What makes him wanna take his life?

473 45 56
                                    




(Oy ve yorumlarınızı bekliyoruum keyifli okumlar)





Sarışın ve ince beden elindeki defterleri sıkıca tutarak hafif bir çekingenlikle girmişti kampüse, gözleri tanıdık mavi hareleri göremeyince derin bir oh çekmişti içine. Ryan Kent genelde dediğini yapardı, aşırı kontrolcü, sert bir yapıya sahipti ve Sebastian onun tam tersiydi. Rahat, yumuşak, güler yüzlü ve genelde kafasına estiği gibi davranan birisiydi. İkisi üniversitenin hazırladığı kaynaşma partisinde tanışarak geceyi yatakta sonlandırmıştı ve bundan hoşlandıklarını fark ettiklerinde yatmaya devam etmişlerdi.



Ve bu yatak arkadaşlığı 2 aydır devam ediyordu.




İkisi de halinden memnundu, birbirlerinin vücudunda kendilerini tatmin ediyorlardı ama son 2 haftadır Ryan kendisine karşı aşırı korumacıydı ve bunu garipsiyordu sarışın beden. Normalde Ryan attığı postları umursamaz ya da herhangi bir tepki vermezdi ama dün verdiği o fazla tepki Sebastian'ı arada bırakmaktaydı. Yanlış duygu ve düşüncelere kapılmak istemiyordu



Aşka düşüp sonrasında boğulmak istemiyordu



Düşüncelerle kafası karman çorman olmuşken kampüste kantine doğru çevirmişti adımlarını sakince, etrafa kısaca göz atarken hala Ryan'ı görememişti. Şaşkın olsa da sessizliğini ve enerjisini koruyarak kantinden yeşil çay rica etmişti. Bu süre zarfında telefonuna göz atmıştı kısaca. Yeşil çayının parasını ödedikten sonra derse hala yarım saat olduğunu görünce kantinde oturmuş ve bacak bacak üstüne atmıştı. Dizinin üstünde olan lacivert şortu daha da yukarı çıkıp tenini iyice açığa sermişti, üst bedenini saran beyaz tişörtü ile bedeninin inceliği de ortaya çıkmıştı iyice. 



Etrafındaki kişilerin gözleri kendisine dönmüşken umursamazca omuz silkmiş ve çayını yudumlarken telefonunda gezinmişti sadece, bakışların üzerinde olması hoşuna giderdi ama umursamaz dururdu genelde bu bakışlara karşın. Her zamanki duruşuyla orda otururken karşı sandalyesine oturan yeşil harelere sahip kumral çocuğu görünce gülümsemiş ve göz kırpmıştı, kumral çocuk da bir süre nefeslendikten sonra Sebastian'ın önündeki hafifçe soğumuş yeşil çayı alıp birkaç yudum içmişti. Sebastian bıkkınca bakarken kumral beden omuz silkmişti



"Sana da merhaba Arda, bana bir bardak yeşil çay borçlusun"


"Abartıyorsun Seba, hem hala diyette misin sen?"


"Hm, hmm" Sebastian onaylarcasına başını sallarken Arda gözlerini devirmişti sadece, Arda sarışın çocuğun takıntıları olduğunun farkındaydı. Liseden beri her daim sabit kiloda kalmak için kendini zorlamıştı ve hala da zorluyordu. Günde sadece iki öğün ve çaylarla beslenen arkadaşı için fazlasıyla üzgündü Arda ama ne derse desin Sebastian bildiğini yapmaktan asla vazgeçmeyecekti bu yüzden ses etmiyordu bu konuda pek

I Was Never ThereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin