Kaç katlı olduğunu bile sayamadığı binanın penceresinden bakıyordu.
Kadının içeri girmesi ile başını ona çevirdi.
'Nasılsın görüşmeyeli Tuğçe?'
Görüşmeyeli? En çok bu kadını görüyordu. Omzunu silkti. Cevap vermek istemedi.
'Sevgilinle görüştüm, geçen hafta olanlar ile ilgili konuşmak ister misin?'
Kadının söylediğine güldü. Bu kadına ne diye para veriyorlardı zaten konuşmak için değil mi?
'Bi adam vurdum işe döndüğüm ilk gün bunun nesini konuşabiliriz?'
Kadın bacaklarını dolayıp ona yaklaştı.
'Bak Tuğçe, seninle yaklaşık üç aydır konuşuyoruz. Bir arkadaş edası ile biliyorum ve anlıyorum ki yaşadıkların tahmin edilemez derecede...'
Tuğçe kadına kaşlarını çatıp baktı. Nereden anlayacaktı ki ?
'Sen benim neler yaşadığımı anlayamazsın kimse anlamasın da zaten...'
Fevri bir çıkış yapmıştı. Başını yumuşak koltuğa yasladı.
'Hiç kimse bilmesin bu yaraların acısını, kimse anlamasın ruhumdaki o sızıyı, hiç kimse biliyorum ben bunları söylerken bile belki şu an hala bir yerlerde yardım çığılıkları atan bir sürü kadın var. Olmasın artık istemiyorum'
Gözündeki yaşları usulca indirirken karşısındaki kadın onun ellerini tuttu.
'Söylemesi dilemesi kolay, ya bu dünya da her gün binlerce kadın aynı acıyı yaşıyor geri kalanı sıra ne zaman bana gelecek diye çaresizce bekliyor, biz ya öldürülüyoruz ya da istismar ediliyoruz.'
Çaresiz şekilde ona bakan kadının elini daha sıkı tutması ile ağlaması sıklaşmıştı.
'Sosyal medya da her gün bir kadını anıyoruz. Ben de onlardan bir olabilirdim. Ama hiç geri de kalanları düşünmüyoruz.'
Zorlukla yutkundu. Ona bir şey olsaydı babası ne yapardı ? Sevgilisi ne yapardı diye düşündü.
'Benim hatamdı.'
İtiraf etmişti. Sonunda söylemişti.
'Bana oraya gitmeme dair bir emir verilmemişti. Ama gitmesem o kadını kurtaramazdım, gitmesem bunlar olmazdı.'
'Senin hatan değil Tuğçe' elindeki eller hareket ediyordu. İçi kalkmıştı. Kadından ellerini çekti.
'Kafam çok karışık bu konuda'
Yaşanılan her şey onun suçuymuş gibi geliyordu.
Dün babası ve sevgilisi onun uyuduğunu düşünerek konuşmuşlardı.
Çınar...
Suçsuz olduğu anlaşılmış muhtemelen ilk mahkeme de serbest kalacaktı ancak ne yapmış ne etmiş o adamların yanına gitmiş başını yakmıştı.
Çınar ondan yalnızca iki yaş büyüktü ve hatalarını artık anlamıştı.
Tuğçe yüzünden orada kalmaya devam edecek olması ona ağır gelmişti.
Karanlık ne demek öğrenmişti Tuğçe güneşi görememek, bir yere tıkılıp kalmak ne demek bu üç ayda çok iyi öğrenmişti.
Şimdi onun yüzünden Çınar daha fazla orada kalacaktı.
Bencilce davranışı yüzünden başta kendi hayatı olmak üzere bir çok hayatı zedelemişti.
Oysa Tuğçe hep birilerine yardım ederdi. Merdan Dedesi ona 'yardım meleği' diyordu.