Not: Bölüm 1120 kelimedir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız<3
Ellerim klavyede dolaşırken gözlerim tüm ekranı saniyeler içerisinde süzüyordu.
Yoktu. Hiçbir yerde yoktu. Bulamıyordum.
Bir dakika, size önce neler olduğunu anlatayım.
1 Buçuk Saat Önce
Mj: Ju-won işin hâlâ bitmedi mi?
Jw: Az kaldı.
IN: Müdür geliyor!
Mj: NE!
Jw: Kahretsin çok az kalmıştı.
Js: Parola bende acele edin!
IN: Kralsın Jis.
Mj: Kutlamayı sonra yaparız acele edin.
Jw: Şu taraftan.
Elimle, gelirken fark etmiş olduğum tek kaçış yolunu gösterdim. Hızlı ama bi o kadarda dikkatlice teker teker gizlenmiş olan eski püskü kullanılmayan kapıya yöneldik.
Js: Kilitli.
Jw: Ben hallederim.
Cebimden bir düz ince bir de ince ucu kıvrımlı metal çubuk çıkardım ve anahtar girişine soktum. Kıvrımlı olanla kapının kilitlenmesini sağlayan küçük korumayı iterken diğer çubukla ona güç veriyordum. Saniyeler içinde kapıyı açtım ve iş birliğimiz sayesinde sorunsuzca müdürün odasından çıktık.
Müdürün odasında ne mi yapıyorduk? Hiiç. Yani neredeyse hiç. Ufak bir anlaşma yapmıştık o kadar. Okulun sistemi falan. Gereksiz şeyler işte.
Her neyse bu konuya sonra daha detaylı değineceğim.
Biz odasından çıkar çıkmaz müdür ön kapıdan odasına girdi. Muhtemelen arka kapının açık olduğunu çoktan fark etmiştir ama artık çok geç. Biz çoktan okuldan çıktık bile.
Okulun arka bahçesinin çitlerinden sırayla atlarken sıra bana geldi. Arkada sadece Jeongin kalmıştı.
Jw: Önce sen geç, dedim.
IN: Tamam ama bir şey mi oldu?
Jw: Yok önemli bir şey değil. Bi kontrol yapmam lazım da.
Jeongin kafasıyla onayladı ve çantasını diğer tarafa fırlattıktan sonra çitten atladı.
Tek ayağımı önden çite taktım ve vücudumu ittirerek üste çıktım.
Son kez güvenliğe baktım. Bizi fark etmemesine şaşırmadım. Oraya uyumak için gelmiş gibi. Bir de özel güvenlik olacak.
Sokakta hep birlikte zıplaya hoplaya yürüyorduk.
Jw: Şifreyi unutmadan söyle de not alayım.
Js: İyi hatırlattın. Yaz söylüyorum.
Jw: Yazıyorum.
Çantamdan not defterimi çıkardım ve kulağımı ona verdim.
Js: Yarısı morsça dikkati dinle.
Jw: Hıhı.
Morsçayı küçükken abimle oyunlar oynayarak öğrenmiştim. Bu benim için eğlenceliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pirate Of The Heart | Kalp Korsanı
FanfictionHayatına giren bir yabancı sana dokunmadan, sarılmadan, konuşmadan, duymadan hatta görmeden sevilebildiğini öğretmişken başına türlü olaylar gelmeye başlar. Sıkı dost olduğun yabancının aslında yanı başında duran aşık olduğun çocuk olduğunu keşfeder...