BÖLÜM 1: BAŞLANGIÇ

178 1 0
                                    

        


          Zor olan bir iş hayatına atılmaya çalışıyoruz. Maddi bir sıkıntı içinde olmak, iş arama hızınızı ve stresinizin azalmasına sebep oluyor. Yazılım mühendisi mezunyum ama 9 işsizim. İş arıyorum ama bir türlü bulamıyorum, staj yaptığım yer bile beni sonradan kabul etmedi. İş yerinin sahibinin kuzeni sağolsun benim aradığım pozisyonu kaptı. Emeğiyle mi kesinlikle hayır torpil sağolsun dimi. Peki ben ne yapıyorum çok da dolu olmayan bir Cv ile iş yerlerini geziyorum, Cv'mi internet üzerinden bir sürü firmaya yolluyorum. Geri dönüşler de olumlu olsa keşke.

Annem ile yaşıyorum, 23 yaşındayım ve işsizim. Zor bir durum... Babamı soracaksanız eğer ben daha 6 yaşındayken vefat etmiş. Annem babamdan hiç bahsetmez, lise döneminde sürekli sorgular araştırırdım, akrabalarımızla sürekli bir araya geldiğimizde binlerce soru sorsam da yanıt alamazdım ve bir zaman sonra pes ettim. Artık zor ve ağır geliyordu Cevap alamamak, sürekli çabalayıp hiç bir sonuç elde edememek... Bugün artık çıtayı yukarı çıkarma zamanı. Bu zamana kadar köklü olmayan iş yerlerine başvurdum ama emin olun ki en çok torpil dönen yerler di orası ama artık dedim ki yeter. Bakın benim de bir eksiğim yok aslında yeni mezun oldum doğal olarak tecrübem yok herhangi bir yerde çalışamadıysam benden hangi tecrübeyi istiyorlar. Artık büyük firmalara başvurma zamanım geldi. Ve ben en büyük şirketlere gidecektim. Havanın güzel olması beni nedense daha çok motive etti, birazda olsa içimde umut vardı. Tabi ki bütün olumsuzlukları düşünmezsek...

Her gün kendime hedefler belirliyordum.. Bugün 2 şirkete gidecektim. Şirketler birbirlerine yakınlardı ama İstanbul trafiğini biliyorsunuz, yakın olsalar bile benim birinden diğerine gitmem 1.5-2 saatimi alacaktı. İlk olarak bana en uzak olan DMyCode'a gitmeye karar verdim. Şirket çok köklü ve Veri tabanı yazılımları çok sağlam ve tercih edilen bir şirketti. Direkt olarak görüşmeden önce doğal olarak ki e-posta yoluyla iletişime geçtim, Cv'mi yüz yüze bir şekilde getirmemi istediler tam olarak bir görüşme olmayacak ama bir ön görüşme sayılabilirdi. İstanbul'u hiç sevmiyorum dersem yalan olmaz. Gerçi İstanbul'umu sevmiyorum yoksa insanları mı orası da tartışılır.

Şirketin önüne geldiğimde muazzam güzel bir plaza görülüyordu. Tam olarak çalışmak istediğim bir yerdi. Şirkete girdiğim gibi yoğun bir kahve kokusu doldurdu bütün ciğerlerimi, tam solumda kalan şirketin bir kafesi vardı. Güvenliğe bana gelen e-maili gösterdim ve beni direkt olarak insan kaynakları bölümüne yönlendirdi. İnsan kaynakları bölümü çok yoğundu heryerde bu şirkete başvurmak için gelen yeni mezunlar ve tecrübeli bir sürü insan vardı, eğer burası bir şirket olmasa kesinlikle süpermarket olurmuş. İşe bakın bu kadar çok kişi olması gözümü korkutmadı desem yalan olur. Şansımı denemek zorundayım, ne olursa olsun bende başvuracağım ne kaybedebilirim ki ki bütün günümü sayarsak yolda 4 saat ve 4 kez bastığım akbilim olabilir. Küçük camdan odalara bir sürü ofis kurulmuştu her odaya insanlar girip çıkıyordu. Telaşlı değildim pek işe kabul alacağımdan emin değildim beklentili veya heyecanlı olmamamın tek nedeni buydu.

Sıram gelince içeri girdim ve direkt olarak oturdum. Karşımda yaklaşık 40 yaşlarında bir kadın vardı Cv'mi ona uzattım, biraz inceledikten sonra gözlüklerinin üstünden alaycı bir bakışla bana baktı. "Çok dolu bir Cv yani çok hızlı kabul edileceğin bir şekilde, dolu dolu." benimle alay ederek konuşuyordu. CV'nin nasıl hazırlanacağını gayet iyi biliyordum, elimden geldiğinde projelere katılmaya çalıştım fakat elimde 1-2 projeden fazlası yoktu, o zaman geliştirebildiğim kadar geliştirmiştim kendimi. Bu şirketin nasıl bir çalışan istediğinin gayet farkındaydım, Cv'mi asıl dolduran şeyler bitirmiş olduğum projeler veya kurslar değildi, daha bitmemiş olan ve sertifika almak için uğraştığım bir sürü kursla doluydu. Kadına dönerek "Azimli biriyim, bana çok şey katabilecek bir şirkete girersem 3 ay içinde şirkete bir çok şey katmaya başlarım." Bu cevabımın yüzünde ufak bir gülümsemeye sebep olduğunu gördüm, alaycı bir gülümseme miydi yoksa özgüvenimi mi sevmişti bilemiyordum. Bana bir form uzattı ve eksiksiz bir şekilde doldurmamı istedi. Formu doldurduktan sonra geri verdim ve Cv'me zımbalayarak önüne 2 kategoriye ayırdığı belgelerden sağ tarafta bulunan kategoriye benim belgelerimi koydu. Benimkini koymadan önce bir isim gözüme takıldı, Ezgi. Umarım tanışırız Ezgi çünkü bizim tanışmamız bir tek bu şirkette çalışmaya başladığımız zaman mümkün olabilir.

Sessiz geçen bir kaç dakikadan sonra kadın yine bana dönerek. "Pekala Beste Hanım size olumlu veya olumsuz olarak yarın gün içerisinde e-posta üzerinden dönüş yapılacaktır. Umarım bilgilerinizi eksiksiz ve yalnış olmadan doldurmuşsunuzdur. İyi günler." Başka hiçbir şey söylemeden bilgisayarına döndü ve dışarı çıkmamı bekledi. Sadece cv'yi buraya teslim etmek ve form doldurmak için o kadar yol gelmiştim. Anlıyordum büyük bir şirketsiniz tamam ama biraz da olsa güler yüz ve samimimet gösterilebilirdi değil mi?

Şirketten hızla çıktım ve diğer şirkete gitmek için yola koyulmam gerekiyordu. Bu şekilde büyük şirketlerin hep mi bir "şu saate kadar gelin" kuralları olur. Küçük firmalarda böyle bir durum yaşamamıştım ama e-posta ile ulaştığım bu büyük firmalar özellikle "şu saate kadar burada olun." cümlesini bastıra bastıra söylemişlerdi. Buradan diğer şirkete gidişim maalesef tek otobüsle yoktu ve bende aktarma yapmak zorunda kalmıştım. Kahretsin ki bu da benim 2 saatime mal olacaktı. En yakın duraktan bindim 1 buçuk saat sonra otobüsten anca inip aktarma gideceğim durağa gittim ve oraya da gideceğim DCG şirketine doğru giden son otobüsüme bindim. Yaklaşık 45 dakika sonra otobüsten indim. Her yere yaptırdıkları binanın DCG tabelalarına bakıyordum. Koştura koştura insan kaynaklarına gittiğimde burada güler yüzlü bir beyefendinin karşıma çıkmasına şaşırmıştım. İsmimi ve neden geldiğimi söylememin ardından "Beste Hanım merhaba ben Emre, buyrun oturun lütfen." Bir önceki şirketten sonra burada böyle nazik bir tavırla karşılaşmayı beklemiyordum. Cv'mi uzaatım inceleme gereği bile duymamış gibi yine form uzatıldı bana şaşırmıştım ayrıca "Emre Bey"in tavrı da değişmişti. "Eksiksiz doldurun, size bu form üzerinden ualaşılacak." soğuk bir ses tonuyla konuşuyordu, burada da anlaşıldığı üzere Cv'mde yazanlar pek hoşuna gitmemişti.

Tamam benim de hoşuma gitmiyor ama şu anda yapabileceğim bir şey yoktu. Formu geri verdim ve güler yüzlü bir yüzle bir şey demesini bekledim "iyi günler" diyerek beni umursamadan önüne döndü kafamı sallayarak ofisten çıktım. Eve gitmenin vakti gelmişti tek yapmam gereken sonuçları beklemek ve sonra tekrar gidebileceğim şirketleri araştırmak Cv'mi inceleyerek başka şirketlerle devam etmekti. Eve gittiğimde saat 6 yı geçiyordu. Annem eve gelmiş yemek hazırlamıştı bile. Deli gibi acıkmıştım hızlı bir şekilde üstümü değiştirip yüzümü yıkadıktan sonra yüzümdeki ifadeyi değiştirmek için biraz motive olup annemin yanına gittim. "Beste'm otur hadi kızım, seni bekledim bende vallahi çok acıktım." dedi. Masaya oturduktan sonra beklediğim o soru da geldi "Görüşmelerin nasıl geçtiğini anlat bakalım" anneme her zaman ki cevap vermeyi çok istedim ama ne diyeceğimi de bilemedim. "Tam olarak görüşme yapılmadı anneciğim sadece özgeçmiş ve form teslim edildi o kadar beyefendiler böyle çok zaman ayıramadıkları için önce görüşmeye değip değmeyeceğine bakıyorlar, her gün onlarca kişi gidiyor aralarından 3-5 kişi seçiliyor ve sonra asıl mülakata gidiyorsun, geri dönüş bekliyoruz, bakalım." açıklama yapma isteği duyuyordum her zaman çünkü eğer açıklama yapmazsam her şey benim suçummuş gibi hissediyordum. Akşam yemeği yedik, kahve içtik, mutfağı topladık ve saat 9 oldu bile çok yorgun hissediyordum.

Annemin akşam izleyeceği dizi için koltuğa uzanıp televizyonu açmıştı bile bende iyi geceler dileyip odama kapanmıştım. Ne kadar hızlı ve çok uyursam o kadar kolay sabah olacaktı ve hızlı bir şekilde gelen maillere bakabilecektim.

Sabaha o kadar güzel uykumu alarak uyanmıştım ki üstümde bütün ağrı ve yorgunluk gitmişti. Yataktan hızlıca çıktım ve elimi yüzümü yıkayıp tkendime geldim saate baktığımda 10'u gösteriyordu. Annem işe gideli çok olmuştu. Kahvaltı için kendime bir şeyler hazırlayıp birazda olsa vakit geçirmek için ev işlerini hallettim. Yaklaşık 3 saat sonra evi temizlemiş, bütün işleri halletmiş keyif kahvemi bile yapmıştım. Bilgisayarımı alıp koltuğa oturdum ve mailimi kontrol etme zamanım artık gelmişti. Mailimde 15 tane yeni bildirim vardı ama en yeni 2 tane DMyCode ve DCG'dendi. İlk olarak DCG'den gelen maili açtım ve beklediğim yanıtlar vardı. "Merhabalar Beste hanım dün bize iletmiş olduğunuz belgeleri inceledik ve maalesef ki başvurunuz reddedildi vs. vs." şaşırmamıştım. DMyCode'dan gelen e-maili açtım ve ondanda aynı sonuç geldiğine emindim ve bir çırpıda okuyu bitirmek istedim. "İyi günler Beste Hanım, Cv'niz incelendi ve bize iletmiş olduğunuz bilgiler ile sizinle iletişime geçtik ve sizi daha yakından tanımak ve görüşmek için perşembe günü saat 11:00'da yapılacak olanmülakatımıza bekliyoruz." Kafamda yankılandı "mülakata bekliyoruz." ben mi? Saçmalamıyorlar benim değil mi? Maili tekrar tekrar okudum. Ve ben mülakata gidecektim. Şirkete kabul edilmesem bile mülakata gidecek olmak bile benim için muhteşem bir haberdi.

Eğer görüşme başarılı geçerse ve şirkete kabul edilirsem yeni bir hayat beni bekliyordu. Kariyer, para aslında çokça para ve maddi bütün sıkıntılarımın biteceği bir hayat...

Benimle Oynama (+21)Where stories live. Discover now