Ela, küçük bir kafenin camından dışarıyı izliyordu. Kafenin karşısında bulunan parkta çocuklar koşuşturuyor, yaşlı bir çift bankta el ele oturuyor ve birkaç genç, kafenin önündeki masalarda sohbet ediyordu. Herkesin günlük rutinleri içinde kaybolmuş gibi göründüğü bu manzara, Ela'nın içinde bir huzursuzluk uyandırıyordu. Onun için hayatın anlamı, sadece bu sıradanlıklarla dolu olamazdı.
24 yaşında olmasına rağmen, Ela'nın ruhu daha yaşlıydı. Yaşamın sonlu olduğunu bilmek, onun bakış açısını değiştirmişti. 70 yaşına geldiğinde öleceğini bilmenin verdiği bu bilinç, ona her anı değerlendirme gücü vermişti. Belki de bu yüzden, diğer insanların gözünde tuhaf ya da farklı görünen şeyler, onun için daha değerliydi.
Kafenin masasında otururken, elinde tuttuğu gazetenin başlığı dikkatini çekti: "Bilim Dünyası, Sonsuz Yaşamın Peşinde: Ölümsüzlük Kapısı mı Açılıyor?" Haberi okurken, içinde karmaşık duygular belirdi. Eğer insanlık ölümsüzlüğü keşfederse, sınırlı ömrü olan biri olarak kendisi nerede duracaktı? Belki de bilim, insanların yaşam sürelerini uzatabilir, ama bu onun için bir rahatlama mı yoksa bir lanet mi olurdu?
Gazeteyi masaya bıraktıktan sonra, dışarıda akşamın serin rüzgarını hissetti. Sokaklarda dolaşırken, gözleri dalıp gidenleri izliyordu. Belki de insanlar, sınırlı ömürlerinin farkında oldukları için güvende ve konforlu bir yaşamı tercih ediyorlardı, ama Ela için bu yeterli değildi. Onun için gerçek yaşam, macerayla dolu bir serüven anlamına geliyordu.
Ela, adımlarını hızlandırdı ve şehrin kalabalığına karıştı. Belki de hayat, ona daha büyük bir amaç sunacaktı. Belki de yaşamın kendisi, bulunduğu anın değerini ve anlamını keşfetmenin bir yoluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Ömrün Peşinde
Ciencia Ficciónİnsanlık tarihi boyunca, ölüm kavramı insanların zihnini etkileyen en büyük gizemlerden biri olmuştur. Herkesin yaşamının sona ereceğini bilmek, insanların hayatlarını nasıl şekillendirdiğini ve dünyaya nasıl bakış açıları geliştirdiklerini etkilemi...