"Lan Jeongin!"
Karşı taraftan koşarak basket topları fırlatılan çocuğa bağıran kişi ile odağımız o olmuştu. Üçlü asla durmuyor, adeta yarışmada gibi çocuğun üzerine sertçe basket toplarını yolluyorlardı. Çocuk ise kafasını koruyor, kanayan ve morarmaya başlayan yerleriyle öylece orada oturmaya devam ediyordu.
"Puştlar! Yeter lan. Yetmedi mi yaptıklarınız?"
Koşan çocuk yaklaşırken böyle cümleler kurmaya devam ediyor ben ise donmuş bir şekilde olanları izliyordum.
"Jisung?"
"Seungmin?"
Bir topun da Jisung'a gelmesiyle Seungmin duvardan atlamış, ben ise o atladı diye atlamıştım. Evet, o atladı diye. Seungmin, Jisung'a top atan çocuğun üzerine yürümeye başladığında kavgaya gireceğimizi anlamıştım. Jisung çok geçmeden kalkıp çocuğun yanına gittiğinde bende Seungmin'e yardım etmeye çalışıyordum, çünkü salak bi bok yapamıyordu. Kavgaları sevmem ama etmeyi ve birilerini yumruklamayı çok severim. Haz meselesi, olabilir... sorgulama, tm. Çocuklardan bir-iki yumruk yesek te oradan uzaklaşmalarını sağlamayı sağlamıştık. Ne... yumruk ağır geldi sanırım. Aslında çocuk dememe bakmayın, büyüklerdi.
"Jeongin, çok acıyor mu?"
"Sorun yok değil mi?"
"Ah hayır Seungmin. Öncekilere nazaran az bir şey olmuş."
Öncekiler mi? Ananın amı.
"Revire gitmeliyiz."
"Yardım edelim."
"Gerek yoktu aslında."
"Saçmalama, merak eder Hyunjin böyle şeyler olunca hep."
"ne?"
"Tamam o zaman gidelim."
Seungmin ve Jisung önden konuşarak giderken bende arkalarından gidiyordum. Jeongin denen çocuğu izliyordum aslında. Neden dövdüklerini ve Seungmin'in Jisung'u nereden tanıdığını da aşırı merak etmiyor değildim. Şimdilik bunları bir kenera bırakmaya karar verip okulu incelemeye başlamıştım.Okulun aslında bizimkinden çokta bir farkı yoktu. Hatta daha bile kötüydü. Bahçelelerindeki çimler bizim okulunkine kıyasla çok soluktu. İçeri girdiğimizde ilk kattaki revire doğru ilerledik. Bu okuldaki tipler yine bizim okulun tiplerine kıyasla daha değişikti. Ortamda gerici bir hava vardı sanki. Revirden içeri girdiğimizde Jisung, Jeongin'i oturtup içeriye, sanırım nöbetçi öğrenci çağırmaya, gitmişti.
"Ah Jeongin, yine mi?"
NE YINESI AMINA KOYAYIM YA. Jeongin kafasını salladığında bizden biraz daha büyük duran oğlan kafasını iki yana sallayıp sanırım sabır dilemişti. Bu arada Seungmin ise nöbetçi öğrenciye cin sikmiş gibi bakmaya devam ediyordu. Çocuk bu salağı fark ettiğinde mal olduğunu anlamaması için Seung'u dürtmüştüm.
"Merhaba?"
"Chan, bu Seungmin, size bahsetmiştim kuzenim."
HASSİKTİR NE KUZENI. BUNUN KUZENI MI VARMIS AQ
"Memnun oldum Seungmin, ben Chan... Sen de...?"
"Hyunjin"
"Memnun oldum."
"Bizd-"
"JEONGİN! NE YAPTIN YINE?"
İçeri bir anda dalan çocukla herkesin gözleri ona dönmüştü. Bağırarak içeri girmesiyle Jeongin'in bir anda sıçradığını görmüş, ama korkmuştur herhalde diyerek ses etmemiştim. Sedye de oturan çocuğa yaklaştığında elini saçlarına çıkarmış bir kaç kere çekiştirmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
cherry waves, hyunin
Action"KAÇIN ULAN BUNLAR BIZIM ANAMIZI BILE SIKER" "oha dusunsenıze bunlar bızım anamızı sikerken bizi de bağlayıp izlettiriyolar off çok komik olmaz mıydı" minsung-changlix-chanmin