Hayatımda ki her şey çok düzgün gidiyormuş gibi bir de annemin tekrardan evlenme isteği ile uğraşıyordum. Babam vefat edeli 7 sene olmuştu ve artık annem hayatını biri ile paylaşmanın olabileceğini düşünüyordu. Ben ise hiçte öyle düşünmüyordum. Annemle aram çok mükemmel değildi ama bunca zaman hayatlarımızda sadece ikimiz ilerlemiş iken bir başkasının hayatımıza dahil olması hiç hoşuma gitmiyordu.
Hele ki yanında da oğlu ile dahil olacaksa.
"Rüzgar bir bakar mısın?" dedi annem odama girerek. Yatağımda oturmuş, camdan bakarak düşüncelere dalmıştım. Kafamı kapıya çevirdim. Altına siyah bir etek üstüne ise siyah bir bluz giymişti. Sarı saçları dalga dalga idi. Oldukça güzel gözüküyordu.
Baştan sona inceledikten sonra, "Çirkin." dedim yüzümü buruştararak. Annem yanıma yaklaştı ve yatağa oturdu. "Canım benim neden böyle yapıyorsun ? Sadece tanışmanızı istiyorum o kadar belki seveceksin Ömer'i?" dedi gözlerimin içine bakarak. Konu sevip sevmemem değildi genel olarak ailemize girmesini istemiyordum. İçimde anlam veremediğim bir huzursuzluk vardı.
Ben cevap vermeyince ellerimi ellerinin arasına aldı ve, "Sana söz veriyorum istemediğin hiç bir şey olmayacak. Hayatımızı düzeltebilmek için bana bir şans vermeni istiyorum oğlum." dedi.
Karşımda bana ümitle bakarken daha fazla dayanamadım. "Tamam sen nasıl istersen bugün eğer ısınamazsam Ömer ve..." oğlunun adını unutmuştum. "Talha?" diyerek lafımı tamamladı. "Heh evet ısınamazsam Ömer ve Talha'ya bugünden tavrımı belli ederim haberin olsun."
"Ömer seninle tanışmak için can atıyor. Talha ile de iyi anlaşacaksınız ikinizde resim seviyorsunuz." dedi heyecanla.
Aman ne hoş!
"Anne bilmiyorum ama hadi sevgili misafirlerin gelmeden önce üstümü değiştireyim." ayağa kalktım ve dolabıma yöneldim. Annemde bir kaç heyecanlı cümleler kurdu içinden ve odadan çıktı.
Ne giysem bilemedim. Bize yemeğe geleceklerdi ve ev halimle mi yoksa dışarı kombinimle çıksam karar verememiştim.
Gri eşofman üzerine beyaz bir tişört çıkardım. Bunlarla gayet olurdu bence hem dışarı hem ev kombiniydi benim içim. Hemen üzerimde ki kıyafetleri çıkartıp eşofmanla tişörtü giydim. Sarı saçlarım dağınıklardı ama pek te umrumda değildi nasıl göründükleri. Telefonumu yanıma alıp odamdan çıktım ve annemin yanına geçtim. Telefonla konuşuyordu.
"Tamamdır açıyoruz kapıyı canım." telefonu kapattı ve bana baktı. "Kapıyı açar mısın Rüzgarcığım? Ben hemen kendime bakıp geliyorum."
Annem odasındaki boy aynasına koşarken otomattan kapıyı açtım ve anneme seslendim. "Kaçıncı katta olduğumuzu biliyorlar mı?"
"Biliyorlar kapıyı aç sen canım." dedi.
Evin kapısını da açtım ve beklemeye başladım. Gerilmiştim. Annem yanıma geldi. Merakla kapıya bakıyordu.
Yakından ayak sesi gelmeye başlamıştı ve koridorun sonundan bize doğru bir adam geliyordu. Sadece tek kişi. Ömer Akkaya bize doğru güler yüzle gelirken oğlu Talha Akkaya ortalarda yoktu. Büyük ihtimalle gelmeyecekti.
Ömer bize doğru geldi.
"Merhaba. İyi akşamlar." dedi yüzünde ki sıcak gülümseme ile. "Merhaba." dedim hafif bir gülümseme ile.
Annem öne atılarak "Gel içeri, hoşgeldin." dedi. Alttan alttan sırıtıyordu. Ömer içeriye girip annemi yanaklarından öptü benimde elimi sıktı.
Kapıyı kapatıcaktım ki koridordan,
"Kapatma geldim." diye bir ses geldi.
Annemle Ömer salona doğru geçmişti ben ise kapıyı tekrar açıp sesin kim olduğuna baktım. Tam tahmin ettiğim gibi.
Talha gelmişti. Altında gri eşofman üstünde de siyah bir tişört ile...
İlk kez bir şeyler yazıyorum umarım beğenirsiniz. Diğer bölümler çok daha uzun olacak. Yazım hatam varsa kusura bakmayın hemen yazıp atacağım bölümü. Aklımda çok güzel şeyler var.