10.Başka isteyin?

46 7 2
                                    

"İşte Jinyoung bağırdıktan sonra ben ayrıldım oradan. Sonrasını da biliyorsunuz zaten."

"Şimdi sen erkek grubuna üye mi olacaksın?"

"Ya bende bilmiyorum ki tam olarak. Belki başka birinden bahsediyorlardı." San'ın sorusuna karşılık konuştum.

Wooyoung ağzına bir cips atıb bana bakarak konuşmaya başladı, "Alice sen neden salağa yatıyorsun ki? Her şey ortada ya. Ha eğer yok 'ben gruba girmek istemiyorum' da, 'hepsi erkek olmaz' da diyorsan anlarız." dedi.

"Ya konu erkek olmaları değil ki. Zaten K-popta karma gruplar var. Fakat ben bunca zaman idol olmak için çalıştım ama işte.." Mızmızlandığımı gören Hongjoong söze girdi.

"Bunlar bahane Alice, her halükarda idol oluyorsun. Bir de böyle düşün; sen o kadar yeteneklisin ki, Jinyoung seni başarılı bir erkek grubuna alıyor. Seni tanıyorum gelecek nefret yorumlarını düşünüyorsun. Fakat kafaya takmamalısın, bunları düşünmemeye çalışmalısın."
Benim iç çekişimle devam etdi.

"Eğer bu dediğin doğruysa, yakın bir zamanda sana Jinyoung sana bunu bildirecektir. Boş yere seni yarışlarla yoracak değil ya?"

"Bana da o garip geliyor zaten, bunu üyelere söylemesine rağmen ben hâlâ yarışlarla uğraşıyorum."

"Belki de sana biraz daha staj yaptıracak, sonra guruba ekleyecek." Jongho elindeki telefonla oynarken bazen konuşmaya dahil oluyordu.

"Evet, neyse ya bu sohbet beni sıktı, başka şeyler konuşalım." dedim sıkıldığımı belli ederek.

Hongjoong benim kuzenim olsa da her şeyi onun grup arkadaşlarına anlatamıyordum. Aramızda samimiyet vardı, ama fazlasına gerek yoktu. Aramızdaki samimiyet de üyelerin sıcak kanlı olmasından kaynaklanıyordu.

O yüzden onları geçiştirip konuyu kapatmak istedim. Bu konuyu Hongjoong'la yalnız da konuşa bilirdim.

İki saat gibi bir süre sonra her kes kendi dünyasındaydı. Ben de eve gitmek için ayaklandım. Sırt çantamı toparlayıp kapının yanına ilerledim ve Hongjoong'a seslendim.

"Mavi kafa ben gidiyorum."

"Ha, ne? Bekle Alice! Taksi çağırıyorum!" Koşarak yanıma geldi.

"Gerek yok şapşal, ben çağırdım zaten."

"Giriş katına kadar geliyorum ama. Bekle anahtar alayım." Kafamla onu onaylayıp gelmesini bekledim.

Sonrasında taksiye binip eve geldim. Eve girerken kendi kendime konuştum. "Çok yorucu bir gündü, bir daha olmasın."

Üstümü değiştirip kısa bir duş aldım, aslında duşta fazla zaman geçirmeyi severim. Fakat çok yorgun olduğum için alışkanlığımı kenara bırakmalı oldum.

Telefonda performans hazırlaya bileceğim bir kaç video izleyip uyudum.

-

"Alice PD'nim seni toplantı odasına çağırıyor."
Çalışan kızın bana seslenmesi ile dans provama ara vermek zorunda kaldım. Şarkıyı kapatıp ona döndüm.

"Acil mi? Fazla terledim, böyle hareket ede bileceğimi sanmıyorum."
Yıkanmam lazımdı, terli olmaktan nefret ediyordum.

"Hayır, acil değil sanırım. Çünkü odasında başkaları da vardı. Ama istersen sora bilirim." Burada çalışan kızlarla aramız iyiydi. Stajyer iken bize fazla yardım etmişlerdi. O yüzden samimiydik.

"Sorursan iyi olur aslında," dedim ona karşılık. Gülümseyerek odadan çıktı.

Bu pratik odası stajyerlere özel ayarlanmıştı. Bizden başka birisi olmuyordu. Şimdi ise ben yalnız çalışıyordum. Kızlar daha gelmemiş olmalılardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Be A Star | Lee KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin