eighteen

1.1K 146 359
                                    

Hava yavaş yavaş aydınlanmaya başlarken insanlar da mağaralarından çıkıp işlerini halletmeye koyulmuştu. Jungkook da çoğu gibi erkenci kuşlardandı. İşlerini erkenden kalkıp hallederdi ki gününün geri kalanını Jimin ile geçirebilsin.

Gözlerini yeni güne açarken fark ettiği ilk şey kollarındaki boşluktu. Jimin'in doldurması gereken boşluk...

Gözleri ışığa alıştıktan sonra yerinde doğrulmuş ve etrafına göz atmıştı. Görünürde ne Jimin ne Taehyung vardı.

Aklına gelen düşünceleri def etmek için başını iki yana sallayıp hemen ayağa kalkmıştı. Adımları dışarıyı bulurken bakışları da etrafta geziniyordu.

Jimin'e dair hiçbir iz bulamadığında adımlarını bu sefer Yoongi'nin mağarasına yöneltmişti. Belki de sabah erkenden kalkıp oraya gitmişlerdi?

Koşar adımlarla mağaraya vardığında Yoongi de tam mağaradan çıkmak üzereydi. Tam çarpışacakları sıra neyse ki Yoongi onu fark etmişti de geriye çekilmişti hemen.

"(Noldu Jungkook, ne bu acele?)"

"(Jimin burada mı?)"

"(Hayır, buraya mı gelecekti?)"

"(Uyandığımda yanımda yoktu. Taehyung da yok. Belki buraya gelmişlerdir diye düşündüm.)"

"(Gelmediler.)"

"(Başka nereye gidebilirler Yoongi?)"

"(Sakin ol. Buralarda bir yerlerdedirler. Hadi çıkıp diğerlerine soralım.)"

Jungkook onu başıyla onayladığında, ayrılıp gören var mı diye insanlara sormaya başlamışlardı. Jungkook her aldığı red cevabında kalbi sıkışıyor gibi hissediyordu. Aklındaki şey ise daha mümkün hâle geliyordu gitgide.

"(Kimse görmemiş Yoongi. Neredeler?)"

Belli etmese de Yoongi de telaşlanmaya başlamıştı.

"(Ya gittilerse?)"

Jungkook zorlukla söylediğinde başını iki yana sallamıştı reddedercesine hemen Yoongi.

"(Saçmalama Jungkook.)"

"(O zaman neredeler Yoongi? Kimse görmemiş bile.)"

Gözleri dolu dolu konuştuğunda Yoongi ne diyeceğini bilememişti. Şimdi onun da yüreğini korku salmıştı.

"(Aklına kötü düşünceleri getirme hemen. Daha bakmadığımız yerler var. İllaki birindedirler.)"

Jungkook sessiz kaldığında Yoongi birkaç kişiye seslenmiş ve olanları anlatmıştı. Gelen kişiler birkaç kişiye daha haber verip aramaya koyulurken Jungkook ve Yoongi'de birlikte aramaya devam etmişlerdi.

Son hız aramalara devam ederlerken umutları gitgide tükeniyordu. Gidebilecekleri neredeyse her yere bakmışlardı fakat hiçbir iz bulamamışlardı.

Aradan geçen zamanın ardından bir çocuk koşarak yanlarına gelmiş ve eliyle geldiği yeri işaret etmişti nefessizlikten konuşamadığı için. Jungkook ve Yoongi birbirlerine bakmış ardından koşarak çocuğun işaretine doğru ilerlemişlerdi.

Ağaçlık alan son bulduğunda gördüğü görüntüyle ayaklarının bağının çözüldüğünü hissetmişti Jungkook. Jimin ve Taehyung hareketsiz bir şekilde yerde yatıyorlardı.

Tökezleye tökezleye Jimin'in yanına vardığında daha fazla dayanamayıp yere kapaklanmıştı Jungkook. Gözyaşlarının akmaması için dudaklarını sertçe dişlerken Jimin'i hafifçe kaldırıp sarsmaya başlamıştı. Ölü gibi duran beden hiç tepki vermezken yüreğine dolan korkuyla daha fazla tutamayıp ağlamaya başlamıştı Jimin'e sıkı sıkı sarılarak. Sürekli adını sayıklayarak döküyordu gözyaşlarını. Delirmiş gibiydi.

stone age | jikook  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin