"Bana öpüşmeyi öğretir misin?"
Söylediğim şeyle ağızı açık kalmış ve boş boş bana bakmaya başlamıştı.
Kendine geldiğinde ilk yaptığı şey yutkunmak ve yukarı kıvrılmış paçasını düzeltmek olmuştu.
"Ne?"
"Ne duyduysan o."
Kollarımı kavuşturdum ve başka bir yöne döndüm. Onun gibi kendini beğenmiş bu adamdan böyle bir şey istemek ne kadar guruma dokunsa da çevremde bunu, onun dışında isteyebileceğim biri yoktu.
"Ne saçmalıyorsun?" Yarım ağız sırıtmış ve ağırlığını tek bacağına verip kafasını eğmişti. Bende ona döndüm.
"Bunu sadece senden isteyebilirim gibi geldi. Ve sen de işin en başında buna benzer bir şey teklif ettiğinden kabul edece-"
"Bir saniye ya?" Sözümü kesmesiyle sustum ve yerimde dikleştim.
"Neden kabul edeyim ki? Tamam en başında böyle bir şeyi ben istiyordum ama seni tanımıyordum ve bir çıkarım vardı. Şu an neden kabul edeyim?"
Durmadan gülümsemesi sinirimi bozmuştu. Derin bir nefes aldım.
"Boşver, bir anlığına söylemiş bulundum."
Fazlaca ezik, gurursuz ve aptalsın Seungmin. Cidden bravo.
Yanından geçip gidecekken kolumu tutup beni önüne çekmiş ve beklemeden konuşmuştu.
"Neden istediğini söyle."
Kaşlarımı çatıp ona baktığımda sorusunu yineledi.
"Neden istiyorsun bunu?"
Kolumu kendime çektim ve karşısında durdum. Sanırım aramızdaki mesafe fazla yakın olmuştu bir anda.
"Beni fark etmesini istediğim biri var ve böyle şeyleri bilmeden beni fark etmesini sağlayamam." Ciddiyetle söylediğim şey karşısında kahkaha atmıştı.
Kaşlarımı çatmış gülmesini bitirmesini bekliyordum.
"Bir playboy'dan hoşlanıyorsun yani?"
Tek kaşını kaldırıp alaycı ifadesiyle konuştuğunda bu gün aramızda oluşmuş olan samimiyete güvenerek gözlerimi devirdim.
"Ne dersen de, ama daha fazla soru sorma."
"İyi sormam." Sustu, bende sustum.
Bakışlarımı mutfak tezgahından alıp ona baktığımda hâlâ sırıttığını gördüm. Ağızım hafif şaşkınlıkla aralandığında bakışları dudaklarıma kaydı.
BENİ Mİ ÖPECEK? YAPACAK MI?!
Kıkırdayıp parmağını dudağıma sürtmüş ve mutfaktan ayrılmadan önce konuşmuştu.
"Bu gün hastayım çocuk, yarın tekrar gelirsen düşünürüz."
-
Seungmin: BAY JİSUNG
Bay Han: EFENDIM
Seungmin: 10 Dakikalığına profösörüm olduğunuzu unutsak ve o şekilde konuşsak olur mu??
Seungmin: Çünkü samimi olduğum ve anlatacaklarımı anlayabilecek bir arkadaşım yok
Bay Han: Oha ne geliyor
Seungmin: İNANAMAYACAKSINNN
Seungmin: KENDİNİ HAZIRLA
Bay Han: Ohh siz biz de gitti|