangi büyüyü söylemem gerek diyorum!"
Gözlerim şokla açıldığında ona inanmıyor gibi bakmıştım. Adımlarımı durdurup onu da kendime doğru çektiğimde işaret parmağımı yüzüne doğru sallayarak kaşlarımı çatmış, onu her şeyi mahvetmemesi adına uyarmıştım.
"Sakın! Bu gün büyü yapmak yok! Duydun mu beni? Bir peri evreninde büyü yaparsan ne olacağını biliyorsun, değil mi? Bizi bok yoluna sürükleme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elemental fairy and wizard | taekook
Fanfictionben çoktan lanetliyim, o ise bir peri masalı [ texting + düzyazı ]