İçeride Bir Adam

152 23 46
                                    

Yayımladığım tarih: 31.03.2024

Kelime sayımız yaklaşık olarak 2800 civarı oldu, finale kadar da bu civarda ilerleyeceğiz zaten. Kısa bir fic olacak. 

Bölümü açan herkes bir tane yıldıza dokunabilir mi? ⭐Şimdiden teşekkür ederimm...

O halde iyi okumalar diliyorum.

🤎

Her kalp diğer yarısını bulmak için koşarmış.
Ben döndüm dolaştım, yine buraya geldim.

-

"Min Tamirhanesi"

Önümdeki eskimiş tabelaya baktım bir süre. Beyaz tahtanın üzerine kahverengiyle işlenmiş harfler, eskimiş ve yıpranmış olan ahşabı, önünde durduğum bu gri, boyaları kısmen dökülmüş olan tamirhane, içeride bir adam.

İçeride bir adam ve kapının önünde ben. İçimde beni oradan oraya sürükleyen duygular.

Neden burada olduğum hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Bunu kendime sormak da istemiyordum aslında çünkü alacağım cevaptan ölesiye korkuyordum. Bu yüzden ne kendime bir şey sordum ne de zihnimin onunla mücadele etmesine izin verdim. Kalbimle. Kendimi gömdüğüm bu sessizlikte tek duyduğum da onun sesiydi zaten.

Buraya gelmeye karar verdiğim anda hissettiklerim, bir türlü geriye dönmeyen ve istekle bu tarafa gelen adımlarım, onu görecek olmanın içimde uyandırdığı anlamsız heyecan ve hâlâ gitmemiş, burada bekliyor olmak... Kendime açıklamakta zorlandığım şeylerdi.

İlk kez bu kadar mantıksız hareket ediyordum.

Girişin kapısı aralık duruyordu, içeride arabalar olmalıydı. Ve tam ortada o büyük, gri bina. İçeri girecek miydim? Girsem ne diyecektim? Ama geriye adımlayamıyordum. Ne dönebiliyordum ne de içeri girebiliyordum. Buraya çakılıp kalmıştım sanki.

Tam olarak ne kadar süredir burada olduğumu bilmiyordum ama bir saati geçmiş olmalıydı. Okulu ektiğimi bilmiyordu ailem. Burada olduğumu da bilmiyorlardı dolayısıyla. Zaten ne diyecektim ki? Ne diyebilirdim?

Sol tarafımdaki gümbürtü, bana heyecanım kadar başka bir şeyi de hatırlatıyordu, zamanımın kısıtlı olduğunu. Burada beklemem sadece vakit kaybıydı. Hayallerim yaşıtlarımın pek çoğundan farklıydı, geleceğe yönelik hayaller kuramazdım hiç. Bu yüzden olduğum ana odaklanmak ve onu değerlendirebilmek zorundaydım.

Adımlarımı kapıya yönlendirip yavaşça ilerledim. Elbette kendimi rezil edecek bir şey yapmayacaktım. Sadece onu görebilmek ve belki biraz konuşabilmek istiyordum. Bu yüzden önce tamirhanenin bahçesine girdim.

Önümdeki çelik kapı ardına kadar açıktı. Arkası dönük olduğundan ve bir arabayla uğraşıyor olduğundan beni fark etmemişti. Bizim araba da dışarıda duruyordu. Beni fark etmemiş olmasını fırsat bilerek incelemeye başladım onu.

Üzerindeki siyah önlüğü aynıydı. Koyu yeşil bir kazak ve gri bir pantolon giymişti, siyah saçları yine dağınık ve biraz tozluydu. Uzun boyu ve uzun bacakları vardı, eğilmiş olduğundan sırtı gerilmişti ve fazla bol olmayan kazağından iri vücudu belli oluyordu.

Bu esnada içeri adımlamaya devam ettim. Bir kez daha alnında biriken teri silmek için başını kaldırdığında, yan tarafta bulunan ayna sayesinde beni görmüştü. Saniyesinde kaşlarının çatıldığını gördüm aynadan.

Arkasını döndüğünde kaşlarını çatmaya devam ediyordu. Sorgular gibi baktı bana herhangi bir şey söylemediğimde. Ben hâlâ sessizliğimi korurken "Ne var?" dedi hafif sabırsız bir şekilde. "Bir sorun mu var?" Sanırım işini bölmüş olmam onu rahatsız etmişti.

Boşlukta Bir Yankı (Yoonkook) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin