When it's time, when it's time, when it's time

340 34 34
                                    



(oy ve yorumlarınızı bekliyorum keyifli okumalarr

moral bolumu seysi 2:)



--


Sebastian yatağından esneyerek kalkmış ve çektiği huzurlu uykudan dolayı mutlulukla bakmıştı etrafına. Sınavlarını rahatlıkla geçmiş olmanın verdiği mutluluk ve bugün dersinin olmayışının verdiği rahatlıkla kalkmıştı ayağa. Yatağını hızlıca topladıktan sonra banyoya ilerlemiş ve suyu sıcak şekilde ayarlayıp üzerindekilerden de kurtulmuştu hızlıca. Sıcak suyun altına girip tüm vücudunun rahatlamasını sağlamak adına uzun bir süre suyun altında kalmıştı


Saçlarındaki ve vücudundaki köpükleri de duruladıktan sonra suyu kapatıp duştan çıkmış ardından bedenine ince bir bornoz sarmıştı. Banyodan çıkıp mutfağa girmiş ardından diyetine uygun bir kahvaltı masası kurduktan sonra çayını demlenmeye bırakmış ve üzerini giyinmek için yeniden yukarı çıkmıştı, odasına girip aynanın karşısına geçmiş ve bornozu bedeninden sıyırıp vücudundaki izlere bakmıştı


Daha birkaç gün önce birlikte olmalarının ardından taze izler yer yer bedeninde kendisini belli ederken bu durumdan memnun şekilde gülümsemişti, izleri belli eden tişörtler giydiğinde inatla Ryan ile konuşan kızın yanından geçiyordu. 


Yaptığı saçmaydı belki ama hoşuna gidiyordu bu durum.


Yüzünde memnun bir sırıtışla dolabından bir şort ve tişört alıp hızlıca giyinmiş ve saçlarını da kurutmuştu hemencecik, normalde saçlarını kurutmaktan hoşlanmazdı ama Ryan özellikle kurutmasını istediği için kurutuyordu artık saçlarını. Onun ağzından çıkan her bir kelime değerliydi Sebastian için.


Evet belki aralarındaki sadece cinsel çekim değildi ama hala doğru düzgün bir ad konmadığı için Sebastian temkinli durmaya çalışsa da yavaş yavaş yıkılıyordu aşk ile arasına koyduğu duvarlar. Bundan rahatsız hissetmesi gerektiği yerde mutlu hissettiği için kendisine kızmak istese de kızamıyordu bir türlü. İçindeki sıkıntıya rağmen yüzünden silemediği gülüşüyle telefonunu da alıp yeniden mutfağa inmişti


Masaya oturup bir şeyler atıştırmış fakat çoğunlukla yeşil çayını içmişti, iyice doyduğunu hissederken ayaklanıp mutfak masasını da toparlamış ve oturma odasına geçmişti. Bugünü kendisine dinlenme günü ilan etmiş olsa da telefonuna düşen bildirime bakınca bunun pek mümkün olmayacağını anlamıştı


Ryan:

Sebastian bugün dersin yok ya hani

düşündüm ki dışarıya çıksak gezsek biraz, olur mu?



Sebastian:

/Nezaketini yerim senin herif

Olur tabii çıkalım, kaçta hazır olayım?


Ryan:

Yarım saat sonra seni gelip evinden alırım olur değil mi?


I Was Never ThereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin