"Bir intikam alevi değil bu sevgilim. Umudun kendini parçalayış şekli."
Kaçıyorum; ölümümden. Bir tımarhane köşesine hapsedildim. Her gün biraz daha ölüyordum, ruhsal olarak. Karanlık, hiç aydınlık değildi. O gün gelmişti. Kaçıyordum onlardan.
Her şeyimi elimden alan o insanlara sormam gereken hesaplarım vardı. Bunun için savaşmam, belki de sonunda ölmem gerekiyordu. Ama yorgunum. Gücüm yok. Dört duvar arasında her şeyimi kaybettim.Hayatımı, insanlığımı, ruhumu, hepsini. Öldürdüler beni. Hadi düşün! Karanlığın içinde yıllarca hapis kaldığını. Her gün biraz daha ruhunu kaybettiğini. En yakınlarını toprağın altına gömdüklerinde orada olamadığını, son bir kez toprak kokusuda olsa kokularını içine çekmek istediğinde kendini karanlıkta bulduğunu. Düşün! Onlara gidemediğini, her şeyinin yok olduğunu hissettiğini düşün!
Varlığınla yokluğunu ayırt edebilir miydin? Yaşayabilir miydin? Gözlerini kapatamadığını, tek bir an uyuyamadığını, gözlerin sana yalvarırken sadece ağladığın, bir gram uykunun gözüne girmediğini, düşün! Yoruldun mu? Ben çok yoruldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FULYA
Teen Fiction"Bir intikam alevi değil bu sevgilim. Umudun kendini parçalayış şekli."