bir özür meselesi

453 37 48
                                    

Küçük bir duyuru:
Haftaya bölüm yayınlayamayacağım bu yüzden bu bölümü uzun tuttum.
Bir haftalık sezon finali diyebiliriz 👉🏻👈🏻💜

***

Seul Üniversitesinin bu seneki şenliği, havaların da erken ısınmasıyla öne çekilmişti. Dönem başlamadan gerçekleştirilen etkinlik kimi için fazladan bir hafta daha tatil demek olsa da çoğu öğrenci şenliğin son gününe yetişmişti.

Kampüs bu gece için özenle süslenmiş, her noktadan duyulabilecek ses sistemiyle birlikte büyük bir sahne kurulmuştu meydana. Önce okulun grubu çıkıp açılışı gerçekleştirir ardından etkinlik için seçilen öğrenciler devam eder ve gecenin sonuna doğru okulun grubu tekrar sahne alıp gecenin kapanışını yaparlardı. Ve arka planda çoğu öğrencinin bildiği şarkılar yükselirken ona karışan kahkaha sesleri bahçenin her yerindeydi.

"Hyunjin nerede kaldı?"

Chan'ın sorusuyla herkes Hyunjin'in gidişini hesaplamaya çalıştı ama buna gerek kalmadan elleri oldukça dolu beden yüksek sesiyle ortama giriş yapmıştı bile.

"GELDİM!" diye bağırdı Hyunjin. "Her yerde o kadar sıra vardı ki anlatamam. Tüm ülke bizim okulda sanki."

Açıklamasının ardından elindeki siyah poşetleri sırasıyla arkadaşlarının önüne bırakıp market market dolaşmış yorgun bedenini Jeongin'in yanına attı. Jeongin, sevgilisini kaldırdığı şalın içine çekerken Hyunjin'in soğuktan kızarmış yanağına bir öpücük bırakıp sarıldı.

"Sarhoş mu oldun sen?" dedi Hyunjin gülerek. Jeongin önce Hyunjin'e boş bir şekilde baktı ve ardından yüzünü buruşturdu.

"Sanırım." diye sızlandı ama Hyunjin de kendisine sarılıp saçlarını okşamaya başladığı anda gözleri kapanarak sessizleşti.

Onları izleyen Ryujin sesli bir iç çekti. Çok düşünmeden hemen yanında oturan kıza döndü.

"Yeji." dedi hevesle ama küçük olan çoktan isteğini anlayıp olumsuzca başını sallayarak kendisini reddetti.

"Hayır, seninle şal paylaşmayacağım." dedi Yeji.

Ryujin'in yüzü düşerken o sırada arkadaşını izleyen Changbin gülerek elindeki soğuk şişeyi Ryujin'e fırlattı.

"İç, üstüne iyi gider."

Kafasına gelen pet şişeyle bir hışımla Changbin'e döndü Ryujin. "Seni var ya " diye başladı ama ne diyeceğini unutunca Chan'a bakmak zorunda kalmıştı.

"Chan ne yapacaktım ben buna." diye sordu sinirle.

Chan, gülerek kafasını salladı. Bir noktadan sonra artık alışmıştı arkadaşlarına. "Dövdürürsün Ryujin."

"Evet, işte!" diye bağırdı tekrar Ryujin. Gözlerini kısıp "Dövdürürüm oğlum seni." diyerek kendince Changbin'i tehdit etmişti. Ama dışarıdan gözüken ne söylediği anlaşılmayan birkaç uğultuydu. Genç kızı kalktığı yere oturmak yine Chan'a kalmıştı.

Changbin, arkadaşına yapmacık bir gülüş verip tekrar önüne döndüğünde karşısındaki Felix ile göz göze geldiler. Bunu beklemediği için irkilmesini engelleyemedi. Dikkatli bir şekilde kendisini izleyen Felix ile hafifçe yerinde kıpırdandı ve ardından göz temaslarını kesmek için bahane olarak önlerindeki poşetten içki arıyormuş gibi yaptı. Tabii hemen yanındaki açılmış ve yarısını bile içmediği şişenin varlığını unutmuştu. Tıpkı diğer ikisi gibi.

Onun her halini ilgiyle takip eden Felix artık kabullendiği gerçeği bu kez sesli bir şekilde dile getirdi.

"Changbin hyung biliyor." derken sesli bir soluk verdi.

no ex no next yes magic | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin