Merdivenlerden çıkarken hep çırpındım ama işe yaramadı. En sonunda bir odaya girdik. Full siyah eşyalı hatta siyah çarşaf takımlı birde yatak vardı. Beni omzundan direk o yatağa attı. Kaçmak için kapıya yöneldim ama tek kolu ile kavrayıp tekrar yatağa attı beni. Tam üzerime çıkmıştı ki odaya biri daldı. Ateşe benzeyen bir adamdı.
"Ateş polis Murat ve ekibi geldi. " adamın gözü beni bulduğunda bana bakarak " Kızı istiyorlar kaçırdığımızı anlamışlar "
Ateş üstümde sinirle derin bir nefes aldı. İsmi gibi ateş atan bakışlarla baktı adama
"ÇIK ODADAN!!! "
Sinirli halinden ve bağırmalarından korkuyordum.
Ateş üstüme yüklendi ve eli ile ağzımı kapattı.
" Kendim geldim diyeceksin yoksa babanıda senide öldürürüm. Ve emin ol sen öldükten sonra hapse girsem bile gam yemem. Benim değilsen kimsenin olmayacaksın. DUYDUN MU!? "
Korku ile başımı 'evet' anlamında salladım. Üzerimden kalktığında bende yatağa oturdum. Bana sertçe bakıyordu.
Odaya bu sefer Murat polis daldı. İlk Ateş'e sonra bana baktı. Yanıma gelip kolumdan tuttu. Beni ayağa kaldırdığında sımsıkı sarıldı. Nefesini omzumda hissediyordum.
Ateş sinirle Murat'ın kolundan tutup kendine doğru asıldı. Murat'ın kollarından kurtulmuştum. İkiside birbirine yiyecek gibi bakıyordu.
"Polis değil misin sen, nasıl sarılırsın kadınıma?! "
"O senin kadının değil! Polissem polisim sarılmama engel değil"
"Polis olman değil zaten ben engelim sarılmana! "
Murat dalga geçer gibi sırıttı. Bana döndüğünde el kol hareketleri yapıyordu.
"Neyin oluyor bu senin Duru da bana emir veriyor?"
Dalga geçtiği açıkça belliydi. Ateş'in bakışları benim korkumu arttırıyordu. Babama zarar gelmemesi için herşeyi yaparım. Yutkundum ve korkmuş halimle konuştum.
"Sevgilim... "
Neden böyle dedim bilmiyorum ama Murat'ın bana bakması ile pişman olmuştum bile. 'Naptın sen? ' dermiş gibi bakıyordu.
Yüzü düşmüş ve alaycı gülüşü kaybolmuştu. Alay etme sırası ise Ateş'te idi.
"Duydun polis sevgiliyiz biz"
Murat başını öne eğip belli belirsiz sallamıştı. Kafasını kaldırdığında gözlerime bakıyordu. Yanıma doğru geldiğinde yalvarmak istedim ona.
"Baban kayıp ilanında bulunmuştu. Şimdi sen ve sevgilin karakolda ifade vereceksiniz. "
Yalvarıp yakarmak istiyordum. Pişman olmuştum öle dediğim için. Tüm gerçekleri anlatsam Murat beni de babamı da korur muydu?
Mafyaya karşı gücüm yok. İlk ben ve Ateş çıktık. Arkamızda ise Murat vardı.
Evden çıkınca kapının önünde duran polis araçlarına ayrı ayrı bindik. Benim yanıma elbette Murat polis binmişti. Dediklerime inanmamıştı tabiki.
"Durum- yani Duru öğretmen Ateş Parslan seni neyle tehdit ediyor? Sen bu adamla sevgili olamazsın. Doğru söyle! Bişey mi gördün, duydun? "
Başımı eğdim. Yalan söylemeye alışık biri değildim. Ne diyeceğimi düşündüm. Babamın ve kendi canım için yapmalıydım. Yalan söyleyecektim.
" Tehdit etmedi konuşmak istedi bende gittim. "
Belli belirsiz kafa salladı. Yalan söylediğim belliydi. İnanmıyordu bana. Haklıydı. Daha önceki gece korktuğum adama şuan sevgilim diyordum. Ben bile dediğime inanmazken Murat asla inanmazdı.
Karakola geldiğimizde arabadan indik. Ateş ile yan yana içeri girdik. Sorgu odasının önünde babam oturuyordu. Beni görünce koşarak sarıldı. Korktuğu belliydi.
Biraz o halde kaldıktan sonra kollarından ayırdı beni ve omuzlarımdan tuttu. Sinirli şekilde Ateş'e baktı.
"Bu mu kaçırdı kızım seni? Murat komser atın bunu içeri yavrumu bu kaçırdı! "
"Baba o kaçırmadı ben gittim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehditkâr
Teen FictionGenç bir ögretmene aşık olan mafya ve aynı öğretmene aşık olan bir polis. +18