Şimdiki zaman
Kalemim kağıttaki Kabataslak çizilmiş bir çift göz üzerinde oynuyordu,her bir detayını önem ve hırsla çiziyordum.
8 yıldır aynı gözü bir önceki günden daha özenli çiziyordum. Bir an durdum ve kalemi tuvalin yanındaki masaya bıraktım, kağıttaki gözlere baktım.
(8yıl önce)
Karakol içerisinde olduğunu bildiğim ve sorgu odasına benzeyen bir odada önümde bir A4 kağıdı,bir kurşun kalem ve beni izleyen polis üniformalı bir adam vardı.
Bana her defasında "kim yaptı?,tarif edebilir misin?,tanıyor muydun?" gibi benzer sorulan sorular karşısında sessiz kalmıştım. 12 yaşındaydım ama 7 aile bilmeyeceğim veya ne olduğunu anlamayacağım bir topluluk değildi. Özellikle o topluluğun içerisindeki soyadlardan birini taşıyorsam.
2 saat sonra sessizce kalemi aldım ve kağıda onun korkunç ve karanlık bakışlarını çizmeye başladım. Her kalem vuruşumda göğsüm yanıyor ve ağlama isteğim doğuyordu,ama direndim şuan değildi,burada değildi.
1 saatin sonunda yapabileceğim en ayrıntılı resmi yaparak kalemi masaya koydum ve polise baktım. "Amcamı istiyorum.." dedim.
Polis daha çok mahçup bir şekilde gülümseyip nazikçe elimi tuttu ve beni odadan çıkarttı. Yürürken sadece etrafıma bakıyor ve amcamı arıyordum.
Polis ile merdivenlerden inince karşımda duran amcama koşarak sarıldım ve gözlerimi kapattım. Amcam eğilip beni kucakladıktan sonra ayağa kalktı,daha sonra karakol merkezinde bir kaç konuşma yaptıktan sonra Merkezden ayrıldık.
(Şimdiki zaman)
Şahin Ertekin babam yerine koyabileceğim amcam,olanları anladıktan sonra babamı kurtarmak üzere 8 Yıl önce bizim evimize Aktan'dan önce gelmeye çalışmış ama beni ormanda bulunca başaramadığını anlamıştı.
O günden sonra Aktan'dan veya Salazar'lardan ses çıkmadı. Aynı şekilde 7 Aile 8 yıldır bir araya gelmedi. Sebebi açıktı, 7 aile içerisindeki bir aile babası en kötü kuralı çok net bir şekilde işlemiş ve bu 2 ailenin neredeyse sonunu getirmiş, diğer 5 aile içerisinde karışıklığa sebep olmuştu.
Ama o toplantının olacağını biliyordum,ne zaman bilmiyorum ama olacaktı işte. Ne zaman elime aldığımı bilmediğim kalemi tekrar masaya koyarak yeni tuvali eski tuvalin yerine koydum ve eski tuvali çöpe atmak üzere kapının yanına koydum. Ne zamana kadar böyle devam edecekti? Yıllardır böyleydi daha kaç yıl bekleyecektim?
Derin nefes aldım ve giyinme odama girip dolabımı açtım. Belki bir gün hafızam silinecekti ama o resimin bir yenisi her gün evimde olacaktı,o gözleri o çizimler sayesinde ben yıllardır aradığım aktanı hiç unutmadan tanıyabilecektim.
Amcama gitmek için dolaptan siyah,uzun kollu ve kalçamın altında biten siyah bir elbise çıkarıp giydim. Vücuduma tam oturduğunu görünce saçlarımı düzelttim ve kabanlar için olan dolabımı açtım. Siyah uzun bir kaban çıkarttım ve çıkarken giymek üzere koltuğun üzerine koydum ve altıma siyah topuklu diz altıma gelen bir çizme giyerek aynaya döndüm, daha önceden yaptığım saçımı ve makyajımı düzeltip kabanımı giydim ve çantamı takıp evden çıktım.
Bahçede ilerledikten sonra kumandaya basıp Demir kapının sesli şekilde iki yana açılmasını izledim ve çıktıktan sonra Demir kapıyı geri kapattım. Korumaları sevmiyor ve ihtiyaç duymadığım için evin yakınında koruma bulundurmuyordum

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENFER
Fiksi Remaja𝒂ğ𝒍𝒂𝒚𝒂𝒓𝒂𝒌 𝒐𝒓𝒎𝒂𝒏𝒂 𝒅𝒐ğ𝒓𝒖 𝒌𝒐ş𝒖𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖𝒎 𝒏𝒆𝒓𝒆𝒚𝒆 𝒈𝒊𝒕𝒕𝒊ğ𝒊𝒎𝒊 𝒃𝒊𝒍𝒎𝒊𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖𝒎 𝒂𝒎𝒂 𝒈𝒊𝒅𝒊𝒚𝒐𝒓𝒅𝒖𝒎 𝒊ş𝒕𝒆,𝑨ğ𝒍𝒂𝒎𝒂𝒌𝒕𝒂𝒏 𝒏𝒆𝒇𝒆𝒔𝒊𝒎 𝒌𝒆𝒔𝒊𝒍𝒎𝒆𝒚𝒆 𝒃𝒂ş𝒍𝒂𝒅ığı 𝒔ı𝒓𝒂𝒍𝒂𝒓𝒅𝒂 𝒐𝒏𝒖𝒏 𝒔...