Her şey anlamsızdı. Hem de her şey. Beni, "Senin evin" dedikleri bir yere getiren tanımadığım insanlar, sessizlikle, beni izliyorlar. Bu ev ile alakalı hiçbir anımı hatırlamıyorum. Çerçeveli resimler de gördüğüm kadarıyla bu insanlarla çok yakındım. Özellikle "Zehra" denilen kızla çok fazla. Şu anda yanımda oturuyor ve kırmızı, şişmiş gözleri ile bana bakıyordu. Ellerimi hiç bırakmamıştı ve bu, beni çok bunaltıyordu.
"Bir şeyler hatırlıyor musun, Eboşum?" Yanımda oturan bir kız sordu. Onun da gözleri şişmişti. Aslında burada ki herkes perişan haldeydi. Çok ağlamışlardı. Hastane de görmüştüm hepsini. Beni bekliyorlardı. Evime gelirken benimlelerdi. Bu kadar insan, benim arkadaşım mı? Bunu nasıl başardım? Bana garip garip bakarken cevap verdim;
"Hayır, hiçbir şey hatırlamıyorum şey..." adını bilmediğim için sustum. "Elif! İsmim: Elif." Dedi. "Elif," diye cümlemi tamamladım. Zehra, ellerimden elini çekip omzuma attı.
"Ben, Ebrar ile kalırım, abla." Karşımda oturan kadına söyledi. Adını hatırlamıyorum. Kendisine "kaptan" yada "abla" diyorlar. Kadın, onu gördüğümden beri bakışlarını benden çekmemişti.
"Hafızasını nasıl yerine getireceğiz?" Dedi, kaptan. "Ben, ona eski maçlarımızı izletirim. Antremana getiririz, antrenman yapar." Zehra, sesi çatallaşmıştı. "Aslında telefonu kırılmasaydı oradan eski mesajlarımızı, fotoğraflarını gösterebilirdik." Elif, kaptana döndü. Arabadayken tüm eşyalarım ve arabam pert olmuştu. Yaşamam mucizeymiş. Yani, bana dedikleri bu.
"Ben, eve bir göz atarım. Belki de Ebrarın etrafta fotoğrafları, yazıları veya resimleri vardır. Olmadı ailesinin yanına göndeririz. Çocukluğunu geçirdiği mahallede daha iyi hatırlar."
"Evet, olabilir. Babasını aradınız mı?"
"Aradık, onu engellemeseydik buraya gelecekti. Biliyorsunuz, rahatsızlığı var." Babamın mı?
"Babam, neden hasta?" Ortamda bir sessizlik oldu ve şaşkınlık yolu bakışlar takip etti.
"Önemli değil. Ufak bir hastalık." Zehra, kalkınca bende kalktım. "Hadi Ebrar, biraz dinlenmen lazım." Dedi ve beni içeriye sürükledi. Geldiğimizde beyaz örtülü bir yatak, voleybol topları, gardırop, resimler ve duvarlarda birkaç leke izi gördüm. Yatağıma uzandım. Zehra, üstümü örttü. "Biz yarına kadar buradayız. Bir sıkıntın olursa yanımıza gel." Fısıldadı. Alnımı öptü nazikçe. Kirpiklerim titriyordu. Sessizce odadan çıktı ve beni yalnız bıraktı.
Yorgunluğum bedenime yayılmıştı. İçimde bir korku vardı. Ya bu insanlar, bana yalan söylüyorsa? Ya aynı şeyleri tekrar yaşarsam? Ya gözlerimi bir daha açamazsam? Korkuyorum. Çok korkuyorum.
Gözlerim kapanmaya başladığında açmak için bir gayrette bulunmadım. Gözlerimi kapattım ve onca günün yorgunluğu ve geleceğin korkusunu aklımdan atıp uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Hatırla
Teen FictionEbrar, feci bir kaza geçirir. Bu kaza, onun hafızasını kaybetmesine sonuçlanır. Takım arkadaşları ile bazı şeyleri hatırlamaya çalışır fakat çoğu zaman başarılı olamaz. Yolda, soğukta donarken, yanına gelip ona atkısını veren esmer kadın sayesinde b...