i'm a legend for him.

537 50 16
                                    

Kaç gecedir iştiyakla beklediğim o gün, yenilgilerimin toplanıp bir zafer ile sonuçlanacağı, yaptığım, yapacağım her hareketi kırk kere düşünmem gereken, geri dönüşü olmayacak bir gün. Kazanırsam başarıdan başarıya koşacağım, kaybedersem ruhumun siyaha boyanacağı bir süreç. Kazanırsam bu zaferi anneme armağan edeceğim, eğer kaybedersem de babamın yüzünden olduğunu sonuna kadar savunacağım. Evladına hiçbir zaman örnek olmamış, annesinden destek görmesini kıskanmış, işi gücü gece hayatı olan birisinin varlığına zafer adıyamazdım. Annem, güz çiçeğim, gönül şifam, dermanım, dayanağım olmasının yanında; kardelenim, gönül yaram, tek zayıflığım. Her zaman bir evladın başına gelebilecek en kötü şeyin annesizlik olduğunu söylerken bunu bile bile kendini atan o kadın. Sevgimin ve hayranlığımın içerisinde kin de beslediğim o kadın.
Gözlerime bakmayın derdim, gözlerim annemi taşıyor, onu görmeyin. Tek benzerliğimiz gözlerimiz, görmeyin onu, o benim. Ama istisnam vardı elbet. Tüm bu düşüncelerden kaçmak için başladığım bu serüvende antrenörüm olan Kim Taehyung. Gözlerimin en içini görmüş, gördüğü her anda da onları galaksiye benzetmekten geri durmamıştı. Ben ona ne kadar boks antrenörüsün desem de inatla yalnızca gözlerime özel bir astronom olduğunu savunur, beni her seferinde kendisine yenik düşürürdü.

Önünde durduğum lavaboya ağzımın içindeki diş macunu köpüğünü tükürüp ağzımı su yardımı ile çalkaladım. Su damlalarının süzüldüğü yüzüme aynadan ufak bir bakış atmış, gördüğüm manzara karşısında gülümsemiştim. Son aylarda maç için fazlaca kas yapmış, yememe dikkat etmiştim. Dövmelerimin çoğunu bana motivasyon verecek şekilde renklendirmiş, yeniden tasarlatmıştım. İçlerinden bir tanesini, çiçek şeklinde olanını da anneme adamayı ihmal etmemiştim.

Açıkçası, yeni bir maç yeni bir sezon ve de yeni bir ben. Tek amacım kazanmak, karşımdakinin yüzündeki o yenilgiyi görmekti. Ancak amaçlarımdan bir diğeri ise Kim'i yenilgiye uğratmaktı. Ve sanırım bu tek motivasyonumdu. Yüzümü kenardaki gri havluya kurladıktan sonra banyodan çıkıp yatağımın önüne doğru ilerledim. Yatağımın üzerine dizdiğim maç kıyafetlerini bir spor çantasına koyduktan sonra içerisine dudak balmımı, parfümümü ve saçlarım için ufak bir tokayı da koyduktan sonra fermuarlarını kapatıp mutfağa ilerledim. Dün geceden hazırladığım yulaf lapasını da çantamın cebine yerleştirdikten sonra motorumun anahtarlarını alarak evden çıktım.

Garajın kepenkleri yavaş yavaş açılırken kanımdaki hırs ve adrenalin artıyor, karnım yanıyordu. Aç olmama rağmen kusacakmış gibi hissediyor, aynı zamanda da karnım yumruk yemişim gibi sızlıyordu. Kepenkler açıldığında motorun koltuğunu kaldırıp kaskımı almış, çantamı da oluşan boşluğa koyup motora yerleşmiştim. Anahtarı yuvasına sokup çalıştırdıktan sonra ara gaz verdiğimde çıkan ses ile gözlerimi kapatıp nefeslendim. Bana inanmayan herkese bugün kim olduğumu gösterecektim, aynı zamanda da Kim Taehyung'a içimde kim olduğunu göstereceğimden habersiz.

-

Maçın yapılacağı salona geldiğimde benim için ayrılan soyunma odasına geçtim. Arkadaşlarımın yolladığı birkaç çiçeği gördüğümde yüzümdeki gülümseme büyürken maça son bir saat kaldığını bildiren anons ile birlikte gözümü çiçeklerden çekip üzerimi çıkarttım. Arkadaşlarım seyirciler arasındaki tek motivasyonum, her zaman ne olursa olsun yanımda duran kardeşlerim gibilerdi. Şu an buradaysam onlara borçluydum ve bu borcum çoğu zaman omuzlarıma ağırlık yapıyordu. Onları mahçup etmemek için çok çalışıyordum. Bana çoğu zaman baba gözüyle bakıyor, her şeyimde yardımcı oluyorlardı.

Taehyung'a bahsettiğim şortu giydikten sonra iplerini bağlayıp içime soktum. Sadece ringe çıkarken giyeceğim, daha sonrasında üzerimde olmayacak kolsuz oversize tişörtü de giydikten sonra banklara oturup ayakkabılarımın bağcıklarını tekrardan sıkı olacak şekilde bağladım. Bir antrenörüm olmadığı için motivasyon verecek kimse yoktu şu an yanımda. Her ne kadar kazanacağıma emin olsam da bunları başkasından duymak bana her zaman güven vermişti. Soğuyan parmaklarım ve hızlanan kalp atışlarım ile hızlıca ayağa kalkıp odadan çıktım. Hoparlörden çalan yüksek sesli şarkıların hâkim olduğu koridorda ağır adımlarla ringe doğru ilerlerken ismimi duymam ile duraksadım. Olduğum yerde beklerken ensemde hissettiğim nefes ile arkamı döndüm.

boxing, ghosting.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin