Tesadüf Aşk

Tesadüf Aşk -1

Merhaba arkadaşlar. Bu benim ilk kitabım. İnşallah beğenirsiniz. İyi okumalar...

Çalan kapıya bakmak için yataktan kalktım. Odamdan çıkıp kapıyı açtım. Kuzenim buse gelmişti. "Hoş geldin" dedim beraber odaya geçerken. "Hoş buldum Eylül abla ne yapıyorsun?" "Telefonda oyun oynuyordum, çok sıkıldım" dedim. "Bende sıkıldım ondan geldim, bir şeyler yapsak?" diye sordu. Saçlarımı önüme atıp topuz yaparken "Süper olur" dedim. Biraz ne yapabileceğimiz hakkında konuştuk ve sonunda film izlemeye karar verdik. Aslında hava güzel olsaydı dışarı çıkardık ama yarı yıl tatilinde hava nasıl sıcak olabilirdi ki? Ocak ayına göre fena sayılmaz gerçi ama yinede soğuktu.

Buse'nin bizde kalması için annemlerden izin almaya çalıştık. Önce annemden sonra yukarı çıkıp yengemden izin aldık. Bu arada evet Buseler bizim üst katımızda oturuyorlar. Aile binasıda. Üzerime montumu giyip botlarımı elime aldım. Anneme bakkala gittiğimizi haber verip binaya çıktım. "Busee" diye seslenip aşağı inmeye başladım. Buse kapıyı açıp "Geldim" diye cevap verdi. Binanın dış kapısının önüne geldiğimde halıların bittiği yere botlarımı koydum ve giymeye başladım. Sağ ayağımı giymiştim ki Buse geldi. Botlarımızı giyip bakkala gittik. Cips, kola, çekirdek falan aldık ve eve geldik. Eylem de bu arada bardakları hazırlayıp odaya getirmiş. Bilgisayardan da istediğimiz filmi açmış. -Bu arada Eylem benim ikizim- Üzerimi değiştirip eşofman ve uzun kollu bir tişört giydim. Yerlerimize kurulup filmi izlemeye başladık.

Film bittikten sonra bilgisayarı kapattık ve biraz etrafı toparladık. Buse'nin yatması için şişme yatağı şişirip yere koyduk ve çarşafını serdik. Saat daha on buçuktu ve uykumuz yoktu. Daha doğrusu Eylem'in vardı -her zamanki gibi- ama bizim zorumuzla biraz daha oturacaktı. "Ee ne yapalım kızlar?" diye sordum. "Madem beni uyutmuyorsunuz o zaman kalkın bana türk kahvesi yapın" dedi. Kim dedi sizce? Tabiki Eylem. "Kalkın derken? Ben tek başıma yapabilirim canısı" dedim ve Eylemin yanağından makas alıp hemen kaçtım. Eylem elime vurmaya çalıştı ama ben çoktan odadan çıkmıştım. Mutfağa gidip fincanları çıkardım ve kahveyi yapmaya başladım. Kahve piştikten sonra fincanlara döktüm. Küçük bir tabağa çikolata koydum. Su bardaklarına da suyu doldurup tepsiye koydum. Tepsiyi elime alıp odaya gittim. Kapı kapalı olduğu için kapının önünde durdum ve ayağımla kapıya iki defa vurdum. İçeriden "Al işte mal seslenmiyorda nasıl vuruyor" diyen Eylem kapıyı açtı. "Sensin o" diyip tepsiyi şişme yatağa koydum ve etrafına oturduk. Kahveleri içerken "Ne kadar da güzel yapmışım, beni istemeye gelenler yaşadı." diye kendime iltifat ederken Buse acı gerçeği yüzüme vurdu. "Daha aday bile yokken ne istemesi" diye gülmeye başladı. Eylem'le ellerini çak yaptıktan sonra bende Buse'nin kafasına bir tane çaktım. "Sanane lan ben böyle mutluyum." deyince ikisi birbirine bakıp tam anlamıyla hayvan gibi güldüler. Tabiki de alınmadım. Bu kadar küçük şeylere anlınmak saçma zaten bence.

Kahvelerimiz bitince fincanları ters cevirdik ve soğumasını bekledik. Fal bakmanın günah olduğunu biliyorum ama bazen merak ettiğimiz için bakarız. Zaten inanmam çıkan fallara. Çünkü hep ayni şeyler çıkıyor. 'Uzun zamandır görmediğin bir arkadaşını göreceksin. Haneye bereket gelecek. Aileden biri üstün başarı gösterecek vs vs' fincanlar soğuyunca fotoğraflarını çekip falcı bacıya yolladık. Siz ne zannettiniz? Kendimizin bakacağını mı? Hah tabiki hayır. Bizde öyle yetenek yok. Neyse 10 dk kadar sonra fallar geldi. Ama bu sefer her zamanki klasik yorumlardan farklı bir yorum vardı.

'Yakın zamanda kalbini hızlandıracak birisi ile tanışacaksın.'

"Peh! Bende yedim." diye tepki verince kızlar bana baktı. Daha önce de buna benzer yorumlar çıkmıştı. Bunun gibi açıkça yazmasada aynı manadaydı yani ve sonunda hiç birşey olmamıştı. "Sanırım beyaz atlı prensim yola çıkmış" dedim kızların merakını gidermek için. Hep berber güldük. Biraz daha konuştuktan sonra tepsiyi aldım ve mutfağa götürdüm. Fincanları, tabağı ve su bardaklarını sudan geçirip makineye dizdim. Tepsiyi de silip yerine koydum. Odaya geldiğimde kızlar yataklarına yatmışlardı. Yatağımı açıp lambayı söndürdüm ve yatağıma yattım. Yorganı üzerime çekerken "İyi geceler" dedim. Buse "Sizede" diye cevap verdi. Eylem birşey demeyince uyuduğunu anladım. Zaten saat on ikiyi geçmişti. Benimde uykum gelmişti. Sağ tarafıma dönüp kendimi uykunun kollarına bıraktım.