Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
•
"Ya Bay Kim bi' rahat durun Tanrı aşkına!"
"O herifi bayıltıp geleceğim sadece, bir izin versen"
"Oldu canım eliniz değmişken bir de öldürüsünüz."
"Bırakırsan onu da yapacağım. Kalk hadi üstümden."
"Ha tabi! Kalkayım da gidip adamın suratını dağıtın değil mi?"
"Biraz daha kasıklarımda oturmaya devam edersen seni dağıtacağım Jeon. Kalk üstümden."
~
Bu hâle nasıl mı gelmiştik?
Bay Kim'in mesajıyla birlikte istemesemde kapıyı açmıştım. Son derece büyük bir sırıtışla salona doğru yürümüş ve bacaklarını açarak oturmuştu.
Bende tam karşısındaki koltuğa geçip oturdum ve aranızdaki uzun mu uzun bakışma serüveni başladı. Aslında ne yalan söyleyeyim çok da uzun sürmedi daha doğrusu süremedi. Çünkü telefonumdan bir bildirim sesi geldi ve ister istemez bakışlarımı ondan çekip telefonuma yönelttim.
Ondan ayrılan gözlerimi sevmeyen Bay Kim yerinde kıpırdandı ve dikkatimi ona vermem adına yalandan öksürdü.
Kısa süreli tekrar ona baktım ve çatılan kaşlarıyla beni izlediğini gördüm. Gerçekten ilgimin ondan uzaklaşmasını sevmiyordu.
"Kiminle yazışıyorsun?"
Sorusuna ne diyeceğimi bilemedim çünkü eğer söylersem sinirden kuduracağını biliyordum. Bugünlük bu kadar gerginlik yeterdi benim için. O yüzden duymamış gibi davrandım.
"Jeongguk sana diyorum güzelim, kiminle yazışıyorsun?"
Güzelim? Ne güzeli? Ben miyim güzeli? Noluyor bu aşağılık yerde?
Ben içten içe dediğinin şokunu yaşarken Bay Kim ayaklanmış ve elimden telefonumu kaptığı gibi kiminle yazıştığıma bakmıştı.
Görür görmez kahverengi gözleri iyice siyaha bürünmüş kaşları olabildiğince çatılmıştı. Sinirliyken bir yakışıklı oluyordu sanki. Tanrı aşkına şimdi bunu düşünmenin sırası değildi.
Bay Kim telefonu az önce kendi oturduğu koltuğa fırlattı ve hızlı adımlarla kapıya doğru yürümeye başladı.
Bende tabi durur muydum, asla durmadım. Peşinden koştum ve sırtına atlayıp evden çıkmasını kendimce engellemeye çalıştım. Elleri hemen diz kapağımın altını buldu ve beni sıkı sıkıya tuttu.
