Nixie~
Bugün hava fazla sıcaktı diğer günlerin aksine. Sanırım artık yaz geldi ve çiçekler sonunda açılacak. Ben Nixie, ama genellikle bana Nix derler. Bu sihirli ve olağan üstü güçlere sahip olan dünyada sadece uçma gücüne sahip olan birisiyim. Evet gücüm herkesin hayalinde olan bir güç olabilir ama maalesef ki bu güçte hiç iyi değilim. Güce sahip olabilirim ama kullanmasında berbatım. Biraz dengesiz olabilirim sanırım.
Altı yaşındayken anne ve babam kavga ettiklerinde annem on yerinden bıçaklanmıştı ve babam ise ömür boyu hapishaneye mahsur kalmıştı. O kavganın sebebini asla öğrenemedim. O günden sonra beni yetimhaneye bıraktılar ve küçücük yaşımda herkesin bıkmış olduğu bir velet haline gelmiştim. Yetimhane de iki tane yakın arkadaş edindim ve onlar bir arkadaştan ötesiydi. Kesinlikle onlar ailemden daha iyilerdi.
"Hey Nix artık hazırlanmayı düşünüyor musun? Öğle yemeğine geç kaldık aptal!" evet bu benim sevgili arkadaşım Amy'di. Buraya ilk geldiğinde biraz fazla kavga etmiş olsak ta en yakın arkadaşımdan birisiydi. Ailesi onu beş yaşındayken bir çöpün yanına bırakıp kayıplara karışmışlar. O buraya ilk geldiğinde fazla sessizdi ama benimle tanışınca içinden çıkan kişi asla Amy gibi değildi. Bunun sebebi Amy'nin çoklu kişilik bozukluğunun olmasıydı. Evet Amy'nin çoklu kişilik bozukluğu var ve bunu o on yaşında iken öğrenmiştik. İçinde yaşattığı diğer kızın adı ise İvy. Amy fazla sakın biri olsa da İvy onun zıttı gibi bir şeydi. Asla sakın kalamaz ve kaostan zevk alan birisiydi. Ve onun gücü ise hava durumunu düzenlemek. Fazla sıkıcı geliyor olabilir ama olduğunuz yerde ister yağmur yağdırın ister kar ister fırtına. Bunları tek başına yapabiliyor ve bu bence çok güzel bir güç.
"Geldim ya ne bağırıyorsun salak." diyip odadan çıktığımda Amy'nin sinirli bir şekilde bana baktığını gördüm.
"Yine senin yüzünden yemeği kaçırırsak senin boğazını kopartırım." dedi ve sinirle önden yürümeye başladı. Evet maalesef ki ben hep geç uyandığım için yemeği kaçırıyorduk ve bu yüzden hep azar işitiyordum. Yazık bana valla ya.
Yemekhane ye girdiğimizde bize el sallayan Ryan'i gördük ve yemeklerimizi alıp onun yanına oturduk. Ryan ise benim buraya ilk geldiğimde bir abi gibi bana sahip çıkmıştı, aramızda sadece iki yaş olmasına rağmen benden çok büyükmüş gibi hep benim yerime o kararları verir. Gücünü soracak olursanız onun gücü ateşlerle oynayabilmesi. Kesinlikle çok havalı bir güç. Onun buraya düşme hikayesi ise doğduğunda annesinin ölmesi ve babasının da sadece on yaşına kadar bakabilmesi ve sonara buraya getirmesi sonucunda olmuş. Benimle hep iyi anlaşan ama bir o kadar da kavgamız eksik olamayan bir çocukluğumuz var.
Amy ben ve Ryan küçüklükten beri hep yakındık, buraya geldiğimde ben ve Amy aynı yaştaydık ama Ryan on yaşındaydı. Yani ben gelmeden iki yıl önce Amy buradaydı. Ve buraya Ryan ile aynı ay gelmiştik. Şimdi Ryan on sekiz ben ve Amy ise on altı yaşındaydık. Ryan aslında kendisine bir ev bulup oraya gitmeyi ve bizi de kendisi ile beraber büyütmeyi düşünse de buna müdire Manuel izin vermedi. Onun on dokuza girmeden bir yere bırakacağını sanmıyorum.
"Nix bir daha seni bu kadar beklemem haberin olsun" ağzına yemek tıkıştırarak konuşan Amy fazla tatlı görünüyordu.
"Hadi ama o kadar da geç kalmadık"
"Buna geç kalmamak diyorsan seninle daha işimiz var kızım" diyen Ryan'a ters ters bakmaya başladım.
"Ya sen kessene sesini valla alırım ayağımın altına ha" dediğimde baş parmağı ile işaret parmağını burun kemerine koydu.
"Allah'ım sen sabır ver bana yarabbim" diyen Ryan'a yine ters ters baktım.
"Sus ulan o sabır bana lazım asıl" diyince elindeki kaşığı kafama fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𓆩KELEBEĞİN LANETİ𓆪
Fantasyinsanlar güçlerini genel olarak hem iyilik hem de kötülük amacı ile kullanırlar. Herkese ait normal güçler olurken "Kelebeğin Laneti" gücü şimdiye kadar sadece bir insanda olmuştu. Bu güç bilinen en kuvvetli güçtür ve herkesin aklını karıştıracak uy...