Yeni Öğrenci

210 17 22
                                    

"Gel!"

Kapı açıldığında içeriye müdür ve bir çocuk girdi.

"Dersinizi böldüğüm için kusura bakmayın. Yeni öğrenciyi getirdim. Siz kendisiyle ilgilenirsiniz. İyi dersler."

"Sağolun hocam."

Müdür sınıftan çıktığında hoca yeni öğrenciye "Kendini tanıt bakalım." dedi.

"Fushiguro Megumi."

"Bu kadar mı?"

"Evet."

"Peki... Boş sıra var mı gençler?"

Arkadan Nobara'nın sesi yükseldi.

"Bizim arkamız boş hocam."

"Pekala, oraya geçebilirsin Megumi."

Megumi cam kenarı en arka sıraya geçti ve çantasını bırakıp sınıfı şöyle bir taradı. Sınıfı tararken bazıları ile göz göze gelse de umursamadı.

Tarama işlemini bitirdiğinde dersi dinlemeye koyuldu.

"O zaman dersimize geri dönelim!"

-

"Çıkabilirsiniz!"

Teneffüs zili çaldığında Megumi'nin önünde oturan Nobara arkasına dönüp "Hey, yeni çocuk!" diyerek söze daldı. Onunla tanışmak istiyordu.

Megumi onu umursamayarak kitabını okumaya devam etti. Kimseyle konuşmak istemiyordu.

Nobara, umursanmadığını gördüğünde sinirlenmeye başladı.

"Sana diyorum!"

Megumi hala yüz vermeyince Nobara deliye dönüp "Öküz müsün?!" diye bağırdı.

Bu soru karşısında Megumi okuduğu kitaptan kafasını kaldırıp karşısındaki Nobara'ya dikti.

"Konuşmak istemediğimi anlamıyor musun?"

"Sadece tanışmak istiyorum."

"Ben istemiyorum."

"Neden?"

"Çünkü insan sevmiyorum."

"Neden?"

"Seni ilgilendirmez. Şimdi önüne dön. Rahatsız oluyorum."

Nobara'nın iyice tepesi atmıştı. Gelir gelmez ne bu tavırlar? Kendini bir şey sanıyordu herhalde.

Nobara önüne dönüp sinirle söylenmeye başladı.

"Bunun sorunu ne? Daha yeni geldi tavırlara bak!"

"Aman bırak. Ne hali varsa görsün." diye yanıtladı arkadaşını Maki.

Megumi o ikisini takmayıp okuduğu kitaba kaldığı yerden devam etti.

Megumi derslerinde hep başarılı olmuş, sınavlarından seksenin altında almamış uslu ve akıllı bir çocuktur. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi ve yeni şeyler öğrenmeyi sever.

Okula gitmekten nefret eder. Okul ona göre tam bir işkencedir. İnsanlardan da nefret eder. Ne yüzlerini görmek ister, ne de seslerini duymak.

Bir gün babasına okula gitmek istemediğini, okula gitmek yerine babasının ona özel öğretmen tutmasını istemiştir. Babası da "Senin için özel öğretmen tutarım ama okula gitmek zorundasın Megumi. Ne dersen de okula gitmeme gibi bir lüksün yok." diyerek isteğini reddetmiştir.

Megumi ne derse desin istediğini kabul etmeyeceğini anlayıp daha fazla üstelememişti.

Okuldaki insanları görmek istemiyordu Megumi. Onlara insan gözüyle bile bakmıyordu. Onlar gözünde birer şeytandı. Hepsinden tiksiniyor, nefret ediyordu. Sadece okuldaki insanlardan değil, dışarıdaki insanları da sevmiyordu.

Megumi'nin sevdiği sadece iki kişi vardı: Annesi ve babası. Bazen sinir bozucu ve gıcık olsalarda seviyordu onları.

Megumi ailesine güveniyor, onları seviyor ve her şeyini onlarla paylaşıyordu. Paylaşmadığı tek bir şey vardı...

"Hey, Fushiguro Megumi! Hoca geldi ve sen hala oturuyorsun!"

Megumi'nin hala cama baktığını gören Nobara dayanamayıp saçını çekip yüzüne bakmasını sağladı.

"Sana diyorum kirpi kafa!"

Megumi saçının çekilmesiyle ufak bir şok geçirdikten sonra hemen bağırmaya başladı.

"Saçımı bozuyorsun, çek o pis ellerini saçımdan!"

Megumi Nobara'nın elini sertçe çekip saçını düzeltirken konuştu.

"Düzgünce uyarabilirsin! Gördüğün üzere dalmışım! Galiba daldığımı göremeyecek kadar körsün!"

"Kibarca uyardığımda eğer dinleseydin bu yola başvurmak zorunda kalmayacaktım!"

"Duymadım?"

"Bir daha ki sefere kulaklarını aç o zaman."

Megumi içinden sabır diliyordu. Resmen daha ilk günden sınanıyordu.

"Kavganız bittiyse eğer derse geçeceğim." diye araya girdi hoca.

Nobara sinirle önüne dönüp sırasına otururken Megumi de sırasına oturmuştu. Ortada derin bir sessizlik oluşmuştu, derken bu kısa sessizlik hocanın derse başlamasıyla son bulmuştu.

Megumi ilk günden olay yaşayacağını hiç düşünmemişti. Kızın, kendisine bela olacağını ve buradaki okul hayatını da bu kızın zehir edeceğini düşündü. Sanırım kaderinde bu vardı. Hangi okula giderse gitsin okul hayatı zehir olacaktı.

Ümit etmeyi kesmem lazım. Lanet olsun! Her şeye lanet olsun! Beter olun hepiniz!

-

"Yeni okulunda ilk günün nasıl geçti bakalım?" diye sordu annesi oğlunun yanına otururken.

Megumi annesini "İyi..." diyerek geçiştirdi. Okul hakkında konuşmak istemiyordu.

"İyi bari. Umarım okulundan memnun kalırsın da bir daha okul değiştirmek zorunda kalmayız."

Megumi cevap vermemişti. Televizyona bakıyordu.

Annesi ayağa kalkarken "Aç mısın?" diye sordu.

"Değilim."

"Ben kendime bir şeyler hazırlayacağım, acıkırsan gelirsin."

Megumi kafasını salladığında annesi mutfağa gitti.

Annesi gittiğinde Megumi de odasına çekilip kafa dağıtmak için kitap okumaya başladı.

-

Megumi'nin babası eve gelmiş, üzerini değiştirip yemeğini yemişti. Şimdi ise oğlunu görmek için odasına çıkıyordu.

"Megumi? Girebilir miyim?"

"Gir."

Babası odaya girerken Megumi de okuduğu kitabı kapatıp yanına koydu. Babası kapıyı kapatıp yatağa oturdu.

"İlk günün nasıl geçti oğlum?"

"İyi geçti."

"Sınıfın nasıldı? Arkadaş edindin mi?"

"Daha edinmedim."

"Yakında edinirsin."

Ortamda sessizlik oluşmuştu. Bu sessizliği Megumi bozdu.

"Seneye açıktan okusam olur mu?"

"Neden?"

"Okulu sevmediğimi biliyorsun. Son iki yılı isteyenler açıktan okuyabiliyor. Ben de açığa geçip her gün verimli bir şekilde ders çalışıp, konu tekrarı yaparım. Dershaneye de devam ederim. Özel hocada tutarız. Hem okulda konsantre olamıyorum."

"Peki. Sen nasıl rahat ediyorsan."

Megumi gülümsediğinde babası oğlunun saçını öpüp, eliyle saçını karıştırdı.

Salona geçtiklerinde ise ailecek vakit geçirdiler.

"Saat geç oldu. Hadi artık yarın okul var. Sonra kalkamayacaksın."

"Tamam. Size iyi geceler."

Annesi ve babası oğluna iyi geceler dediklerinde Megumi odasına çıkıp yatağına yattı ve uyumaya koyuldu.

Kader | İtafushiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin