-SEN BENİM BABAMDIN-

9 1 2
                                    

Alarmımın can alan sesiyle gözlerimi araladım telefonumu alıp saate baktığımda saatin 7.20 olduğunu görünce bir hışımla yataktan kalkıp üzerimi değiştirip kahvaltı yapmadan evden fırladım okulumla evim yürüme mesafesinde olduğu için servis kullanmayı tercih etmedim yaklaşık 5 dakika sonra zaten yeni okulumdaydım içeri girmeden önce kendimle ufacık bir konuşma yaşadım;
"hadi bakalım hazal başlıyoruz kızım.. bakalım burası bize iyi gelecek mi?"
Elimde yığınla evrak vardı bunlar okul kayıt evraklarıydı koşarak okuldan içeri girdim müdürün odasına ulaştım ama odasında yoktu ben de evrakları müdür yardımcısına teslim edip sınıfımın olduğu kata yöneldim tam o an biriyle çarpıştım;
"Dikkat etsene kızım kör müsün?"
"Pardon? Dikkat etmesi gereken ben miyim sence?"
"Hanımefendi bakın hanımefendi diyorum farkındays-"
Ben Hazal Demirhan'dım tabiiki bu ukalaya pabuç bırakmayacaktım.
"Oğlum bana bak adam gibi özrünü diliyorsan dile yoksa bi  bağırırım şurda gördüğün bütün herkesi hatta bütün öğretmenleri başımıza toplarım" 
"Ta-mam be güzelim. İstediğin özür olsun dileriz"
"Adam gibi dile!"
"Özür Dilerim.."
"Aferim. Tamam çekil şimdi sınıfa gireceğim dikildin kaldın karşımda"
"Buyurunuz hanımefendi"
"Bana bak seni vary-"
"Şşş! Tamam yok hanımefendi yok"
"Çattık ya çekilir misin şuradan"
Tabiiki çocuğu ittirdiğim gibi sınıfa girmiştim. Başta herkesin 'hoşgeldin' nidâlarını dinledikten sonra boş gördüğüm ilk yere oturdum.
"Selam! Umay ben,Umay Yavuz"
"Aa! Merhaba. Hazal ben de,Hazal Demirhan"
"Memnun oldum Hazal"
"Bende memnun oldum Umay"
Öğretmenimiz gelene kadar sıra arkadaşım Umay ile de tanışmıştık. Tatlı bir kız dı sevmiştim Umay'ı.
O sıra da dersin başladığını belli eden zil kulaklarımızı şenlendirmişti.
"Ay hiç sevmiyorum şu zil sesini"
"İnan bana Umay'ım ben de nefret ediyorum"
Leyla Hoca gelince herkes susmuştu tanışma faslını en sona bırakıp derse başladık.
"Evet gençler! Nerde kaldık hatırlatmak isteyen var mı"
"Ekonomi ve Sanayi konusu Hoca'm"
"Teşekkürler Umay. Evet devam ediyoruz.. Şöyle kısaca bi özetle konuyu açıklayalım. Gençler şimdi ekonomi bildiğiniz gibi birçok birime ayrılıyor; imâlat ihrâcat ve ithâlat."
Leyla Hoca bize ayrıntılı bir şekilde konuyu anlatmıştı 40 dakikanın sonunda zil çalmıştı.
"Gençler haftaya devam edelim olur mu"
Hep bir ağızdan 'olur hocam' nidâları yükselince kadın gülümseyerek sınıftan ayrıldı.
"Umay ben kantine kadar inip geliyorum eşlik etmek ister misin?"
"Yok canım ben böyle iyiyim."
"Sen bilirsin ben hemen geliyorum zaten"
Sabah da kahvaltı yapmadığım için o kadar açtım ki resmen uçarak kantine indim kuyruk çok yoğundu ama o kadar açtım ki söverek bile olsa o kuyruğa çoktan girmiştim bile. Ben sıraya adımımı atar atmaz biri lap diye sırtıma çarptı.
"Ya arkadaşım sen biraz kör müsün? karşında insan var dikkat etsene!"
"Kızım görmedik herhal-
s-sen o kızsın şu atarlı kız?"
"Pardon? Ben miyim atarlı?
"Ben miyim atarlı? Atarlı kız(:"
"Tamam sus çekil şurdan sınıfa gideceğim"
"Ama bişey almadın"
"İştah mı bıraktın? Senin yüzünden olmayan sinirim bozuldu yine" diye söylenerek ayrıldım kantinden. Söylene söylene sınıfa ilerdiğimde karşımda bi yüz gördüm,çok tanıdık bir yüz,geçmişten gelen bir yüz,bu benim babamdı bu yüz benim babama aitti..
"B-Baba.. N-Nasıl ya?"
Titrek bi nefes aldım onu karşımda görünce.. Ama o beni görmemişti,o beni zaten ne zaman görmüştü?
"A-ama s-sen gittin ya,sen beni terkettin.. Şimdi nasıl.."
Gözyaşlarımı sertçe silip uzaklaştım oradan. Beni farketmis olmalı ki arkamdan bana seslendiğini duydum
"Hazal kızım"
Başımla 'burada olmaz' tepkisi verdim o da anlamıs olmalı ki direkt odasına yöneldi.
"Hazal kız-"
"KIZIM DEME!
Kızım deme lütfen! Benim senin gibi bir babam yok. Öldü benim babam öldü anlıyor musun? Sen beni 8 yaşında terkettiğinde benim babam öldü."
"Hazal lütfen sakinleş bitanem benim"
"Ne bitanem'i be ne bitanem'i!?
Bak çok sakinim şuan tamam mı sadece merak ettiklerimi öğrenmek istiyorum sonrasın da bir dakika durmam burda zaten."
"Sor tabiiki ne istersen cevaplarım"
"Bizi neden terkettin baba"
"Kızım ben sizi terketmek istedim mi zannediyorsun? Bile isteye yapmad-"
"Bile isteye yapmadın mı? Gerçekten 'bile isteye yapmadım' diyebiliyor musun?"
"Hazal.."
"Lütfen baba."
"Şimdi soru iki Rıza Hoca'm.
Sen anne mi hiç mi sevmedin?"
"Sevdim Hazal çok sevdim"
"Kes! Bana martâval okuma"
"Peki beni sevdin mi baba?"
"Sen benim canımdın kızım,canım kızımdın ben seni nasıl sevmem?"
"Kes şunu Rıza! Sen annemi de beni de hiç sevmedin.. Annemi sevmedin çünkü o senin erkeklik onûrunu tatmîn etmiyordu değil mi? Ona onun izni olmadan dokunamazdın bu da seni sinirlendirirdi sen de dayanamadın çektin gittin değil mi baba? Ya ben 10 yıl seni bekledim be.. Koca 10 yıl seni bekledim.
Anneme hep dedim ki; 'anne babam gelir,anne babam bizi terketmedi,anne babam bizi çok seviyor' yalanmış baba yalanmış.. Sen gelmedin baba,sen bizi hiç sevmedin.. Ama ben hep seni bekledim biliyor musun? Canım çok yandı benim baba.. Daha 8 yaşımda canımdan bişeyler paramparça oldu benim.. Bu senin umurundamıydı ya çok merak ediyorum BU SENİN UMURUNDAMIYDI?"
"Kızım lütf-"
"Kes dedim Rıza beni dinleyeceks-"
Ben böyle Rıza'ya karsı bütün sinirimi üzerine boşaltırken telefonu çalmaya başladı. Evlenmisti annemden boşandığı gibi evlenmişti ben bunu biliyordum ve şuanda da yeni karısı arıyordu.
" Karın arıyor açmayacak mısın? Ya da bana ver şu telefonunu ne diye kaydetmişsin diye bi bakalım 'yeni karını' " 
Alık mıydı yoksa alık taklidi mi yapıyordu bilmiyorum ama telefonunu vermemekde ısrarcıydı bir hışımla elinden çektiğim gibi aldım telefonunu.
"Sev-sevgilim mi? Ne sevgilimi gerizekâlı? Sen daha 30 yıllık karına bir kere bile 'sevgilim' dememiş insansın şimdi 3 günlük kadın nasıl sevgilin oluyor?"
"Hazal yavrum"
"DOKUNMA BANA UZAK DUR BENDEN! Bana bak Rıza bir daha ne benim karşıma çıkıyorsun ne de annemle karşılaşmak için salak saçması oyunlar düzenliyorsun. Sen benim müdürümsün,ben de senin öğrencinim.. Sakın bu sınırın dışına çıkmaya çalışma yemin ederim yakarım seni"
Bir hışımla kapıyı çarptığım gibi odasından ayrıldım ama çoktan darmadağın olmuştum bile. Onun yüzünü yıllar sonra görmek bile bu kadar canımı acıtmamışken yüzleşmek niye bu kadar canımı acıtmıştı? Bu konuyu anneme açarmıydım açmazmıydım bilmiyordum ama bildiğim tek şey vardı şuan için bu okuldan koşarak uzaklaşmak.. Çantamı kaptığım gibi çarptığım insanlar olduğunu bile bile ayrıldım okuldan saatlerce koştum durdum nereye gittiğimi bilmeden koştum.. Dedim ya şuan için tek amacım 'kaçıp gitmekti' ve bende öyle yaptım.. Öylece kaçıp gittim bu gerçekten,düştüm ama umursamadan ayağa kalkıp koştum.. Annem için koştum,çocukluğum için koştum.
"Anne'm.. Affet beni yapamadım güçlü duramadım o adamın karşısında. Affet beni güzel Anne'm"
"ÇOCUKLUĞUMUN SON ÇAĞRISI BÖLÜM 2"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 31 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇOCUKLUĞUMUN SON ÇAĞRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin