1. Bölüm(Okul)

97 2 0
                                    

Tam olarak 13 yaşındayım ve çanta götürmeden geçirdiğim 8 yılı SBS sınavı ile geride bıraktım. Sınava girmem bir şeyi değiştirmedi, sınav sonunda babam beni özel bir okula götürüp kayıt başvurularını tamamlamıştı.
Denizli'de tanınan ben ablam devlet lisesinde bir takım olaylar yaşadığı için kolej kurbanı olmuştum. Abla dediğime bakma benden birbuçuk yaş büyük ve ben ona Eylül olarak hitap ederim. Hoş; o da sadece tanitma amaçlı kardeşim der. Kübra ismini ona vermedikleri için kıskanıp adımı hep kısalttı, bu yaşıma kadar Küp olarak çağırıldım.
Okul açılmasına az zaman kalmışı okuldan forma almalıydım. Eylül sağolsun beni arkadaşlarıyla tanıştırıp yabancılık çekmekten kurtarmıştı.
Songül gelip bizi evden aldı ve okula gittik. Sınıf listeleri kapılara asılmış, öğrencileri bekliyordu. 9. sınıf sadece 1 taneydi; ve en üst katta. Daha fazla kayıt talep edilmemesinin kurbanıydık ve her gün 4. kata inip çıkmak gözümü korkutmuştu. Sınıf listesinde sadece iki kız görünüyordu. Şoka girmemek elde değildi, ilk okulda 52 kişilik sınıfta kaç kız kaç erkek olduğunu bile bilmiyordum, iki kız afallamama sebep olmuştu. Üç gün sonra okul açılacak, o erkek kokulu sınıfa girmeye mecbur kalacaktım.
Kick Boxs yapmak benim hobimdi. Okula girdigimde müdürün öğrenci topluluğuna hasreti konuşması ve 9. sınıflara hoşgeldin merasimi. Sıkıcıydı sınıfta beraber olacağım tek kız yanımda duruyordu; sakin, sarışın, güler yüzlü ve değişik isimli kızdı. Peri..
Sınıfta tek kişilik sıraların Allahın bana verdiği lütuf olara görüyordum. İnsanlar hoşuma gitmiyordu, ben insan sevmezdim. Ergendim, herkesi tersler, makyaj yapar, perçemimi kıvırır ve gönlümün istediği şekilde giyinirdim. Kimse bana karışamazdı.

Henüz yanımda gezen kızın adını unuturken müdür yardımcısı ilk hafta beni odasına çağırdı. Daha bir hafta geçmişti bi vukaat işlemiş olmam göz önünde bulundurulamazdı. Yusuf Bey'in odası bir alt kattaydı ve başkası yerine kendisi gelip çağırmayı tercih etmişti. Saygimda kusur etmeyen bi ergendim.
-'Merhaba Kübra, ben Yusuf. Müdür yardımcısıyım, nasılsın?' diye konuşmaya girdi.
-'İyiyim teşekkür ederim.' demekten başka seçeneğim yoktu. 'Bende Kübra, siz nasılsınız?'
-'İyiyim canım' dedi gözlerime bakarken. 'Seninle konuşmamız gerekiyor, okulumuza geldiğin için mutluyuz fakat senden çekinen insanlar var.' diye konuşmaya girdi.
Afalladığımı surat ifademi değiştirirken farketmiştim. İnsanlar daha beni tanımadan neden çekinmeleri gerekirdi ki? Devam ettim;
-'Ne gibi çekinme?'
-'Beni yanlış anlamanı istemiyorum Kübra, sanıyorum bir videon varmış. Ve bunu izleyen öğrencilerimiz.'
Çaktırmadan gülümsememi bastırmaya çalıştım, eski bir videoydu ve ayakkabımın paramparça olmasına sebep olmuştu, annemin tabiriyle 'surata çalışmış' kavgasıydı.
-'Ne yapabilirim yani, geçmiş bir konu ben üzerinde durmuyorum.
-İnsanların benden çekinmesine gerek yok, öfkelenmediğim sürece.' demekle yetindim.
-'Senden bir söz almak zorundayım, ve bu sözü kağıda dökmeni istiyorum.'
-'Anlıyorum, insanları sevmememde var bir şeyler.' dedim ve kağıt kalemle yazma başladım.
Okulumdaki arkadaşlarımın benden çekinmesine gerek yok, videoyu yok ettik ve kimsenin ulaşmamasını sağlamaya çalışıyoruz. Söz veriyorum, benden çekineceğiniz hareketler yapmayacağım.

Yazmaya son verdiğimde Yusuf Hoca kapıya kadar eşlik etti.
Benden kısa boyluydu, güler yüzlüydü. Bir haftanın sonunda ilk okuldan Canan kayıt için geldiğinde çok sevinmiştim, hemen Peri ile tanıştırdım.
Diğer gün Canan ile beraber bir kız daha gelmişti. Artık sınıfta 4 kızdık. Yeni gelen kız, Tuğçe o da kavgacıymış. Sevindirdi beni.

Üzerinden bir ay geçti Voleybol takımına girmiştik. Eylül'ün ikiz arkadaşları vardı. Ama biz Sena ile iyiydik, okul çıkışına sevgilisi geliyordu. Müdür kızıydı. Sevgilisi salak akılli bi tipti ve Sena okul çıkışında sevgilisiyle arka kapıdan ben çıkartıp ben girdiriyordum. Voleybol takımına ben seçildim. Her gün yarım tostla ve yemekhanedeki yemeklerle beslenirdik.
Benden üst sınıflar beni pek ilgilendirmiyordu, ama Sena'da, Songül'de 12. sınıftalardı.

Olaylar gelişti, Sena ve sevgilisiyle inanılmaz bir biçimde düşman olmuştum. Sevgilisi Denizli'ye numaramı dağıtmıştı. Bu benim sabah Sena'yı dövüp, okuldan atılmak için güzel bir sebepti. Sabah olup kıza saldırmaya kalktiğımda tekrar Yusuf hocanın yanına gitmeliydik. Haklı çıktım maalesef. Müdür özel olarak odasına çağırmıştı kızı için. Biraz afra tafra, biraz fırça.
-'Atın beni okuldan.'
-'Atmayacağız.'
Tabi bu özgüvenli konuşmanın sebebi babamın eğer ben atılırsam, Eylül'ünde okuldan alınması olacaktı.
Gün geçtikçe kavga artiyor disiplin cezalarım artıyordu. 3 ay geçti. Aralık oldu ve hocalar ile aramız gayet iyiydi.

Erkeklere güvenmemek; Milyon sebepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin