Herkese yeni bölümden selamlarr ve iyi okumalarrr... ❤🌹
Mesajı attıktan sonra ise telefon çaldı. Furkan arıyordu. Telefonu açıp " Söyle" dedim hemen. Furkan ise uzatmadan lafa girdi "abi söylediğin kişiyi bulduk. Ne yapalım?" dedi. sonrasında ise "Depoya götürün geliyorum." dedim ve kapattım.
Oturduğum yerden doğrulup son bir kez daha Adaya iç çekerek baktım. Sonrasında arkamı dönüp Burak 'a "arabayı hazırla" dedim. Burak da hemen harekete geçti.
Depoya 10 dakika sonra varmıştık. Ormanın içerisinde , terk edilmiş bir yer gibi gözüküyordu ama binada kamuflaj özelliği vardı. Bu sayede bu taraftan geçenler fark edemiyordu.
Hızlı ama bir o kadar da sert adımlarla depoya doğru ilerledim. Furkan bana doğru geldi ve ben sormadan " abi dediğin gibi aşağıdaki odaya yerleştirdik" dedi. Ben de aşağı kata doğru yöneldim. İndiğimde adamın kanla bulanmış yüzünü görmem bir oldu. Yavaş ve sert adımlarla yanına gidiyordum. Adam ise "Bu mu lan lideriniz ?" dediğinde etraftaki diğer korumalar sertçe yutkundular. Kafamı yavaşça adama çevirdim. bakışlarımı görünce sertçe yutkunup olduğu yere sinmeye başladı.
Hızlı ve çevik hareketle adamın yanına ulaşınca tek elimle boğazını tutup sandalyeyle birlikte havaya kaldırdım ve " Sen ne dediğnin farkında mısın lan it!" diye adeta kükredim. Oradaki herkesin yüzü bembeyaz olmuştu. Adam ise nefessizlikten mosmor olmuştu.
Adamı duvara doğru fırlattıktan sonra Furkan'a doğru dönüp başımla kutuyu işaret ettim. Furkan ise başını hafifçe eğdi ve kutuya yöneldi. Ben ise adama dönüp "söyle lan kimin itisin" dedim sert bir şekilde. Adamdan cevap gelmeyince "Konuş lan!" diye bağırdım ve Burak a işaret yaptım. Burak elinde eldiven ve küçük bir kutuyla geldi. Adama yönelip "Biraz erime seansı yapalım." dedi. Sonra hafif sırıtıp adamın üstüne sülfürik asit dökmeye başladı azar azar. Adam ise boğazı yırtılırcasına bağırmaya başladı.
Adamsa " TAMAM!! ANLATICAM!" diye yırtındı ben ise Burak'a işaret yaptım ve geri çekildi. "Konuş" dedim adamsa hala acıdan bağırıyordu. Ben de yanına gidip asit yüzünden eriyen kemiklerine ayağımla bastırdım. "Sızlanmada konuş!" dedim adam ise "Tamam!" dedi ve devam etti. "Beni Kaan Alpoğlu gönderdi işini bitirmem için." dedi ben de Furkan'a dönüp baktığımda bana elindeki tabletle gelip "Hakan alpoğlu'nun oğlu abi. " dedi. Bende dediği isimle aklıma geldi. Hakan alpoğlu kendisi benim gibi işler yapıyordu benim yanımdaydı sesi çıkmıyordu ama ben bir sevkiyat yaparken bize ihanet etmişti ve bende cezasını kesmiştim.
"Tamam. Kutuyu getir." dedim Furkan da ikiletmeden gidip aldı kutu hareketliydi. ben adama dönüp " Şimdi sana bir hediyem var." dedim ve kutuya açıp "Tanıştırayım balporsuğu türünün tek örneği. Kendisi insan vücudundaki organları çok sever ve şuan aç bir durumda " dedim. Adam ise sertçe yutkunup bağlı olduğu sandalyede geriye doğru gitmeye çalıştı bende hayvanı elime alıp " İstediğini yapabilirsin oğlum." dedim ve adamın üstüne koydum. İlk başta yavaşça sürünerek gitti. Adam bağırmaya başladı. Sonrasında ise balporsuğu adamın ağızından girip midesine gitti. adam olduğu yerde tepinmeye başladı. Balporsuğu insanın ağzından girer ve vücudunda dalak böbrek ne varsa alıp yedi. Bense Furkan 'a dönüp "Buraları toplayın ve ayrıca Kaan alpoğlu hakkındaki her şeyi öğren, bilmek istiyorum" dedim. Furkan "Emrin olur abi" dedi. Bende depodan çıktım.
4 SAAT SONRA...
Koltuğa başımı yaslamış bir şekilde uzanıyordum. Sonrasında telefonu aldım ve Ada'nın instagram hesabına girip paylaştığı fotoğraflarına girdim. Bakarken yüzümde tebessüm oluştu sonrasın da ise bir hüzün. Ada gerçek beni tanısa yanımda durur muydu? Hiç bir fikrim yoktu ama bu ihtimal beni geriyordu. Ben o okulda , o an bir çift göze aşık oldum sonrasında bütün gözlere kör.
Ben postlara bakarak düşünürken Ada'dan mesaj geldi.
Ada'dan
Koltuğa oturmuş Karana mesaj olarak ne yazacağımı düşünüyordum. İlk başta Naber yazdım sonrasında laubali olur diye sildim. Düşündüm bu seferde Hayat nasıl gidiyor mafya yazdım buna yorum bile yapmadan direk sildim. Sonrasında ise bıkkınlıkla ofladım. En sonunda aklıma bir şey geldi ve yazıp gönderdim. Doğru mu yanlış mı yaptım bilmiyorum ama yaptım.
Ada: Selamünaleyküm
Yazardan
Karan mesajı görünce ufak çaplı bir kahkaha attı. Fakat ufak olmasına rağmen sesli çıkmıştı çünkü hemen peşinden de Furkan ve Burak'ın odaya girmesi bir oldu ve aynanda konuşmaya başladılar. " abi bir şey mi oldu? sıkıntı mı var? Noldu?" dediler. Karan ise " olum iyi misiniz böyle çat diye odaya mı girilir. Bir nefes alın." dedi. Onlarda "kusura bakma abi biz senin sesini duyunca kıyamet kopuyor zannettik . " dediler. " Ne var lan. Gülemez miyim ." dedi karan. Sonrasında Furkan " Estağfurullah abi o ne demek sen hep böyle ol. Biz sadece şaşırdık." dedi ve Burak'ı dürttü. Burak da anlayarak " evet abi. o yüzden." dedi.
Karan'ın telefonuna tekrardan mesaj bildirimi gelince hemen kafasını oraya çevirdi. Bunu yapınca Furkan ve Burak'ın ağızından "Oooo abi yengeye bizden selam söyle." dediler ve Karan sert bakışlarını onlara çevirdi. "Ne diyorsunuz lan. Zevzek zevzek konuşmayın." dedi. Furkan ve Burak yarı sırıtır yarı da imayla Karan'a bakmaya devam ettiler. Karan onlara baktı ve "öyle bakmaya devam ederseniz bir daha hiç bir şey göremeyeceksiniz." dedi ve önüne döndü. Burak ise "bir şey demedik ki abi neyse yengeyle iyi konuşmalar." dedi ve ikisi de gülmeye başladı. Karan hemen onlara dönüp "LAN!" diye bağırıp eline yastığı alıp hamle yapacakken Furkan ve Burak koşar adımlarla kapıdan çıkarlarken onlara fırlattı. Sonrasında ise yarım bir ağızla güldü.
Telefona geri döndü ve mesajlara baktı.
Ada: Rezil oldum dimi.
Karan: Hayır. Bir şeyle uğraşıyordum o yüzden cevap yazamadım. Aleykümselam
Ada : Peki. Tamam
Ada: Aaa ben sormayı unutmuştum. Sen restorant'a gelmiştin neden karşıma çıkmadın.
Karan : Korumak için
Ada: Nasıl yani? Neyden ? Kimden?
Karan: Kendimden, çevremden...
Ada: Anlamadım.
Karan: Şuanlık bir önemi yok. ilerde her şeyi öğreneceksin mahperim
Yazdığı şeyle Ada tek kaşını havaya kaldırdı. Neyi öğrenecekti? Anlamadı ama bu konuyu arka plana alarak konuyu değiştirdi.
Ada: Peki. Ne yaptın bugün günün güzel miydi ?
Karan: Belirli zamanlar mahperim
Ada: Mesela?
Karan: Mesela. Senin olduğun , izlediğim , gördüğüm zamanlar mahperim
Ada: Yaa, öyle miymiş.
Karan: Öyleymiş.
Ada: Karan bir şey sorabilir miyim?
Karan: Tabii, Sor.
Ada: Bana neden mahperim diyorsun? Ne demek?
Karan: Mahperi... Ay gibi, peri kadar güzel demek ve bu kelime bana seni hatırlatıyor.
Mesajı attığında Ada kalbinin durduğunu hissetti ve gözleri bir elmas gibi parladı. Karnında kelebekler uçuştu. Nutku tutuldu resmen. Eğer bu adam böyle sözler söylemeye devam ederse kalpten giderdi. Ada ne diyeceğini bilemedi öylece donup kaldı. Yanakları al al olmuştu.
Karan: İyi geceler, mahperim.
Ada: İyi geceler
Bölüm bu şekildeydi umarım beğenmişsinizdirrr
Oy vermeyi ve yorum yapmadan geçmeyelim lütfenn
O halde bir sonraki bölümde görüşürüzzz seviliyorsunuzz ❤🌹😘
instagram: mafyatextingofficial
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA TEXTİNG
Short StoryArkadaşına mesaj atmak isterken bir örgüt liderine mesaj atan Ada akalp...