Selamlar hepinize🫰🏻 Öncelikle yeni yazıyorum yani hatalarım elbette olur. Bu hatalarımı saygı çerçevesinde yorumlarda söylerseniz sevinirim. Hatalarımı düzeltmeme yardımcı olursunuz hem böylece:) Hikayeyi ana kızımızın ağzından okuyoruz bu kitapta. Şunu belirtmek isterim ki bazı tetikleyici unsurlar olabilir. Onlarda fazla ağır olmayacak merak etmeyin. Sevdiğim bazı şarkıları medya halinde koyabilirim bazı bölümlerde. Ha bu arada kitabı yetişkin katagorisinde yayınlayacağım yoksa tutmuyor kitap. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Hadi o zaman çok konuştum kitaba geçelim...
Düğün Günü
Sabah... Her gün olduğu gibi yine yorgun bir şekilde uyandım. Zaten ne zaman yorgun uyanmamıştım ki? Ben cevaplıyayım, hiç bir zaman. Kafamı yavaş bir şekilde yanımdaki buz mavisi çalar saatine çevirdim. Saatin on bir olduğunu görünce hızlıca ayağa kalktım. Hemen banyoya koştum. Elimi yıkayıp yüzüme birkaç kez su çarptıktan sonra aynadan kendime baktım. Kendi kendime derince iç çektim. Bu Çağla beni zorla başka bir arkadaşının düğününe götürecekti. Hem de bu akşam saat altıda. Tekrar iç çekip yavaş adımlarla merdivenlerden indim. Babam her zamanki gibi sabah erkenden işe gitmiş olsa gerek evde yoktu. Annem mutfakta bize kahvaltı hazırlıyordu. Şöyle bir daha evin içine göz gezdiripmutfak tezgahına annemin yanına gidip onu yanağından öptüm. "Günaydın annem." Diye tatlı tatlı konuştum. "Günaydın benim tatlı kızım." Diye karşılık verdi annem. Kahvaltıyı çoktan hazırlamış omleti masaya koyuyordu annem. "Ooo döktürmüşsün Melahat sultan." Dedim ve bir tane üçgen dilimlenmiş salatalığı alıp ağzıma attım. "Kızım oturda öyle ye boğazına dizilecek!" Diye çıkıştı annem çayları doldururken. "Tamam kızmayın sultanım." Diye yine tatlı tatlı konuşunca annem daha fazla çekişmedi ve yerine oturdu. Bende yerine oturduktan sonra kahvaltıya başladık. "Kızım!" Dedi annem önce. "Yavaş ye boğulacaksın!" Diye telaşlı telaşlı konuştu. "Hemen yemem gerekiyor yoksa Çağla beni öldürecek!" Diyerek hızlı hızlı yemeye devam ettim. "Tamam benim tatlı kızım hadi hemen yiyelim o zaman benim de derneğe yetişmem lazımdı zaten." Annemle yemekleri hızlı hızlı yedik. Çabucak bitirmiştik. Ardından annem elle yıkanması gereken bulaşıkları yıkayıp bulaşık tepsisine koydu. Bense makinada yıkanabilen bulaşıkları makinaya yerleştirip makinayı çalıştırdım. "Hadi görüşürüz hayatım, ben çıkıyorum ." Deyip yanağından öpen anneme sarılarak karşılık verdim. Ardından annem evden çıktı ve bende odama geri döndüm. "Ne giysem?" Diye kendi kendime konuşarak dolabımı açıp boş boş baktım önce. Sonra siyah bir elbise seçtim kendime.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elbisem mini elbiseydi. Üst kısmı hafif dekolteliydi ve bu bana çok yakışıyordu. Kumaşı ise kadifeydi. Omzu yatay olduğundan omuzda durması için ince siyah askıları vardı. Uzun kollu müthiş bir elbiseydi.En sevdiklerimden biriydi bu elbisem. Tekrar buz mavisi çalar saatimden saate baktım. Saat 16.00 olmuş! Hızlanmam lazım! İki saate Çağla geliyor ve yetişemezsem beni öldürür. 'Kaç saattir boş boş dolaba bakıyorum acaba?' diye geçirdim içimden. Hemen odamdaki banyoma koştum. Hızlıca duşumu alıp bakımımı yaptım. Sonra hemen elbisemi giydim. Sıra saçımdaydı. 'Nasıl bir model yapsam?' diye düşündüm önce. Ardından topuzun uygun olduğuna karar verdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
En sevdiğim topuz modelini hemen saçıma yaptım bence gayet güzel görünüyor. Elbisem ile de aşırı uyumlu. Makyaj! Makyaj yapmayı unuttum! Hemen odama geçim makyaj masamın minik pufuna oturdum. Makyaj malzemelerine bir göz gezdirdim önce. Sonra saçıma ve kıyafetime şöyle bir baktım. Aynama yönelip yüzümü inceledim. Sonra en uyumlu makyajı bulup yapmaya başladım. Önce fondötenimi ve kapatıcımı sürdüm. Ardından şu sevdiğim tipi lip gloss gibi duran allığımı alıp yüzüme kızarıklık verdi. Far olarak kahverengi rengini seçip fazla abartı olmayacak şekilde gözüme uyguladım. Şu kalem işlerini falan hiç yapamadığımdan diğer makyajım da mahvolmasın diye çekmekle uğraşmadım. Göz makyajımı rimelle sonlandırdım. Kontürümü çektikten sonra sıra dudaklarıma geldi. Önce uygun renk ruju bulup dudaklarıma taşırmamaya dikkat ederek sürdüm ardından parmağımla hafifçe dağıtarak hoş bir görüntü sağladım. Bu ruju dağıtma taktiğini de Çağla'dan öğrenmeştim ve hep kullanmaya başlamıştım. Dudak makyajım bu kadarıyla bitmemişti. Parlatıcıyla dudaklarıma parlattım. Bir şey unutmuşum gibi geliyor... Düşünmeye başladım 'Acaba ne unuttum?' diye. Birkaç dakika düşündükten sonra hatırladım. Highlighter! Hemen hızlıca onu da yapınca son kez kendime baktım aynada. Hafifçe kendi görünüşüme gülümsedim "Yakıyorsun kızım!" Diye kendi kendime mırıldandım. Ardından yavaşça ayağa kalktığımda kendi kendimi süzdüm. Gözüm bir yerde takıldı ve şaşkınlıkla oraya baktım. Ayaklarım! Pandufla mı gitmeyi planlıyorum acaba? "Evet..." Diye mırıldandım. "Şimdi ayakkabı bulalım." Diye uavaş ve sakince ekledim.Ayakkabı dolabıma koştum ve ayakkabılarıma bakındım. Siyah güzel bir topuklu seçtim ve yanıma alarak aşağı indim. Aşağıda ayakkabılarımı güzelce giydim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ceket asma yerinin yanındaki boy aynasından kendime hayranlıkla baktım. "Yakıştı..." Diye mırıldandım. Korna sesi ile kapıdan çıktım tam altıda hazır olmuştum. Hep böyle dakik bir kişiyimdir. Ne geç ne erken tam vaktinde hazırdım her zamanki gibi. Kapıyı yavaşça kapatmadan. Asılı çantamı aldım ve anahtarı içine alarak evden ayrılıp karşımdaki kırmızı arabaya bindim.