Bazen insanın içinde bir his olur ya hani evinden ayrılıp evine gitmişsin gibi benim hatta bizim içinde öyleydi evimizden ayrılıp sanki yeni evimize gelmiş gibiydik. Neden bilmiyorum ama bu şehir beni hep kendine çeken ve yakın hissettiren bir şehir oldu. Ben uzun uzun oteli dışardan izlerken Sude ve Mert valizleri bagajdan alıyordu. Birden Sude omzuma dokundu garip bir şekilde irkildiğim sırada bana omuz çantamı uzattı tam alıcağım sırada Mert centilmenlik yapıp çantamı Sude'nin elinden alıp kendi omzuna taktı ve tam adım atıcakken hiç beklemediğim bir anda beni kucağına aldı kapıda duran görevliye bahşiş verip valizleri taşımasını söyledikten sonra Sude'ye bizi takip et anlamında kafa salladı. Sude oflaya oflaya yanımıza geliyordu ben ise olduğum konumdan oldukça memmundum tabii. Mert beni girişte kucağından indirdi ve
"Bekleyin beni bebeğim işlemlerimizi yaptırıp gelicem" Dedi ve ben "tamam" Demeye kalmadan dudağıma öpücük kondurdu. Ben şaşkın bir şekilde Mert'in gidişini izlerken Sude de görevlilerden kendisine fotoğraf çekmesini istiyordu sessizce kıkırdadım. Mert kasadan elinde anahtarla geliyordu tabii birde yanında bize odamızı göstericek ve bavulları taşıyacak kişi vardı. Sude'ye bağırdım
"Sude hadi gidiyoruz aşkom"
Biraz rahatsız ama aynı zamanda heycanlı bir ses tonuyla yanıt verdi
"Tamam geliyorum hatta siz çıkın ben son bir tane daha fotoğraf çekinicem"
Mert biraz öfkeli bir sesle
"Sude yeter ama hadi yürü gidiyoruz"
"Of tamam geliyorum çok gıcıksınız ama unutmayın intikamımı alıcam, beni otelin her köşesinde çekeceksiniz"
Sesli bir şekilde kahkaha attım ben gülünce Mertte gülmüştü alaycı bir sesle
"Tamamdır Sude hanım nasıl isterseniz bir hafta boyunca emrinize amadeyiz" dedim. Hepimiz gülmeye başladık. Zorla da olsa Sudeyi ikna edip sonunda odalarımıza çıkmıştık. Sude ayrı bir odada mert ve ben ayrı bir odada kalacaktık, aslında bende başta Mertle ayrı odalarda kalmayı istedim fakat Mert'in ısrarıyla çift yataklı ve çift kişilik bir oda tuttuk. Ben odaya ilk girdiğimde beni bekleyen çok romantik bir ortam ile karşılaştım bu oda resmen beni çok iyi tanıyan biri tarafından yapılmıştı..
Hiç beklemediğim bir anda mert geldi ve beni kucağına alıverdi. Yaşadığım mutluluk ve şok birbirine karışmıştı ağlayarak Mert'in boynuna sarıldım ve yarı kısık yarı ağlayan sesimle konuştum
"Ben seni hak edicek naptım?"
Mert birden gülmeye başladı neden güldüğünü anlamamıştım ve bu sinirimi bozmuştu ben burda ağlarken o gülüyodu bir anlık sinirle ona sarılmayı bıraktım ve yatağa oturdum bi yandan da ağlamaya devam ediyordum tam o sırada mert yanımda belirdi
"Güzelim benim cidden istemsizce güldüm çünkü söylediğin şey komik"
"Komik olan ne!?"
Sinirle gözlerine bakmıştım ve kafamı yukarı kaldırıp oda gözlerime baktı
"Komik olan kurduğun cümle beni hak edicek birşey yapmana gerek yok sen zaten yeterince hak ediyosun hatta belki daha fazlasını ve eğer bunu kendine bir borç olarak görüyorsan ömür boyu yanımda kalarak kapatabilirsiniz Asya Hanım"
Gülümseyerek gözlerine baktım ve mutlu bir ses tonuyla
"Seni seviyorum" Dedim ve
"Seviyorum seni" Diye karşılık aldım
Uzun uzun sarıldık tabii bu sarılmamız kapının aniden açılmasıyla son buldu
"Ay bende diyorum bunlar nerde hani insan bir merak eder bir sorar yarım saat geçti yoksunuz açlıktan ölücem ya yete-"
Gelen sudeydi ve geldiğinde mertle ikimiz yatakta oturmuş öylece birbirimize sarılıyorduk. Sude odaya nasıl girdi diye sorcak olursanız biz zaten mertle hep beraber olucaz ikinci oda kartına ihtiyacımız yok bir tanesi yeter, birde herhangi bir duruma karşı ikinci oda kartını sudeye vermiştik tabi o da kendininkini bize vermişti. Bize ağzı açık bir şekilde bakıyordu herkes susmuştu fakat ben bu sessizliği bozarak gülmeye başladım ve kalktım Mert'e elimi uzatıp
"Hadi gel sevgilim kahvaltı yapalım" dedim
Ve oda nazikçe elimi tutup
"Hay hay Asya Hanım" Dedi hepimizde güle güle aşağıya indik ve kahvaltımızı yaptık, aynı zamanda oteli gezdik otel hakkında baya da bilgi edinmiştik. Saat akşama doğru geliyordu hepimiz odalara çekilmiştik ben yorucu bir günün ardından duşa girmiştim çıktığımdada Mert odada yoktu, hemen elime telefonu alıp Merti aradım açmadı sonra belki Sudenin haberi vardır diye düşünüp Sudeyi aradım oda açmadı ikisini de defalarca aradım ve yazdım bakan yada cevap veren yoktu hemen üstümü giyindim ve odadan çıktım. Karşı odamızdaki Sude'nin kapısını çaldım, açmadı. Defalarca zili çaldım hatta kapıya vurdum ama açan olmadı. Belliydi birlikte biryere gitmişlerdi ve bana haber bile vermemişlerdi. İstemsizce öfkelendim ve otelin içini gezmeye başladım. Gidebilecekleri en mantıklı ve güvenilir mekanlara baktım ama ne yazıkki yoktular. Heryere bakmıştım ama bulamamıştım. Bakmadığım son bir yer kalmıştı ama orda olduklarını düşünmüyodum çünkü onlara güveniyordum fakat bulamayınca bakmaya mecbur kalmıştım sanırım. Sessiz ve yavaş adımlarla club'ın olduğu salona doğru yürüyordum ve aynı zamanda burda olmamaları için dua ediyordum. Club'ın kapılarını açtım ve içeri girdim burası çok kalabalıktı herkes herkesle iç içeydi nerdeyse biraz ilerledim ve etrafa bakındım Sude ve Merti göremediğim için içim rahatlamıştı ki birden gözüme çarptılar. Birlikte dans ediyorlardı ama baya yakın temas içindeydiler, sarhoş oldukları basbaya belliydi ama bu bana ihanet etmeleri anlamına gelmezdi çünkü bu affedilemez birşeydi. Ağlayarak mekanı terk ettim bir yandan koşuyor bir yandan elimle gözümden akan yaşları siliyordum ne acı değil mi? en çok güvendiğin iki insanı o halde görmek..
Sanki canım çıkıyormuşcasına avaz avaz bağırmak istiyordum fakat ne yazıkki canım çıkıyor ama aklımdan o sahne çıkmıyordu kendimi hemen dışarı attım ve havuz kenarı bir şezlonga oturdum nefes alamıyordum adeta. Ben bu haldeyken onlar hala gülüşüyordu belkide kim bilir.
Sessizce ağlamaya çalışsamda sesim sesli bir şekilde çıkıyor olmalıydı ki yanımda daha önce hiç görmediğim bir beyfendi belirdi beyfendi diyorum ama sakın benden yaşlarca büyük sanmayın benle yaşıt gibiydi ama tam bir beyfendiydi.
Yanıma yaklaştı beni böyle görünce o da panik olsa gerek
"Pardon iyi misiniz?Lütfen cevap verin iyi misiniz?"
Gözlerim açılıp kapanıyordu ne yaptığımı bile bilmiyordum beni kucağına aldı ve otelin sağlık bölümüne götürdü. Baya bir narkoz yemiş olsam gerek saatlerce uyuyakalmışım uyandığımda gün daha yeni yeni doğuyordu o beyfendi ise başımda oturmuş beni izliyordu korkarak irkildim
"Siz dün gece ki kişisiniz öyle değil mi?"
Gülümseyerek yanıtladı
"Evet öyleyim dün gece sizi öyle görünce dayanamadım ve yardım etmek istedim bir sakınca yoktur umarım"
Gülümsedim ve
"Hayır yok tabii ki belki siz olmasaydınız o an orda nefessiz kalıp.."
Devamını getiremedim bile çünkü düşünmek istemiyordum
"Bence yanlıyorsunuz"
"Anlamadım? Nasıl yanılıyormuşum? "
"Siz güçlü bir kadına benziyorsunuz"
İstemsizce kendimi mutlu hissetmiştim
"Teşekkür ederim ama belki de siz olmasaydınız cidden ölebilirdim"
"Dün gece çok kötü durumdaydınız beni nasıl hatırladınız?"
"Hafızam güçlüdür hiçbir şeyi kolay kolay unutmam"
"Sizi ölüme sürükleyen de mi unutamadıklarınızdı"
Bir anda bir sessizlik oluştu neyseki hemen konuyu değiştirdim
"Burası sizin odanız mı? "
"Aa evet dün gece sağlık bölümünden çıktıktan sonra sizi nereye götürüceğimi bilemedim o yüzden odaya getirdim umarım rahat uyumuşsunuzdur"
Sözleri çok naif ve kibardı adeta etkilenmiştim
"Evet rahat uyudum teşekkür ederim herşey için, peki ya siz nerde kaldınız?"
"Merak etmeyin oda premium olduğu için birsürü yatak odası var içinde bende bir tanesinde kaldım işte"
"Sanırım tek kalmıyosunuz"
Bu soruyu sormuştum çünkü bu kadar geniş bir odada tek başına kalması saçma olurdu
"Yo aslında tek kalıyorum"
Şaşırmıştım tek kalıcaksa neden bu kadar büyük bir odada kalıyordu ki
"Peki anladım"
"Güzel anlamana sevindim benim ufak bir işim var sen odada kal hemen gelirim"
Ani bir refleks ile
"Yok" Diyebildim sadece
Bana şaşkın şaşkın bakıyordu
"Yok yani olmaz ben odama dönsem iyi olur zaten seni de yeterince yormuşum dün geceden beri
Gülümsedi ve yanıma doğru gelerek
"Hayır tabii ki yormadın benimde bu aksiyonsuz hayatıma biraz neşe ve macera kattın o kadar"
Gözlerine anlamayarak baktım
"Neşe?"
"Evet neşe kattın"
"Dün geceden beri seni hiç uyutmayarak mı?"
"Ben zaten uyumayı pek sevmem hem ben tüm gece senin uyumanı izledim yani uyumuş kadar oldum"
İkimizde kırkırdadık
Israrcı bir ses tonuyla
"Lütfen burda beni bekle işim hemen biter max 15 dakika sürer sana söz veriyorum hem senin iyi olduğunu bilmeden seni bırakamam"
Gözlerime o kadar güzel bakıyodu ki gözlerime bakmasıyla bile ikna olmuştum
"Tamam kalırım" Dedim
Oda göz kırptı ve odadan çıktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Kavuşmak Mahşere Kaldı•
Romance"Yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınıza değişmeyin"