BÖLÜM 2: AURA

157 1 0
                                    

      Uyanıp görüşmeye gidecek olmanında heyecanıyla yataktan fırladım, kıyafet seçimim nasıl olmalıydı bilmiyorum ama klasik herkes gibi de giyinmek istemiyordum. Sınırları zorlamayı seviyordum ve az da olsa dikkat çekici birşeyler giymek istiyordum. Bordo Yırtmaçlı midi bir kalem etek ve beyaz gömlek? Belki bir kaç kıyafetime daha baktığımda ya çok açık ya da çok kapalı kaldıklarını fark ettim. Hem dikkat çekici olmak istiyordum hemde çok dikkat çekmemek. 

     En sonunda bordo eteğimde ve beyaz gömleğimde karar kıldım ayakkabı olarak o kadar da dikkat çekmeyen beyaz kalın topuklularımı giydim. Saçımı açık bıraktım, biraz makyaj biraz da aksesuar derken hazırdım. Taksiyle gitmek bana baya pahalıya mal olacaktı ama bu şekilde de otobüse binmek istemiyordum. Umarım mülakattan geçerim ve bugün ki taksiye verdiğim paraya değerdi. Hemen bir taksi çağırarak evden çıktım. Annem her zaman ki gibi işteydi taksiyle 1 saatlik yolum vardı. Yolda pratik yaparak ve heyecanla kekelememem için dua okuyarak 1 saatlik yolculuğumu bitirmiştim. Şirketin önüne geldiğimde dualar ediyordum. Umarım her şey çok güzel geçerdi. Yine insan kaynaklarına yönelerek mülakatın nerede olacağı bilgisini aldım. "Bir üst katta Demir Bey'in odasına olacak Demir Kılıçoğlu, Koridorun sonundaki oda." cevabımı alır almaz hemen üst kata çıktım. Heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibiydi. 

     Koridorda ilerlediğimde karşımda duran diğer 3 kişiye baktım. Ben dahil 4 kişiydik 3 ümüz kız ve 1 kişi erkekti. Bu kadar çok kızın olması beni biraz şaşırttı aslında daha çok erkek yazılımcılar tercih ederlerdi diye düşünmüştüm. Saat 10:50'yi gösteriyordu. Merak ettiğim hepimizi tek tek mi içeri alacaklardı yoksa topluca mıydı? Benimle birlikte mülakata gelen diğer kişilere baktım. Kızların hepsi açık dekolteli kıyafetler ve mini etekler giymişlerdi. Sanırım yazılım mühendisi olmaya değil başka bir iş yapmaya gelmişlerdi. Ben açık giyindiğimi değil sadece dikkat çekici giyindiğimi düşünüyordum gayet hoş ve ciddi bir duruş sergiliyordum. Samimiydim ama yapmacık değil. Koridorun sonundan ayak seslerini duyduğumuz anda hepimiz oraya döndük ve gözlüklü yine kısa etek ve düğmeleri yarıya kadar açık olan bir kadın geliyordu. İlk bakışta mülakata geldiğini sanmıştım ama elinde birkaç dosyayla gelince çalışan olduğunu anlamıştım. Yanımıza geldi ve "Sıra sıra hepinizi alıcam, ilk olarak sizi alalım" diyerek yanımızda bulunan tek erkek adayı almıştı. Çok uzun sürmeyen bir görüşmenin ardından adam kapıdan çıktı ve yüzü baya asık bir şekilde yanımızdan ayrıldı. 2. , 3. derken sıra bana gelmişti. En sona kalmak beni daha da çok germişti çünkü kızlar da suratları asık bir şekilde odadan çıktıklarını gördüklerimde moralim bozulmuştu.

      Belki benim şansım yaver giderdi. Asistan kadın eliyle odayı göstererek "buyrun siz son adaysınız." dedi odanın kapısını tıklatarak yavaşça içeri girdim. Önce gözüm odayı dolaştı çok ferah, klasik ve bir kaç ofis bitkisi bulunan bir yerdi. Yavaş adımlarla biraz ilerledim arkası bana dönük camdan dışarıyı izleyen biri vardı. Boyu o kadar uzundu ki Adeta bir gökdelen gibiydi. Omuzları geniş ve fazla özgüvenli, kendini beğenmiş duruşuyla öyle camdan dışarısına bakıyordu. "Tek bir soru sorsam yanlış cevap vermekten korkar mısın?" dedi birden. Bu şekilde bir davranış ve soru beklemiyordum, zaten ne cevap vereceğimi de bilmiyordum ama çok da gevşek olmayacak bir özgüven sergilemekte kararlıydım. "Hayır, sorduğunuz sorunun nesnel bir cevabı varsa ve yanlış cevap verirsem üzülürüm, ama öznel bir bakış açısıyla cevap vermem gerekiyorsa, düşüncemi söylemekten korkmam." dedim. "Oturabilirsiniz Beste Hanım" dedi. Sesinden genç olduğu belli oluyordu. Etkileyici , otoriter ama bir o kadar da ben çapkınım ve uyuzum diye bağıranda bir ses tonu vardı. 

    Masanın önünde bulunan koltuğa oturdum o ise hala dışarıya bakıyordu. "Kahve ister misin?" diye sordu. Diğer adaylara kahve geldiğini görmemiştim. Peki burada dönen tam olarak neydi kıyafetime etkileyici dedim ama daha beni görmemişti bile. "İsterim." diye cevapladım. Olur veya yok teşekkürler demek acemi cevabı gibi hissettiriyordu. Yavaşça o da arkasını döndü. Keskin gelen çene hattı, hafif kirli sakalı, kavisli burnu, kahverengi gözleri, delici bakışları ve hafif sırıtan o dudaklarıyla direkt olarak gözlerimin içine bakıyordu. Bu kadar etkileyici görünmesinden gözlerimi alamadım. Yavaş adımlarla koltuğuna geçip oturdu. Nedense vücudumu bir sıcaklık kaplamıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 28, 2024 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Benimle Oynama (+21)Where stories live. Discover now