Kadın çocuğunun elinden tutarken hastane koridorunda gergince yürüyordu. Çocuğuna baktığında onun fazla sakin olduğunu biliyordu ama gözlerinde ki merakı nerede görse tanırdı.
Uzun, soluk renklerle kaplı hastane koridorunda yürümek kadını her zaman boğmuştu hiç sevmiyordu ama kızı için buna katlanmak zorundaydı.
Koridorun sonunda ki odaya vardıklarında küçük kız kafasını kaldırdı ve kapının üzerinde yazan yazıya baktı "Dr. Ahir Erge"
Bu odayı hiç sevmezdi, bir adam sürekli onunla konuşmasını istiyordu ama o konuşmayı küçüklüğünden beri sevmemişti.
Kadın kapıyı çaldı ve bir cevap beklemeden içeriye girdi. Adam masasında oturmuş başka hastaların dosyalarını inceliyordu. Kadın kapıyı kapattı ve kızı ile koltuklara oturdu.
Adam kafasını kaldırmasına gerek yoktu çünkü gelecek kişileri zaten biliyordu. Dosyaları toplayıp çekmecesine koydu, kafasını kaldırdı ve karşısında ki kadına baktı.
"Hoş geldiniz Meyra hanım, sende hoş geldin küçük nasılsın bakalım" tebessüm ederek baktı kıza. Kız adama çok alışık olmasa da ona karşı en sıcak şekilde gülümsedi.
"İyiyiz Ahir bey siz nasılsınız" en ince ve cilveli sesi ile.
"Bende iyim çok teşekkürler, bugün küçük kızımızla beraber bir eğitim yapıcaz onun için size getireceğim kıyafetleri giydirmenizi rica edicem"
Kadın kafasını salladı, olacakları anlamıştı, kızına belli etmeden bakışlarını arkadan açılan kapıya çevirdi, bir kadın elinde kıyafetlerle beraber içeri girdi ve masanın üzerine bırakıp odadan tekrar çıktı.
Kadın kıyafetleri aldı ve odadaki lavaboda kızını güzelce giydirdi. Pembe ona çok yakışıyordu ama bu hastane elbisesi ile değildi.
Sıkılmıştı bu durumdan, kendi de tükenmişti. Küçücük çocuğu gözlerinin önünde eriyip gidiyordu ve en kötüsü ise onun bundan hiç haberi yoktu.
Kadın kızı ile odadan çıktı, doktor onları ayakta kapının yanında bekliyordu. Annesi ile ayrılma vakti geldiğini anlamıştı.
Doktor küçük kıza elini uzattı ve beraber odadan çıktılar. Kız arkasını dönüp annesine baktı kadının gözleri yaşlıydı. Korkuyordu kız bunun farkındaydı ama kızın tek derdi annesinin üzülmemesiydi.
Annesine baktı ve en güzel şekilde gülümsedi, annesi de dolu gözlerine rağmen ona gülümsedi ve kız önüne dönerek doktor ile beraber yürümeye devam ettiler.
"Bugüne hazır mısın bakalım minik kurbağa" doktor her zaman ona öyle derdi kızı severdi ama işinin gereği ona soğuk davranmak zorundaydı.
Kız kafasını salladı ve yine konuşmamayı tercih etti. Adam onu anladı ve ilk defa onunla beraber sustu çünkü sondu bugün her şeyin sonuydu.
Kızla beraber büyük bir odaya girdi içeride bir sedye, aletler ve bir sürü doktor daha vardı.
Kız tedirgin olmuştu çünkü ilk defa bu kadar doktorla bir odada bulunuyordu.
Annesinin ağlamasından anlamalıydı bir şey olduğunu ama dert etmedi. Doktorla beraber sedyeye ilerledi, küçük kızı kaldırdı ve sedyeye oturttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Mektup
Teen FictionYıldızlar arasında olmak, deli gibi onlarla koşmak isterdim. Tabi ki ona yetecek bir ömrüm olsaydı. Kendini serbest bırak, yık etrafında ki o duvarları, acıtsınlar seni ama gör gerçekleri, gör ve anlat. Susma asla, susarsan hayat asla kolay olmaz. ...