İçeride ilk dikkatimi çeken; orta boylu, tıknaz, kel bir adamdı. Biraz dikkatli bakınca göz altlarının mosmor olduğunu fark etmek pek de zor değildi. Kendini dik tutmak için bayağı bir çaba sarf ediyor gibiydi. Gülmemek için kendimi zor tuttum açıkcası. Yüzünde yılışık bir gülümseme vardı ve rahatsız olmuştum. ''Buyurun efendim diye koltukları işaret etti ve ekledi, bir şey içer miydiniz ?'' ''Soğuk bir su fena olmaz dedi annem.'' ''Anne tuvalete gitmem gerekiyor.'' ''Kapıda ki nöbetçi öğrenci eşlik etsin. Dedi müdür.'' ''Teşekkür ederim ben nerede olduğunu biliyorum.(nerede olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yok)'' ''Fazla oyalanma tatlım. Dedi annem, yüzünde çaresizlik akan bir tebessümle.''
Kapıdan dışarı ilk adımımı atar atmaz sanki uzay boşluğunda sürükleniyor gibiydim,kalbim durucak gibi oldu hatta çok kısa bir süreliğine de olsa durduğuna bahse girerim işin komik tarafı nedenini bilmiyorum ve bu konu canımı sıkmaya başladı. Olduğum yerde kalakalmıştım, nöbetçi öğrencilerden birisi o an ki durumumu farketmiş olmalı ki hemen yanımda bitmişti. ''Hey iyimisin ? sana diyorum dostum iyimisin ?'' ''Tamam iyiyim lanet olsun birşeyim yok bağırmayı kes artık'' Kısa bir süre sonra toparlandım, yüzünde anlam veremediğim bir ifade vardı ''okulumuza yeni mi geldin ?'' Yüzümü ekşiterek ''- Sanırım öyle oldu'' ''- Ehh okulumuza hoşgeldin, istersen okulumuzu gezdirebilirim ?'' ''Olabilir neden olmasın, ama öncelikle tuvalete gitmem gerekiy '' ''- Bir üst kata çık koridorun sonunda sol taraf da'' '' Saol dostum'' ''Hey sen gerçek iyi misin ? sana eşlik etmemi ister misin ?'' '' Teşekkür ederim gerek yok'' orta boylu, kumraldı, kolları uzun, gövdesi genişti gözleri parlıyordu, açık bir ten, bi o kadar güler yüzlüydü. Nedenini bilmiyorum ama aramızda kan bağı bulunmamasına rağmen kanım ısınmıştı.