LİSELİLER VE ÜNİVERSİTELİLER 《bxbxbxbxbxbxbxb》

Tanışma Faslı

Ders edebiyattı.Zil çaldığında sıralar dolmaya başlamıştı.
"Herkese günaydın gençler"dedi edebiyat hocası.
Herkesten günaydın nidaları çıkmıştı.
"Evet bugün aranızda yeni olan öğrenciler var onlar hemen kendilerini tanıtsınlar.
"Merhaba benim adım Kuzey soyadım Işıklı
18 yaşındayım"dedi Kuzey.
Merhaba benim adım Çelik soyadım İnanç
18 yaşındayım"dedi Çelik.
"Merhaba benim adım Emre soyadım Taşkın 18 yaşındayım"dedim bende.
Diğer adları Sinan ve Defne olan çocuklarda kendilerini tanıttı.Edebiyat hocamızın adıda
Hazel Fil'miş.
Zil çaldığında Efe'yi aradım ve nerede olduklarını öğrendim.
"Çelik,Kuzey Efe ve Bulut kantindeymiş gelin bizde gidelim."dedim
Ikiside tamam deyince üst kata çıktık.
Efe ve Bulut bi masada oturmuş kahve içiyorlardı.Kuzey'de hemen bize kahve söyledi.
"Ee ilk derainiz neydi"dedi Çelik.
"Matematikti"dedi Bulut göz devirirken.
Efe Bulut'un kafasına bir tane geçirdi.
"Sırf Bulut benimle konuşmaya çalışıyor diye dersten atıldık."dedi Efe.
"Akşam bunun cezasını çekeceksin Bulut"dedi Kuzey.
Bulut kızarırken herkes sırıtıyordu.
Sonunda konu geziye açıldı.
"Bence gidelim"dedim.
"Olur gidebiliriz."dedi Çelik.
"Eveeet gidelimmm"dedi Bulut.
"Banada uyar"dedi Kuzey.
Herkes Efe'ye baktığında Efe'de onaylar şekilde başını aşağı yukarı salladı.
"Hadi sınıflara geçelim"dedim.
Herkesten tamam nidaları çıktığında aşağı kata indik.
Çelik ve Kuzey Efe ile Bulut'u sınıflarına bırakacaklarını söylemişti.
Sınıfa girip sırama oturduğumda zil çalmıştı.Pars ve Çelik'te sınıfın kapısında belirdiler.Herkes yerlerine geçtiğinde matematik eşyalarını çıkarıyordum.
Matematik hocası sınıfa geçtiğinde yine aynı şekilde kendimizi tanıttık.Ders bitmek üzereyken kapı çaldı.İçeri 19-20 yaşlarında bir çocuk girdi.
"Hocam özür dilerim Yılmaz Hoca söyledi gezi kağıtlarını dağıtmam için"dedi 20 yaşlarındaki çocuk.
"Tabii kuzum dağıtabilirsin"dedi Nil Hoca《matematikçi》
20 yaşlarında adını bilmediğim çocuk heemn kağıtları dağıttı ve iyi dersler dileyip sınıftan ayrıldı.Kağıda baktığımda 1 hafta kalmalı yurtdışı gezisi diyordu.
Diğer dersleride bitirip okuldan çıktığımızda Efe ve Bulut'ta yanımıza ulaştığında arabaya binip sessizlik içinde eve gittik.Eve geldiğimizde çantamı kenara bırakıp direkt tişörtümü çıkarıp yarı çıplak kaldım.Diğerleri kendi aralarında konuşurken mutfaktan su aldım ve merdivenlerden aşağı indim.Spor salonuna geldiğimde yaklaşık 1 saat mekik-şınav çektim.Koşu bandına bindiğimde
kapı sesi duyuldu ama bakma gereği duymadım.
"Emre"diye seslendi Bulut.
Bulut'un sesini duyduğum an ona döndüm.
"Efendim yavrum"dedim.
"Seni çok özledim"dedi.
Koşu bandını durdurup koltuğa oturdum.
"Gel babacığının kucağına"dedim.
Bulut ise sanki bunu bekliyormuş gibi hızla kucağıma yerleşti.
Başını göğsüme yaslayıp parmağını emdi.
"Babacığım"dedi Bulut.
"Efendim bebeğim"dedim bende.
"Biraz eğlenelim mi?"dedi Bulut.
Sırıtıp "Tabiki babacık"dedim.
Bulut'u seri bir hareketle altıma aldım.
Yavaş yavaş eşofmanını çıkarmaya başladım.
Bulut ise "Emre hızlı ol lütfen"diyordu.
"Emre yok babacık var Bulut"dedim.
O sırada eşofmanını çıkarmış boxer ile kalmasını sağlamıştım.Sonra kendi eşofmanımı ve boxerimi çıkarmıştım.Bulut ise gördüğü şeyle
gözleri kocaman açılmış ve yutkunmuştu.
"Hazır mısın bebeğim"dedim sırıtıp boxerini çıkarırken.
"Evet babacığım"dedi Bulut
"Sert mi? Yumuşak mı?"
Bulut ise dudak büzüp "Her zaman sert severim babacığım"dedi.