Okula şiş gözlerle gittim. Hem uykusuzdum, hem de ağlamaklı. Sabah dersleri bitmeden rehber hocası çağırdı.
-'Günaydın Kübra, nasılsın?' çok güleç yüzlü bir kadındı.
-'Teşekkür ederim, iyiyim. Siz nasılsınız?' diye sorarken Samet kapıyı çaldı ve içeriye girdi.
-'Beni çağırmışsınız hocam?'
-'Evet Hakan, geç otur.' karşıma oturmuştu. Birbirimize bakıp aptal gibi gülüyorduk.
-'Ayrılmak mı? Yoksa aileniz kontrolü halinde görüşmek mi istiyorsunuz?' dedi. Samet; 'Biz ailemiz kontrolü ile görüşmeye devam ederiz.' dedi. Öyle olmayacağını adımız gibi biliyorduk. Gün bitimine kadar evde olanları düşündüm. Furkanı özlemiş gibi hissediyordum. Tuğçe'nin telefonundan mesaj atmak istedim.
-'Furkan, ben Kübra.'
-'Efendim Kübra?' dedi. Onunla bir şeyler konuşmak istiyordum.
-'Cok üstüme geliyorlar evde, çıkıp gideceğim bir gün.' ne diyeceğini bilmiyordum.
-'öyle bir şeyde hemen bana ulaşacaksın!' ona güvenip güvenmemek konusunu hiç düşünmemiştim.Eve gittiğimde rehber hocamız çoktan aramış ayrılmak istemediğimizi söylemiş. Annem istemez gözlerle bana baktı
-'Ayrılmak istemiyormuşsunuz.'
-'Evet anne sizin de haberinizle görüşeceğiz.'
Günler kısaydı eve geldiğimizde hemen yemeğe oturmalıydık. Babam geldi ve yemekte konuşmaya başladı;
-'Kübra ayrilacaksın o çocuktan, dün ne konuştuğumuzu hatırlıyor musun?' babamı ilk kez bu kadar öfkeli görmüştüm. Dostum babam canavar olmuş gibiydi. Tuvalete gidiyorum diyerek çıkmaktan başka çıkışım yoktu. Furkan'a haber verip, telefonu evde bırakıp çıktım.Hava çok soğuktu, üzerimde yazlık t-shirt üzerine hırka vardı. Furkan karşımdan geliyordu. Ailemden nefret etmiştim. Ağlamaktan açılmayan gözlerimi aralayarak Furkan'a baktım.
-'Hoşgeldin.'
-'Hiç hoş gelmedim!' diye durduk yere Furkan'ı azarlamıştım. Yürümeye başladık. Çok uzun yol yürüdük. Artık yorulmuştum, dinlenmem gerekiyordu. Önümüzde hastahane vardi ve arka tarafı bekleme amaçlı banklarla doluydu. Oraya oturduk ve uykumu bastırmaya çalışmama rağmen Furkan'ın omzunda uyukluyordum.
O sırada tanımadığım birisi geldi, Furkan hoşgeldin demek için ayağa kalkamadı omzunda olduğumdan. Kafamı kaldırıp bakmak istedim, o sırada Furkan üzerindeki hırkayı çıkartıp üzerime koydu.
-'uykun varsa yer ayarlayana kadar omzumda uyu biraz' dedi
Arkadaşını görmek istiyordum fakat uykum izin vermiyordu. Sesleri duyuyordum;
-'ne güzel aşk!!'Biraz sonra uyandırıldım ve yürümeye başladık. Furkan beni evine sokacaktı fakat evi müsait değildi.
-'Bekle!' dedi ve gitti.
Az sonra geldi ve beni odasına götürdü. Konuşmaya başladı;
-'Sıkıntının ne olduğunu bilmiyorum, eğer istersen yarın seni evine götürürüm, istemezsen bir şeyler ayarlamaya çalışırım.'
Bilemiyordum. Bi tarafta ailem, bi tarafta Samet. Veya Furkan..
Yatağa uzandığım gibi uyumuşum. 3 saatlik uykudan sonra uyandığımda Furkan hala uyanıktı.
-'Bir arkadaşımla konuştum.' dedi karanlıkta. Ne konuştuğunu sormak istemedim. Evde ne olduğundan haberim yoktu. Telefon çaldı;
-'alo?'
-'Furkan, ben Halil. Kubranın ailesi aradı babasıyla kavga etmiş. Ulaşamıyorlarmış, haberin var mı?'
-'Evet' dediği anda telefon kesildi. Açılmadı. Yarım saat geçti geçmedi kapıya polis geldi. Evin babaannesi çıldırmış gibiydi. Polis arabasına bindik ve karakola götürüldük. Annem geldi ve sarıldı. Biraz soru, ifade ve eve dönüş. Yorucu gündü.Eve girdiğimde babam, teyzem, eniştem ve abim koltuklara oturmuş sessizce bekliyorlardı. Karşılarına oturdum soğukkanlı bir biçimde. Babam konuşmaya başladı;
-'Konuştuğun bir çocuk, yanına gittiğin bir çocuk. Ne oluyor sana ne ailenle bi problemin mi var? Sevmiyor musun bizi?!'
Cevap vermiyordum, içimden geçiriyordum sizi sevmiyorum demeyi. Babam bunu hak etmiyordu.-'Kalk şu odaya geçte orda konuşalım' dedi ve beni yatak odasına götürdü. Yatağa oturdum babam başımda bekliyordu.
Sinirli bir biçimde tokat attı ve gözlerimden yaş düşmeye başladı. Saçlarımdan tuttu ve abimi çağırdı;
-'Efendim baba??'
-'Penseyi getir! Dişlerini sökeceğim. Bu saçlarda kesilecek!!!' eniştem ve annem koşarak geldi. Annem sarıldı bana ve ağlamaya başladı. Eniştem;
-'Kübra bu gün bizimle kalsın' dedi ama ben annemle kalıp konuşmak istiyordum.
-'Hayır annemle kalacağım' dedim.
-'Anne Samet'le tanışmanı istiyorum.' tamam kızım dedi. Çok üzülmüştü. Annem dördüncü kez beni kaybetme korkusu yaşamıştı. İlk üçünde kalbim durmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkeklere güvenmemek; Milyon sebep
ChickLitHer hangi birinin omzuna başını yaslayamayıp ağlayamıyorsan; çevresi en geniş kişi sensin.