Karakterler multimedya da :)
Saat 8:00
Cumartesi günü olmasına rağmen her zamanki gibi erken kalkıp kendime kahve hazırlayıp bahçeye çıktım. Güneşle biz kardeşiz ve her zaman birbirimizi seven iyi geçinen kardeşlerden olmuşuzdur çünkü aramızda altı ay falan var. Ben Güneş'ten altı ay daha büyüyüm.Babamız geçen yıl trafik kazasından öldü her ne kadar üzerinden bir yıl geçse de Güneş etkisinden çıkamadı ve daha içine kapanık oldu. Bense güçlü olup üzülmemeye çalışıyorum. Telefonun çalmasıyla irkildim telefonu annemin açacağı için sorun etmeyip kahvemden bir yudum alıp oturmaya devam ettim. Annemin bana doğru geldiğini fark edip arkama döndüm gülümseyerek''Nefes kızım telefon sana Rüzgar arıyor'' dedi. Gözlerimi büyültüp bir çığlık attım. Rüzgar bizim kardeşimiz gibiydi ve o Liseyi New York'ta okuyor. Bu yüzden pek arayamıyor.
''Nefeees! Sana harika bir haberim var!''
''Ne oldu?''
''Babam sizi özlemiş, benim kızlarım bu sene bizim okulda okusun diyor''
''Sen ciddi misin? New York'a mı?''
''Evet. Şimdi telefonu annene ver ki izin alabilelim yavrum''
''Ehehe tamam yavrum anneme veriyorum. Annağğğ Rüzgar yavrum seni istiyoğğ''
Annemin 'gerizekalı' diye mırıldanmasına bir kahkaha atıp Güneş'in yanına adeta bir super women gibi ışınlandım.
''Uyansana sarı yavrum''
''Ne var yaa'' saate baktıktan sonra gözlerini büyültüp ''yoğğamınağğ daha saat sekiz''
''Rüzgar aradı yavrum, bizi New York'a çağırıyoğğğ, Murat amca bizi özlemiş onların okulunda okumamızı istiyo kızığğm''
Beklemediğim bir şekilde Güneş yataktan zıplayıp basamakları ikişer üçer atlayarak aşağı indi. İndi mi dedim? ah, daha doğrusu inmeye çalıştı çünkü götünün üstüne düştü. Peşinden kahkaha atarak onu takip ettim. Bahçeye geldiğimizde annem oturmamız için işaret yaptı, birbirimize bakıp oturduk. ''Kızlar bildiğiniz gibi babanız geçen yıl vefat etti, ve kolay olmadığını, etkisinden çıkamadığınızı biliyorum. Bu yüzden Rüzgar'la beraber amcanızın okulunda devam edebilirsiniz.'' çığlık atıp birbirimize sarıldık daha sonra annemizin boynuna atlayıp yaklaşık bin kere öptük. Abartmıyorum. Öptük. Güneş bir an durup ''Ne zaman gidiyoruz?'' dedi. ''Bu akşam için bilet aldık sabaha kadar anca orda olursunuz, orda amcanızla Rüzgar sizi alıcak. Alın şu kredi kartlarını. Limitsiz. İstediğiniz kadar harcayın'' diyince kafayı yemişçesine anırıp -çığlıktanda öte bişey bu- tekrar tekrar annemizi öpüp merdivenleri üçer beşer çıkıp bavulları hazırlamaya koyulduk.
''Nefes bişey dicem''
''De Güneş''
''Ya yaralarımdan dolayı beni garip bulup sevmezlerse?'' Güneş babamızı kaybetmenin etkisinden çıkamadığı için kollarında ve bacaklarına ağlama krizlerinde faça atmıştı. Bu ölümde en çok Güneş etkilendi çünkü Güneş babasının kızıydı, annemle pek takılmaz babamda geçirirdi boş vakitlerini. Güneş için zor bir yıl olacak çünkü bir yıldır neredeyse hiç dışarı çıkmıyor. Çünkü etrafta sinir bozan mükemmel aile tablolarını görmeye dayanamıyor. Ben de dahil.
''Saçmalama Güneş, eminimki seni çok seveceklerdir sarı yavrum'' -aslında sarışın değildi ama ismi güneş ya hani güneş sarıdır neyse ya-
''Umarım'' diye mırıldandıktan sonra bavullarımızı hazırlamaya devam ettik
***
''Anne hadiii''
''Tamam tamam hazırım hadi gidelim'' Güneş gönülsüzce arabaya bindi ve harekete geçtiiik. Heyecandan ölebilirim çünkü küçüklüğümden beri hayalini kurduğum şehre gidiyorum. Annemin ''Güneş iyimisin kızım'' dediğini duyunca bi anda irkilip Güneş'e döndüm. Gözleri dolmuş ağlamak üzereydi ama dışarda kimse yoktu ağlaması tuhaaf. ''Noldu yavruuum'' deyince daha fazla ağladı gibi galiba -,- ''Tuhaf olduğumu düşünecekler, Nefes Rüzgar ve arkadaşlarıyla takılırken ben evden okula gidicem haftasonlarıda evde tek başıma oturucam çünkü deli olduğumu düşünecekler'' Güneş'in bu lafı üzerine annem çok üzülsede belli etmemeye çalışıyordu.
***
Sonunda hava alanına geldik ve Güneş'in gözleri kıpkırmızı ama en azından artık ağlamıyordu. Annemse üzüldüğünü belli etmemeye çalışıyordu, ama hiç iyi rol yapamıyor. ''Hadi kızlar uçak az sonra kalkıcak'' dedi ve bana uzunca sarıldı ve ardından Güneş'e uzunca sarıldı. Ağlama sırası annemde olmalı ki bu seferde o ağlamaya başladı. Bana bakarsak ağlamamın nedeni öküz olduğum değil, ağlayamamam. Herkesin önünde ağlayamam ben. Herneyse uçağın anonsu yapılınca son kez sarılıp annemizden ayrılıp bavulları alıp yürümeye başladık.
Merağbağ yawrularımız. Biz yazarlarınız Melike ve Azra. Umarım hikayemizi beğenirsiniz. Oy vermeyi unutmayın lütfeeen. Şimdiden okurlarımıza not; Sizi şimdiden çok seviyoruğz yawrularığmığz. :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Yeni Hayatımız~
ChickLitBazen herşey yeniden başlar, bazen daha kötü bazen de daha iyi olur. Hiç beklemediğimiz bir anda hiç beklemediğimiz şeyler olur. Bazen yeni aşklar, bazen yeni arkadaşlar, yeni şehirler. Kısacası yeni bir 'hayat' Güneş ve Nefes'in New York macerasınd...