that you're alive and have a soul

261 30 9
                                    

okula gittiğimde gözlerimin şişliğini önemsemedim

insanlar bana acınası bir ifadeyle bakıyorlardı.

umursamadım

sınıflarına girdiğimde onu gördüm

arkadaşlarıyla sohbet edip, gülüşüyordu

beni görünce durdu,

gülümsedi.

gerçek olup olmadığını kavrayamıyorum,

yanıma doğru hareket ettiğinde vücudum buz kesmişti.

yüz ifadesi ciddileşti

"selam, notumu aldın mı?"

kendime engel olamıyordum

"sen, michael, gerçek misin, o not, gerçek mi?"

gülümsedi

"bahçeye çıkmak ister misin?"

çıktık.

kimsenin olmadığı bir yere gittiğimizde oturduk.

"leila, inanmamış olabilirsin ama onları yazarken dürüst davrandım,

ne düşünüyorsam onları yazdım."

gözümden akan bi yaşı elimin tersiyle sildim.

"yani şimdi?"

gülümseyerek bana baktı, diğer yanağıma düşmüş olan yaşı görünce ifadesi sertleşti.

"ağlama artık, lütfen."

gülümsemeye çalıştım.

"leila

seni seviyorum

gerçekten seviyorum, ben seninle olmak, seni üzdüğüm tüm zamanları telafi etmek istiyorum,

bana bir şans verir misin?"

yüzüme gelen saçları elimle ittim.

"sen istesen ben kendimi bile öldürürüm michael, tabii ki de şans veriyorum.

seni seviyorum."

tear in my heart // cliffordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin