Kaçıyordum. Arkamdan bir katil geliyor ve ben koşuyorum. Gözümün önünde birisini bıçak ile kesti. Sonunda yolum dışarıyı bulmuştu. Arkama döndüğümde arkamda yoktu. Parka doğru hızlıca geldim ve bir banka oturdum. Kalp atışlarım hızlıydı.
Göğüs kafesimi kırıpda çıkacakmış gibiydi. Nefes alıp verdim. Aklıma o an geldikçe kalp atışlarım hızlanıyordu ve korkuyordum. Bir bakkaldan su aldım ve eve doğru ilerledim. Suyu içtim. O katil beni bırakmayacak ve beni de öldürmeye çalışacaktı. Daha dikkatli olmam gerekir.
Ardından telefonum çaldı.
"Ezgi hızlıca bizim evin önüne gel." dedi Senem. Nedenini sormadan telefonu kapattım ve eve doğru ilerlemeye başladım. Hemen otobüse girdim ve parayı verdim. Otobüste o katili görmüştüm. Hem de tam arkamdaydı. Çok yakınımdaydı ve gözlerini kapatmış kokumu içine çekiyordu. Hızlıca gözlerimle boş bir yer aradım fakat yoktu. Arkadan bir erkek geldi ve beni kendine çekti.
Katilden biraz da olsa uzaklaşmıştım ama beni çeken adamı tanımıyorum. "Sen kimsin?" diye soruyu yapıştırdım. "Ben Oğuz." dedi. Benim de ismimi bilmek istiyormış gibi bakıyordu. "Bende Ezgi." dedim. Başını salladı. Sonunda inmek için kapı açılmıştı. Katil arkamdan gelecekti.
Oğuz arkamdan inerek katil olduğunu bilmediği adamı engelledi. "Görüşürüz." dedim. "Görüşürüz." dedi ve oradan ayrıldım. Sonunda evine gelmiştim. Kızlar voleybol oynuyordu. "Senem. Acil dedim ne oldu?" diye sordum. "Voleybol oynayacağız. Acil demesem gelmeyecektin." dedi kıkırdayarak.
Pırıl ve Ceylin'de buradaydı. Dördümüz voleybol oynayacaktık. Senem'in dediği gibi acil olmasa gelmeyecektim. İkili takımlar kurduk. Ben ve Pırıl / Ceylin ve Senem
Biraz ısındık ve oynamaya başladık. İlk sayı bizden gelmişti. İkinci sayı ise diğer takımdan geldi. Üçüncü sayıyı da onlar aldı ve oyun bitti. Kazanan onlardı. Bugün pek bir enerji olmadığı için oynayamadım.
Pırıl yanıma geldi. "Sorun ne?" diye sordu. Birşeyler olduğunu anlamıştı. "Bir sorun yok sadece yorgunum." diye cevapladım ve daha da konuşmak istememedim. Senem bahçeye yemek getirmişti. Tavuklu pilav ve yanımda mercimek çabası vardı.
Masaya oturduk ve yemeye başladık. "Güzel oyundu." dedi Ceylin. Tepki göstermedim. "Aynen." diye cevapladı Senem. Pırıl gözleri ile beni işaret etti. "Aşkımm ne oldu sana?" diye sordu Ceylin. Aşkım kelimesinden nefret ederdi ve büyük ihtimalle bunu inadıma söyledi. "Bir sorun yok. Olsa anlatırım." Üçüncü yalanımdı. Onlara asla yalan söylemezdim ama bu ciddi bir konu. Söyleyemem.
Yemeği bitirdikten sonra Ceylin yanıma geldi. "Seni evine ben bırakayım." Başımı salladım. Arabaya bindik. Ceylin arabayı sürüyor ve bende etrafı izliyordum. Bir an gözüme birşey çarpmıştı. Bir adam bir kadını dövüyordu. Diğerleri izliyordu. Ceylin'e hızlıca arabayı durdurttum.
O tarafa çok hızlı bir şekilde koştum. Ceylin arkamdan koşuyordu. "Hadi ama!" diye bağırdı Ceylin. Adamın üstünde bir tekme attım. Kadını yere fırlattı. Ceylin hemen kadını kaldırdı ve kenara çekildi. "Ne izliyorsunuz ya! Gidin başka yerde salak saçma şeyler izleyin!" diye bağırdım. Adam üstüme geliyordu. Saçımdan tuttu. B hamle yaptım ve elinden kurtuldum. Bacak arasına bir tekme attım ve yüzüne yumruk attım. Yere düştü.
Ceylin beni hayranlıkla izliyordu. Adamı yere atıp tokatladım. Sonra da üstümden kalktım. "Adam ol!" dedim ve kadının yanına gittim. Kadın bana teşekkür edercesine baktı. "Hala bakıyorsunuz arasanıza polisi!" dedim. Birisi telefonunu çıkardı ve aradı. Birazdan gelirdi. Adam baya dövmüştü. Ama o pisliğe iki katını yaptım. Adam olan kadına vurmaz, karşımaz.
Kadına sarıldım. Ceylinle ayağa kalktık ve arabaya ilerledik. Herkes alkışladı fakat umursamadım. Çünkü yapmamız gereken şeyi yaptım. Sonunda eve gelmiştim. Ablam kapıyı açtı. İçeri girdi ve kapıyı kapattım. Bana gelir gelmez bir sürü soru sorardı ama şimdi soru sormadı.
Telefonunu açtı ve bana fotoğrafları gösterdi. Oğuz'unbeni kendine çektiği, adama vururken çekilmiş fotoğraflar vardı. Yutkundum. "Aferin kız sana!" dedi sırtıma vurarak. Sert vurmuştu. "Yavaş." dedim. Başını salladı. Telefonu cebine koydu.
Odama girdim ve yatağın içine girdim. Çok yorgundum. Kıyafetlerimle uyayacaktım. Üstümü değiştirmemiştim. Göz kapaklarımı zorlamadan gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.
Sabah 10.00
Uyanmıştım. İçeriden tabak sesleri geliyordu. Biraz telefona bakındım. Haberlerde vardım. Gözlerim irileşmişti. Eğer annem ve babam görseydi ben haberlerde olduğu için bana kızarlardı. Ama öldüler. 3-4 yıl olmuştu ve ikisi aynı anda hayata veda ettiler. Bizi ablamla tek bıraktılar. Elimi yüzümü yıkamak için tuvalete girdim. Soğuk suyu açmıştım. Hava çok sıcaktı. Bu sıcakta evde duramıyorum.
Esmedim ve suyu kapattım. Mutfağa girdiğimde ablam kahvaltı hazırlamıştı. Patates kızartması vardı.
Hemen masaya oturdum ve yemeği yemeye başladım. Televizyonda haberler açıktı. Bir dakika... Bu o! Katil! Nerede olduğunu bileceğim.Hızlıca yemeği bitirdim ve kıyafetlerimi değiştirdim. Beyaz saçlarımı topladım ve evden fırladım. Pırıl'ı aradım. "Evet, bir sorun var." dedim. Pırıl'dan ses çıkmamıştı. "Kafede buluşalım sana konum atarım." Onayladı. Konumu attım. Onu oturmuş bekliyordum. Sonunda gelmişti. Bütün olanları tek nefeste anlattım.
Pırıl'ın gözleri irileşmişti. "Bana yardımcı olman gerek. Hemen dövüşü ikimizfe biliyoruz. Tek yapamam. Lütfen." dedim. İlk defa yalvarmıştım. Pırıl düşündü. "Pekala. Olur." Rahat bir nefes verdim. İki kahve sipariş ettik. Olayı detaylı bir şekilde bir kere daha anlattım.
Pırıl'ın kabul etmesi çok iyi olmuştu. İkimizde dövüş biliyoruz. Katilin kim olduğunu öğrenebiliriz. Merak ediyorum. Belki o bilmediğim apartmana girmeseydim bunlar olmayacaktı.
Bölüm sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN CESEDİ
Teen Fictionİkimiz beraber bu ateşte yanalım. Birgün o aşkta ölücektir.