It won't matter, it won't matter babe

145 19 22
                                    


(Uzunca bir sure sonra gelmis bulunmaktayım

oy ve yorumlarınızı bekliyorum keyifli okumalarrr)


--

Sebastian gözlerini aralayıp kollarında olduğu adama takıldı gözleri ve istemsizce gülümseme oluştu yüzünde. Ryan her zamanki gibi hafifçe çatılı kaşlarıyla uyuyor ve huzurlu nefesler alıyordu yüzündeki ifadenin aksine. Sebastian onu nadiren uyurken izleme fırsatı yakaladığı için sessizce durmuş ve onun yüzünü izlemişti uzun uzun. Bembeyaz teni, hafif sakalları ve kısa tuttuğu saçları. İlahiydi Ryan Sebastian için, sanki yaratıcı özenerek yaratmıştı. Erkekler arasındaki en ilahi olan Ryan gibi gelirdi Sebastian'a.

Onunla yatak arkadaşı dışında bir şeyler olmak için her şeyini verirdi Sebastian. Onunla sevgili olmak için her şeyini verirdi. Göğsüne yaslandığı adama karşı öyle büyük bir sevgi besliyordu ki sevgisi bünyesine ağır gelirdi zaman zaman. Sevdiğini söylemeye korkar çekinirdi ama, Ryan onu sevdiğini duyarsa tim bağlarını kopartıp kendisinden uzaklaşır diye ödü kopuyordu sarışının, bu karamsar düşünceler aklına düşse de Ryan'ın kendisi için o kızı reddetmesi kafasını karıştırıyordu. Sarışın olan sıkıntıyla iç çekip kafasındaki karışıklığı kenara atmış ve sadece onu izlemeye odaklanmak istemişti.


Normalde pek uyuyan biri değildi Ryan ama şu sıralar yorgun olduğunu anlayabiliyordu Sebastian. Dersleri yoğundu bir yandan Sebastian ile yan yana olmak için boş vakit yaratmaya çabalıyordu bir yandan da babası ile uğraşıyordu mavilerin sahibi. Sebastian bu sıralar onu pek yormak istemiyordu ve ne olursa olsun onu mutlu edecek şeyler yapmak istemişti sarışın olan. Birlikte sinemaya gidip sahilde gezindikleri günün üzerinden bir hafta geçmişti ve Ryan kendisini yine sosyal hayata kapamıştı. Sebastian en azından bugün için kendisini rahat hissetmesini istiyordu.

Yavaşça yatakta doğrulup Ryan'ın yüzüne tüy gibi bir öpücük bırakmış ve ardından ayaklanıp mutfağa gitmişti. Şu an Ryan'ın evinde olsa da her şeyin nerde olduğunu bildiği için fazlasıyla rahattı. Kahvaltı için Ryan'ın sevdiği şeyleri hazırlamış ve masaya yerleştirmişti yavaş yavaş. Bir yandan aklına takılan eğlenceli bir şarkıyı mırıldanıyor bir yandan da hafifçe bedenini oynatıp dans ediyordu. Masayı kurmasını tamamlayınca kendisi için yeşil çay Ryan için de sütlü çay hazırlamaya başlamıştı sarışın olan. Ocağın başına geçip çayı demlemiş ve Ryan'ın hep içtiği oranda süt ve çayı birleştirmişti ki arkasından dolanan kollarla beraber yerinde sıçramıştı sarışın olan


Ryan onun bu haline gülümseyerek ensesine uzun bir öpücük bırakıp onu kendisine çevirmiş ve ardından da sarışını tezgahın ıslak olmayan yerine oturtmuştu. Sebastian yaşadığı anlık korkuyu atlatıp ellerini Ryan'ın çıplak omuzlarına yerleştirmişti. Ryan ise onun ellerini sıkıca kavramış ve parmak uçlarına tek tek öpücükler bırakıp "Kahvaltı mı hazırladın sen yorgun argın halinle?" diyerek gözlerine bakmıştı sarışın olanın, Sebastian o mavi gözlere gömülmek isterken ses çıkartamadığı için sadece başını sallamakla yetinmişti. Ryan onun yüzüne yaklaşıp dudaklarına uzun bir öpücük bıraktıktan sonra onu kucağına alıp indirmişti tezgahın üzerinden.

Hayli zayıf bedeni sandalyeye bırakıp çaylarını da masaya yerleştirdikten sonra Ryan tehditkar ifadesini takınarak "Sadece yeşil çay içme yemek de yemeni istiyorum" dediğinde Sebastian mızmızlanıp "Kilo almak istemiyorum yemek de yemeyeceğim" demişti net sesiyle. Ryan derin bir iç çekip onun yanaklarını kavramış ve "Seni her halinde severim Sebastian, şu evrende seni sevmeyecek tek bir insan evladı yok. Ne olursa olsun yemek ye lütfen güzelim" diyerek burnunun ucuna öpücük kondurmuştu. Sebastian onun söyledikleriyle cesaretlenmiş gibi hissederken birkaç lokma bir şey tıkmıştı ağzına

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Was Never ThereHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin