Maç | 34'

411 29 9
                                    

Maç başlamıştı ve oynuyorduk. Güzel oynayamıyordum. Oynuyor olsam bile, bana öyle gelmiyordu.

Her şey berbat gibiydi. Hiçbir şey anlamıyordum.

İlk yarı bitti. 1-0'dı skor, öndelerdi. Hem psikolojik olarak, hem de skor olarak.

Soyuma odasında oturdum. Herkes birbiriyle konuşurken, ben sessizce köşede oturuyordum.

Yanıma oturuymasıyla düşüncelerimden çıktım.

"Güzelim, iyi misin?"

Arda'ya baktım.

"İyiyim."

Yalan. Yalan söylüyordum.

"Sorun ne?"

"Bilmiyorum, odaklanamıyorum Arda. Oynayamıyor gibi hissediyorum."

"Ne? Maçı sen taşıyorsun Azra. Hepmiz berbat haldeyiz."

"Neden böyle oldu? Son üç maç kala neden?"

"Bilmiyorum birtanem, ama halledeceğiz. Çevireceğiz."

"Sanmıyorum."

"Azra, noluyor?"

"Ne olmuş?"

"Niye bu kadar olumsuz düşünüyorsun?"

"Bilmiyorum. Öyle olacakmış gibi geliyor."

"Azra hayır. Düşünme öyle. Çevireceğiz, inanıyorum ben."

Gülümsedim.

Etrafa bakıp, birisinin bize bakıp bakmadığını kontrol ettim.

Bakmadığını görünce, Arda'nın dudağına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.

Arda güldü.

"Kazanırsak, daha uzununu alırım."

Güldüm.

"Bakarız."

-

Düdüğü duyduğum an bütün vücudumdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. Öylece kalakalmıştım.

3-1 bitmişti maç. Gerçekten berbat oynamıştık.

Kendime gelmemi sağlayan şey, omzuma dokunan bir eldi.

Kafamı çevirip baktığımda, bunun Bellingham olduğunu gördüm.

"Hadi gel, kalma burda."

Birlikte yedek kulübesinin oraya gittik. Gittiğimde bana su uzattılar, elimin tersiyle ittim. Yere oturdum. Bacaklarımı diktim ve ellerimi dizlerimde birleştirdim. - Arda'nın oturuşundan. -

Öylece karşı takımın sevinmelerini izlemeye başladım.

Bu kupa yönünde ki en önemli maçlardandı. Kesinlikle kazanmamız gerekiyordu.

Finalde biz de olacaktık.

Bu, Velencia'yla olan maçı kazanacaktık. Sonra Atletico Madrid, ve Barcelona.

Barcelona final maçıydı. Oynadığımız maçlarla yarı finale kadar çıkmıştık.

Şimdi tek olmasını umduğumuz şey, Atletico Madrid'in Barcelona'ya karşı kaybetmesi.

"Azra?"

Kafamı çevirip Clara'ya baktım. Sonra tekrar Velencia takımına baktım.

Dudaklarımı birbirine bastırıp öylece bakmaya devam ettim.

Gözlerim dolup dolup duruyordu. Her defasında da kendimi sıkıyordum, ağlamamak için.

O kadar dalmışım ki, düşüncelerimden Arda'nın kolumdan tutup beni kaldırmasıyla sıyrıldım.

Zaman İzimizi İkimizi Siler | Arda GülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin