6-İSTEME

14 3 4
                                    

"Ben şimdi erkek tarafı olsam ne olur?" Zeynep kaşlarını çattı ve koluma yumruk geçirdi. "Saçmalama Yaren!" Gülmeye başladım. "Şaka!" Ellerini göğsünde bağladı.

Zeynep'in dedesi "Ne zaman gelecek bu damat?" Gülmeye başladım. "Dede senden daha heyecenlı." Zeynep'te güldü.

Kapı çaldı. "Hah damadım geldi!" Zeynep heyecanlı bir şekilde "Ya aga yanımda dur." Başımı aşağı yukarı salladım.

Son kez üzerimdeki beyaz, kısa, dar, askılı elbisemi düzelttim. Topuklular canımı yaksada güzel görünmeliydim. Saçlarım beyaz bir lotus toka ile topluydu. Önden iki tutam bırakmıştım. Makyajım çok sadeydi.

Sonra Zeynep'e döndüm. "Aga güzelim dimi?" Başımı aşağı yukarı salladım.

Benim elbisemin lilasını giymişti, topuklularımız aynıydı, onun lotus tokası açık mordu. Makyaj pek sevmezdi, o yüzden yok denecek kadar azdı makyajı.

Kapıya ilerledi. Açmadan önce bir kez daha bize baktı, kızlarda içerden gelmişti. Zeynep'in annesine yardım ediyorlardı.

Kapıyı açtı. Ege elinde beyaz lalelerle duruyordu. Beyaz bir takım giymişti. Saçlarını düzeltmişti. Zeynep'i görünce gülümsedi. İçeri girdi ve çiçeği Zeynep'e verdi. Ardından Rüzgar, Umut, Mete, Altuğ, Ege'nin anne babası, sonra ablası felan...

Salona geçtik, ben koltuğun kenarına oturdum. Hemen yanıma Hayrunnisa, Elif, Ecrin ve Zeynep oturdu. Tam karşımda Altuğ vardı, onun yanında Rüzgar, Mete, Umut ve en son Ege oturdu. Diğer koltuklarada Ege'nin ailesi yerleşti.

Herkesi incelerken gözlerim Altuğ'a kaydı. Mübarek... Simsiyah bir takım. Bileğinde saat. Saçları dağınık... ciddiyim, saçlarını taramamış kurban olduğum.

Sonra göz göze geldik, benim baştan aşağı süzdü.

Yaklaşık on dakika geçmişti. İki aile baya kaynaşmıştı. Bu da iyi bir haberdi. Zeynep'in dedesi Ege'ye sürekli 'Maşallah, boylu poslu...' veya 'torunum sana emanet olacak... Rabbime şükür,' diyip duruyordu. Ege'de her seferinde teşekkür ediyordu.

🦖

"Tuz?" Dedi Hayrunnisa sorar gibi. Zeynep bize döndü. "Ne tuzu? Kıyamam ben Egeme!" Gülmeye başladık. Göz devirdi ve önüne dönüp kahve yapmaya devam etti.

Kahveleri dağıttıktan sonra Zeynep'te heyecanlı bir şekilde yanımıza yerleşti.

Ege'nin babası kahvesinden bir yudum aldı ve yutkunduktan sonra söze girdi. "Şimdi efendim, bizim buraya gelmemizin asıl nedenine gelelim..." Zeynep'in dedesi duruşunu dikleştirdi ve kaşlarını havaya kaldırdı. "Gençler birbirini görmüş, beğenmiş... Bizede sevenleri kavuşturmak, ardından onlara mutluluk dilemek gelir... Allah'ın izni Peygamberin kavli ile kızınız Zeynep'i oğlumuz Ege'ye istiyoruz." Zeynep'in dedesi elini çenesine koydu ve "Vermiyorum." Herkes kaşlarını çattı.

"Neden vereyim? Kızım istiyor mu?" Yanlışlıkla kahkaha atmaya başlayınca bütün gözler bana döndü. Susmak zorunda kaldım.

Bakışlar Zeynep'e döndü, "Dede sevmesem neden sizinle tanıştırayım!?" Dedesi kaşlarını çattı. "Sus it oğlu it! Dedeye öyle denir mi?" Zeynep başını tavana çevirdi ve birşeyler mırıldandı. Muhtemelen sabır diledi.

Sonra dedesi bir anda "verdim gitti." Dedi. Zeynep başını Ege'ye çevirdi. Göz göze gelidiler. İkisininde yüzündeki mutluluk...

Neyse sonra sohpet muhabbet derken yüzükler takıldı, sonra herkes kendi evine.

Tabi biz isteme için Adana'ya kadar geldiğimiz için... Burda kalmak zorunda kaldık. Egelerde sanırım Zeynep'in teyzesinin yan tarafta evi vardı orada kalacaktı. Bizim kaldığımız odanın balkonu ile onların ki çok yakındı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BEN SENDEN VAZGEÇMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin