3. Derin Uyku

7 4 0
                                    

Pırıl'ın anlatımıyla...

Bir ormanın ortasındayım. Etraftan çığlık sesleti geliyordu. Rahatsız edicem olduğu için ellerimi kulağıma götürdüm. Ardından ortaya annem ve babam ortaya çıkmıştı. Çığlık sesi kesilmişti.

Onlar önceden ölmüştü. Hemen onlara koştum ve sarıldım. Kokularını bile özlemişim. Babamın elinde bir bıçak vardı. Hareket edemiyorum. Bıçağı annemin sırtına sapladı. "Anne!!" diye bir çığlık atmıştım. Annem bana dolu gözlerle baktı.

"Geri dönmelisin." dedi sakince. Gözleri yaşlıydı. "Hayır! Seni bırakamam. Baba ne yaptın?" dedim. Annem kaşlarını çattı. "Geri dön! Benim için! Hadi!" dedi. Babam bir kere daha bıçağı kaldırdı. "Baba yapma!!" diye bağırdım. "Git kızım." dedi babam.

Arkama döndüm ve koşmaya başladım. Beni annem ve babama çeken bir rüzgar vardı. Babama baktığımda anneme hala bıçak saplıyordu. Annem yere düşmüştü. Belki bu rüzgar beni ölüme itiyordur.

Rüzgara kanmayarak koşmaya devam ettim. Çok zordu ama yapmama gerek. Babama baktığımda yoktu. Önüme baktığımda karşımdaydı. "Anneni ve kendimi ben öldürdüm. Neden yaptığımı zamanla öğreneceksin. O yüzden hayata dönmelisin." dedi babam. O da yere düştü.

Ezgi'nin güncesinden...

Sonunda uyanmıştı. Gözlerini hastanede açmıştı. Hem gözünde gözyaşları vardı hem de terlemişti. Uyandığında tekrardan anne! baba! diye bağırmıştı. Bir olay olmalıydı. Zor bir şekilde uyanmıştı.

"Ezgi!" dedi. Anlamsızca baktım. "Annemi kurtarmalıydım! Babamı engellemeydim." dedi. Biraz da olsa sakinleşmişti. "Olayı anlatır mısın?" diye sordum. Pırıl yine biraz duraksadı. "Babam ilk başta gözümün önünde annemi sonra kendini bıçakladı. Engel olamadım." Konu şimdi anlaşılmıştı.

"Pırıl. Sana öldüklerinde birşey söylemişler miydi?" diye sordum. Pırıl saçlarını karıştırdı ve biraz sonra duraksadı. "Hayır. Söyledilerse de hatırlamıyorum." dedi. Başımı salladım ve gözlerimi kıstım. "Hadi çıkalım." dedim. Omuz silkti.

"Yalnız kalmalıyım." Onayladım ve odadan çıktım. Pırıl'ı anlıyor muyum yoksa anlamıyor muyum bilmiyorum. Kendime su alırken Oğuz'u görmüştüm. Önüme gelen saç tutamımı kulağımın arkasına attım. "Bir sorun mu var?" diye sordum. Beni görünce şaşırmıştı. "Boğazım ağrıyordu o yüzden gelmiştim. Ya sen?" diye sordu. Başımı kaşıdım. "Bir arkadaşım için gelmiştim." Başını salladı.

Sohbet ederken arkadan diğerleri gelmişti. Oğuz onları görünce ortalıktan ayrılmak istemişti fakat ben izin vermedim. Kolunu tuttum. Birbirimize baktık. Kolunu rahat bıraktım. "Sen kimsin?" diye sordu Ceylin. "Ben Oğuz. Ezgi'nin arkadaşıyım." dedi. Gülümsedim. O da gülümsedi.

Enes, Oğuz'u süzdü. Pek sevememişti. "Pırıl kaç numaralı odada?" diye sordu. "9 numaralı odada." Enes aramızdan ayrılmıştı. "Memnun olduk." dedi Senem hepimizin adına. Murat'ta, Oğuz'u sevmişti.

Hastaneden çıktık ve eve otobüs ile gidecektik. Otütbüs durağında beklemeye başladık. Enes dayanamayıp yürümeye başladı. Tam aramızdan ayrıldı ve otobüs gelmişti.

Otobüse bindiğimizde Enes bizi fark edip koşmaya başladı. Ama çok geçti. Otobüs hareket ediyordu.

"Şimdi koşar!" Diyerek gülmeye başladı Murat.

Ateş etrafına bakındığında otobüste kimse yoktu. Sadece biz vardık. Yanımda Oğuz oturuyordu ve ondan hiç ses çıkmıyordu.

Gözüm onu buldu. Bana veya etrafa hiç bakmıyordu. Oğuz soğukkanlı ve ciddi biri gibiydi ki öyle zaten. Bir an bana baktı ve gözümü ilk kaçıran ben oldum. Nedense o yanımda oldukça kalbimin atışları göğüs kafesimden çıkacak gibiydi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKIN CESEDİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin